Meslek liselerine sanayici bakışı

MESLEK liseleri konusu eğitimin temel taşlarından biri. Sadece eğitim değil, istihdam politikasının da bir uzantısı. Ama ne yazık ki, bu konuyu biz imam hatiplerin gölgesinde tartışıyoruz. Denizlili bir sanayiciden gelen mektup çok çarpıcı: ‘Efendim, ben yaklaşık 3000 kişiye doğrudan iş imkanı sağlayan bir grubun sahiplerindenim. Hiçbir partinin mensubu değilim. Biz bu memleketin çocuğuyuz. Sorumluluğumuzu biliyoruz. Çok çalışıyoruz. Ne yapacağız, araba, tank, grayder, makine üreteceği. Bunları da iyi eğitim görmüş ara kadro dediğimiz meslek liselerinden çıkmış tornacı, kaynakçı, elektrikçi arkadaşlarla yapacağız. Bugün üzülerek görüyoruz ki, meslek liseleri rezil haldedir. Çünkü kapasitesi olan çocuklar buralara gitmemektedir. Bizlere mühendislik kapasitesinde olan meslek lisesi mezunu arkadaşlar lazımdır. Fakat bu kapasitedeki arkadaşlar üniversite sınavındaki handikap nedeniyle düz liseye gitmekte, malum üniversite kapasitesi de ortada. Sonuç işsizler ordusu. Bu çocuklar meslek liselerinden kaçacağına özendirilselerdi ve mezun olunca dakikasında iş bulacak olsalardı hepimiz için daha iyi olmaz mıydı?Mevcut meslek liselerinin kapasitesi ve kalitesi tez zamanda arttırılmalıdır. Bu okullar yeniden cazip hale getirilmelidir.’Bu da bir başka bakış açısı. İmam hatip korkusuyla sistemi mahvediyoruz. En çok da geçen gün yapılan bir açıklamaya güldüm. Birisi diyor ki: ‘Bu yasayla imam valiler, emniyet müdürleri, büyükelçiler gelecek.’Bilmiyorlar ki, onlar zaten var. Bırakın onları imam hatip mezunu başbakan var. Ötesini konuşmaya ne hacet.AKP seçim vaadini yerine getiriyorAKP’nin YÖK ve imam hatip liseleri meselesine girmesi kimseyi şaşırtmasın. Er veya geç bu konuya el atacaklardı. Çünkü partinin seçim vaatleri arasında bu konu önemli bir yer tutuyordu. AKP’ye oy veren geniş kitlenin tamamında imam hatipler konusunda bir hassasiyet yoktu belki ama partinin ‘merkezinde’ bu önemseniyordu. Milletvekilleri arasında ‘muhafazakár’ olarak tanımlanan ve Irak’a asker tezkeresinden bu yana Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan’a bir anlamda ‘diş gösteren’ bir grup için bu mesele çok önemliydi.Hem parti içinde, hem de tabanın çekirdeğinde Genel Merkez yönetimine karşı bir tepki oluşuyordu. Parti yönetimine ‘düzene boyun eğme’ suçlamaları yöneltiliyor, Erdoğan ve yakın çalışma arkadaşlarının geri adım attığı, partinin program ve söylemlerini ‘uyum’ uğruna unuttuğu ileri sürülüyordu. Merkezden Erdoğan’a yaklaşanlar kadar Erdoğan da merkezdekilere yaklaştığı için suçlanıyordu. Bunu yapanlar veya bunu yapanlara kapalı kapılar ardında destek verenler arasında hükümet üyeleri de vardı. Diğer meslek liseleriyle birlikte imam hatiplerin önünün açılmasıyla ilgili düzenleme ve YÖK’e yeni bir şekil verme yasası bu nedenle ‘şimdi’ gündeme getirildi. Bugüne kadar merkeze yaklaşan ve merkeze sıcak mesajlar veren Erdoğan, biraz da ‘içinden çıktığı’ gruba da göz kırpmak zorundaydı. Partinin geniş yelpazesi korunmalıydı. AKP şimdi toplumun geniş bir kesimini yakından ilgilendirmeyen ve birincil sorunu olmayan, başka bir kesiminin ise tepkisini çekecek bu değişiklikleri yapmak zorunda. Lamı cimi yok, bunu Meclis’ten geçirecekler..Böylelikle hem bir seçim sözü yerine getirilmiş olacak, hem de Erdoğan parti içinde kendisini eleştiren kesime sus payı verecek. Peki sonra ne olacak?Çok basit. Bu yasa Meclis’ten kavga gürültü geçecek. Sonra Çankaya’ya gidecek. Cumhurbaşkanı da haliyle bu yasayı veto edip geri gönderecek.Böylelikle AKP seçim vaadini yerine getirmek için elinden geleni yapmış olacak. Ancak AKP’nin girişimi Cumhurbaşkanı tarafından engellendiği için AKP bu konuda adım atmamakla suçlanamayacak.Sonra mı?Sonrası Allah kerim. Bu ülkede bir ay sonra gündemin ne olacağını bilen var mı? İmam hatipler kapatılmalıTÜRKİYE bu konuyu daha yüz yıl konuşur içinden çıkamaz. Çünkü güvensizlikle konuşuyoruz. Çünkü bir grup imam hatipten çıkan herkesin rejim düşmanı olduğunu düşünüyor, bir başka grupsa imam hatibe gitmeyenin imansız olduğunu. İki taraf da karşı tarafı anlamaya çalışmıyor. Yıllar önce genç bir delikanlı bana iş başvurusu yapmıştı. Pırıl pırıl bir genç. Her şey yerli yerinde. Ama imam hatip mezunu. Önyargı içimizde yer etmiş ya, karar veremedik. Sonunda ‘Alalım’ dedim. Başladı. Galiba 5 yıldır birlikte çalışıyoruz. Ne imamlığını gördük, ne hatipliğini. Atatürkçü, Cumhuriyet değerlerine sahip bir delikanlı. Dört dörtlük bir genç. Oysa o imam hatip mezunu cümlesine bakıp almayabilirdik ve büyük kayıp olurdu. Bu önyargı ne yazık ki çok egemen.İmam hatiplerden zannettiğimiz gibi bir monotip çıkmıyor. Ama oradan çıkana şüpheyle yaklaşılıyor. Biz böyle bakarken, kimileri de oradan çıkmayana farklı bir önyargıyla yaklaşıyor. Bunun çözümü imam hatipleri kaldırmak. Birkaç tanesini koruyup, İlahiyat Fakülteleri’ne sadece bu okulların mezunlarının girmesini sağlamak. Ve evladına din eğitimi vermek isteyenler için seçmeli din dersleri koymak. Emin olunuz ki, başka çözüm yok. NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Birkaç gün yazmadığım için arkamdan türlü spekülasyonlar yapılmadığı zaman.
Yazarın Tüm Yazıları