Mevláná Kültür Merkezi müteahhit inadına takıldı

‘‘MEVLÁNÁ'yı öğrenmek için Baki Hoca'yı okumak lazım’’ yazım üzerine (18 Aralık 2001) Konya Büyükşehir Belediyesi'nden bir e.posta aldım.

Dokuz yıldır tamamlanamayan Merkez'in inşaat durumunu öğrenince bürokrasi engelinin ne demek olduğunu bir kez daha anladım.

Mevláná Kültür Merkezi'nin yapımını önce Kültür Bakanlığı üstlenmiş, ödenek yokluğundan bitirememiş, bunun üzerine inşaatı Konya Büyükşehir Belediyesi devralmış.

Müteaahit firmaya gönderdiği mektupta, yeniden ihale açılacağını, ihaleyi kazanırsa onların Merkez'i tamamlayacaklarını, kazanamazlarsa da yeni firmanın onlara harcadıkları parayı vererek, inşaatı onların bitireceğini yazmışlar.

Ne yazık ki müteahhit firma bu yazıya cevap vermiyormuş.

Bu yüzden de Merkez'in inşaatı durmuş.

Koskoca bir merkezin geleceğini bir müteahhidin tayin etmesine çok şaşırdım.

Firmayı da ayıpladım.

Yazımla ilgili e.posta'dan çıkanlar:

MEVLÁNÁ'YA YABANCILAR SAHİP ÇIKIYOR

Vefa Erdem, Şeb-i Arus
törenini seyrettikten sonra, internette Mevláná hakkında bilgiler aramış, okuduklarından sonra üzülmüş: ‘‘Bulduğum bir sitede, Kanada'da yaşayan bir İranlı tarafından iletilen bilgide, Mevláná'dan İranlı diye söz ediliyordu.

Konya'yı da, Kuzeybatı İran'da olan bugün Türkiye sınırlarında bulunan bir Pers şehri diye yazmıştı.

Kitaplarını Farsça yazdığı için sahipleniyorlardı, biz de kendi dilimizde verelim eserleri, çünkü başka ülkeler dil aracılığıyla onu kendi kültürlerine mal ediyorlar.’’

Oktay Sinanoğlu, Bye Bye Türkçe, Bir New York Rüyası
'nda bu durumu ayrıntısıyla dile getiriyor.

N. Kağan Gürsoy da aynı konuya değiniyor:

‘‘Mevláná Amerika'da bir İranlı olarak biliniyor, kendisi hakkında gerçekten onlarca kitap var, müelliflerin pek çoğu da ya İranlı, ya Hint ya da Amerikalı, bir tek kitap görmedim ki yazarı da Türk olsun.’’

Volkan Güzey, Malaga'
dan (İspanya) yurtdışı Sema Gösterileri üzerine önemli bir uyarıda bulunuyor: ‘‘Bugün Malaga'da seyahat acentesi sahibiyim.

Geçen gün eşimle bir başka gösteriye gittiğimizde, İstanbul Galata Mevlevihanesi semazenlerinin gösterisi olacağını okuduk. Brezilyalı olan eşim Angela Güzey, çok heyecanlandı, gittik salon doluydu.

Ancak dağıtılan broşürde Mevláná, Mevlevilik, Sema hakkında bir bilgi verilmiyordu. Sadece birkaç cümle vardı. Oysa böyle fırsatları değerlendirmeliyiz.Seyircinin nasıl davranması konusunda onu bilgilendirmeliyiz. Turizm Bakanlığı'nı İspanya televizyonlarında gösterdiği Türkiye reklamından dolayı da tebrik ederim. Çok kısa bir zaman süresinde (20 saniye) dikkat çeken, çok güzel bir Türkiye reklamı yapmayı başarmışlar.’’

* * *

ŞİMDİ bana hak veriyorsunuz değil mi? Baki Hoca'nın kitaplarını sadece biz okumayalım, onu Kültür Bakanlığı yabancı dillere de çevirtsin.
Yazarın Tüm Yazıları