Meta-iktisat

2001 krizinden bu yana Türk ekonomisinde ortaya çıkan yüz güldürücü sonuçları, bedavaya geldi zannedip, bunları iktisat ötesi, yani ‘metaiktisat’ gibi anlatmayı fevkalade sakıncalı buluyorum. Olanların birden fazla izahı vardır. Bunlara ‘mucize’ dahil değildir.

* * *

Konumuz yine tehlike sınırına yaklaşan TL’nin değerlenmesi. Hemen şunu ifade edeyim, TL’nin değerli hale gelmesi, bizatihi kötü bir şey değildir. Hatta, iyidir. Esasen doğada, mutlak anlamda iyi veya kötü yoktur. İyilik veya kötülük, söz konusu olayın doğuracağı sonucun, kısa ve uzun vadede işimize ne kadar geldiğine göre belirlenir. TL’nin değerlenmesinin ana sebebi, uygulanmakta olan ‘yüksek faiz-düşük kur’ politikasıdır. Döviz açığı veren, üstelik bunu kapayacak kadar ‘doğrudan dış yatırım’ çekemeyen bir ülkede, ulusal para değerlenemez. Çünkü, bu durumda döviz talebi, arzdan büyüktür. Bu da döviz fiyatının artması demektir. Eğer tersi oluyorsa, ülkeye gönüllü olarak ‘ödünç döviz’ giriyor demektir. Bunun da tek sebebi, faizlerin yüksek olmasıdır. Cami avlusunda yere sürekli kuş yemi atan adamın, ara sıra başına üşüşen kuşları eliyle uzaklaştırmaya çalışıp, ‘o kadar kovuyorum, yine geliyorlar’ demesi şımarıklıktır. Bizim halimiz de aynen böyledir. Uygulanan yüksek faizden bahsetmeyip, ‘yahu Merkez Bankası bu kadar döviz alıyor, hálá döviz fiyatları düşüyor, hayret?’ demek, milletle dalga geçmektir. Eğer Türkiye’de enflasyonu indirmek için izlenen ‘örtülü kur çıpası’ veya ‘yüksek faiz-düşük kur’ politikası bu dozda uygulanmasaydı Türk Lirası, bugünkü kadar olmasa bile, yine de bir miktar değer kazanabilirdi. Üstelik ne kamu borçları bu kadar büyümüş, ne de düşük kurla cari açık bu kadar artmış olacaktı.

* * *

Türkiye’de ve ulusal parası değer kazanan diğer ülkelerde cereyan eden ‘ulusal paranın, dolar veya avro karşısında değer kazanması’ mutlaka sıcak para hareketinden ileri gelmez dedim. Bazı hallerde bu değerlenme ‘kambiyo kurunun, satınalma gücü paritesi’ne yaklaşması olabilir. Bunun dört sebebi olabilir:

1. İthalatın serbestleşmesiyle, iç piyasada rekabet artmıştır. Bunun sonucunda ülke içinde mal fiyatları düşmüş, enflasyondan doğan devalüasyon baskısı azalmıştır.

2. Lojistiğin küreselleşmesi sonucunda imalat sektöründe, maliyet düşmüş, kalite ve verimlilik artmıştır. Bu da ihracat artış hızını, ithalat artış hızının üstüne çıkarmıştır.

3. Dışa açılmayla başta turizm olmak üzere, yurt içinde döviz kazandıran hizmet üretimi artmıştır.

4. Yurt dışında faaliyet gösteren ulusal firmalar çoğalmış, ülkeye daha fazla ücret, kár, kira ve faiz geliri transfer edilmiştir.

Son Söz: Küreselleşme, fiyat farklarını azaltır.
Yazarın Tüm Yazıları