Metin Arolat’ın yönetmenliği takdire şayandır derim, tez vakitte şarkıcılığının da gelişmesini temenni ederim

İzmir’de bulunduğum zamanın en büyük getirilerinden biri, kıymetli doktorum burada, ben İstanbul’da olduğumuz için gerekli sıklıkta vuku bulamayan psikiyatr ziyaretlerinden yana arayı kapatabilmem oldu.

Yine de muhteşem latif bir iklimde, can içi/ciğer paresi yakınlarımla birlikte olmamın yanı sıra, nispeten düzenli olarak psikiyatra taşınmama rağmen -geçtiğimiz sene nasıl dağıldıysa artık- ‘psikolojimin’ umduğum süratte ‘gelişme’ kaydedebildiğinden emin değilim.

Bununla birlikte daimi bir iç hesaplaşma muhasebesindeyim. Hasbelkader dürüst davranmaya çalışacağım ve ‘psikolojisi hızla gelişen’ Metin Arolat’ı haset içinde izlediğimi inkar etmeyeceğim...

AROLAT’IN MEŞHUR ETTİĞİ MEMELER

Arkadaşlar, bildiğiniz üzre Metin Arolat, Kabul Et isimli üçüncü albümünün çıkış şarkısı olarak Psikoloji’yi belirledi. Ve Tarkan’a çektiği kliplerle (Salına Salına Sinsice, Kuzu Kuzu, Yak Bütün Fotoğrafları...) de nam salmış, başarılı bir reklam filmi yönetmeni olarak, daha önce de kendi şarkılarında yapmış olduğu gibi bu kez de kendi klibinin göbeğini kendi kesti...

O günden beri de muhtelif magazin ve müzik programlarında, albümünün bir ayrılığın farklı safhalarını ele alan şarkılardan oluştuğunu anlatıyor: İnkár safhası, öfke safhası, intikam duyguları safhası ve evet efen’im, kabulleniş safhası...

Ki: ‘Kapım kapalı, çalma zilimi / Evde yokuz dedim, duymuyor musun? / Başka kollarda mesut ol / Bende bittin görmüyor musun? / O deli gibi seven bendim evet / Ama takvime bakarsan tarih değişti! / Senin bozup gittiğin günden beri psikolojim hızla gelişti...’ şeklinde ilerleyen sözlere sahip olan Psikoloji’nin, ayrılığın ‘Yalancıktan nispet yapma safhası’nı anlattığını tahmin ediyoruz. Yoksa, mevzuu kapatıp yoluna devam eden biri, böyle ‘Bak seni nasıl çatır çatır unuttum’ klibi çeker mi bilemiyoruz...

Metin Arolat, her şey bir yana, kliplerinde top-model kullanmayı en iyi beceren yönetmenlerimizden biri. Bana bir tek yoğurt markası söyleyin ki, Metin Arolat’ın ta 10 yıl önce Dert Değil isimli şarkısına çektiği klipte Merve İldeniz’in bedeninden yaladığı o markası-adı-sanı belirsiz birkaç kaşık yoğurt kadar meşhur olsun... Gol atarken memeleri göründüğü için aklıevvel bir vatandaş tarafından RTÜK’e şikáyet edilen anime inek Ayraniç bile böylesi sansasyonel bir şekilde zihinlere kazınabilmiş midir, sorarım.

MIH GİBİ AKLLARDA KALAN KLİPLER

Bunun yanında Arto’su olsun, Serdar Ortaç’ı olsun; malzemeyi bol bulup, klip başına en az sekiz top-model kullanan şarkıcılarımızın kliplerinde rol alan mankenleri tam kadro sayabilir misiniz? Sayamazsınız.

Ancak Metin Arolat’ın vaktiyle çekmiş olduğu iki adet Merve İldeniz’li klip, bugün bile mıh gibi akıllardadır. Eyşan Özhim’li son klip Psikoloji’nin de uzunca yıllar akıllarda kalacağı, şimdiden aşikárdır. Şarkı unutulur, Eyşan Özhim’in balon yaptığı çikleti dişleyen Metin Arolat’ın görüntüsü, nah-a şuraya yazıyorum, yazdım: Unutulmaz...

Arolat, başarılı bir reklam ve klip yönetmeni olduğu için bu sahnenin konuşulacağını daha çekim aşamasındayken öngörebilmiş. Bu sahnenin klibin ‘tepe noktası’ olduğunu, klibin çekim hikáyesi eşliğinde, Eyşan Özhim’le birlikte verdikleri röportajda, Sibel’e (Arna) anlatıyor. Albüm çıktığında, ilk çekeceği klibi düşünürken Arolat’ın aklına yakın arkadaşı Eyşan Özhim gelmiş, ama insanın arkadaşına iş teklif etmesi daha zor olduğu için ilk başta söyleyememiş. Sonra gözler konuşmuş, iki taraf bakışlarıyla anlaşmış. Eyşan Özhim ki kendisi de o sırada ‘Ah şu klipte oynasam ne süper olur’ diye düşünüyormuş- Arolat’ın klibinde kendisini oynatmak istediğini Arolat’ın gözünden anlamış.

Klip, a la Turca bir ‘Batı Yakası Hikáyesi ve Grease kırması’ymış. Bu filmlerin ‘biri daha asi, biri daha okullu’ymuş. Arolat, ‘O filmlerin bir Türk versiyonu neden olmasın?’ diye düşünmüş. Gerçi benim aklıma ilk izlediğimde, şimdilerde Cennet Mahallesi adı altında dizisi de çekilen Gırgıriye serisi gelmişti ama eser sahibinden daha iyi bilecek değiliz elbet...

Hem zaten yemin edilse kimsenin başı ağrımaz... Mahalle kavgasına tutuşmuş, pabuç kadar çiklet çiğneyen güzel insanlardan oluşan iki grubu bir araya getirip kalça kıvırttırdığınızda, ekibi ister üniversite kampusuna yerleştirin, ister bir ara sokağa; ister ‘alem bizi dikizliyor’ evlerine, ister parti kurultayına (Yok, bu son iki kısımda güzel insana pek rastlanmıyor, vazgeçtim.), aynı kapıya çıkıyor zaten.

‘Peki bunca laf kalabalığı içinde ne diyorsun kardeşim?’ diye soracak olursanız: Metin Arolat’ın yönetmenliği takdire şayandır derim. Ve tez vakitte şarkıcılığının da psikolojisinin süratinde gelişmesini temenni ederim.
Yazarın Tüm Yazıları