Merkez’den hükümete ve tüketicilere uyarılar

MERKEZ Bankası dün Mart ayına ilişkin enflasyon değerlendirmesi ve ‘görünüm’ raporunu yayımladı. Merkez’in değerlendirmesinde yoğun kullandıkları kredilerin riski nedeniyle tüketicilere, başta yapısal tedbirler olmak üzere, yapılması gerekenler konusunda da Hükümete uyarılar var.Bu arada Merkez Bankası’nın Mart ayına ilişkin değerlendirmesinde, belediyelerin kendi hakim oldukları fiyatlarda, seçim öncesi indirimlere gittikleri saptanarak, ‘Özellikle yerel yönetimler tarafından kontrol edilen su fiyatlarının Ocak-Mart döneminde yüzde 4,8’lik düşüş göstermesi dikkat çekicidir. Bu noktada Nisan ayı ve sonrası için doğalgaz ve su fiyatlarının seyri önem kazanmaktadır’ denildiÖnümüzdeki iki ay daha yıllık enflasyonda düşüş görülüp, daha sonra geçen yılki yüksek fiyatların devreden çıkmasıyla bu yılın enflasyon oranlarının biraz yükselmeye başlayacağı hatırlatılan raporda, buna rağmen yıllık enflasyon hedeflerinin tutturulacağı belirtildi. Kira artışlarında bir miktar düşüş olduğu ancak yeterli olmadığı, kiranın da dahil olduğu hizmet fiyatlarının mal fiyatları gibi enflasyona uyumlu hale gelmesi gerektiği belirtilen raporda, ‘TEFE’deki artışın önemli bir bölümünün petrol ürünleri ve ana metal sanayi sektörlerinden kaynaklanması ve daha da önemlisi bu artışların devam etme olasılığı, ilerleyen aylarda, enflasyon üzerinde genel olarak maliyet kaynaklı baskıların oluşabileceğine işaret etmektedir’ denildi. Metal fiyatlarındaki artışların Çin’deki yoğun talepten kaynaklandığı, bunun geçici bir durum olarak değerlendirilmediği belirtilerek, ‘Aynı şekilde, petrol fiyatlarındaki artış eğiliminin bir süre daha belirgin şekilde tersine dönmesi beklenmemektedir. Ancak bu gelişmeler, döviz kurundaki göreli istikrarın devam ettiği ve iç talebin kontrol altında tutulduğu temel varsayımı altında, henüz 2004 yılı enflasyonunu tehdit edebilecek düzeyde görülmemektedir’ denildi ve bu öngörünün ‘mali disiplinden sapma olmaması’ önkoşuluyla yapıldığının da altı çizildi.Mali piyasaların istikrarı açısından bankaların mali yapılarının güçlü olması ve karlılıklarını koruyabilmelerinin gerektiği belirtilen raporda, enflasyonun düşüş eğiliminde olduğu ve faiz marjlarının daraldığı bu dönemde, bankaların, maliyetlerini azaltmaya çalışmaları ve kredi kullandırırken risk yönetimine ağırlık vermeleri gerektiğinin de altı çizildi ve ‘Bankalar, faiz marjlarındaki daralmayı pazar paylarını ve müşteri sayılarını artırarak telafi etmeye çalışırken, faiz ve kredi risklerine de dikkat etmelidir’ denildi Öte yandan tüketici kredisi faizlerinin geçmiş yıllarla kıyaslandığında hızla gerilemekle beraber, hedeflenen enflasyon oranları dikkate alındığında halen yüksek seviyelerde bulunduğu hatırlatılarak, ‘Bireylerin reel gelirlerinde yüksek artışlar olmasının beklenmediği bir dönemde, tüketicilerin tüketimlerini gerçekleşen enflasyona kıyasla reel faizi hala yüksek, enflasyonun düşüş eğilimini sürdüreceği dikkate alındığında ise beklenen reel faizi daha da yüksek olan tüketici kredileri ile finanse etme eğilimleri rasyonel bir davranış olarak algılanmamaktadır. Tüketici kredilerindeki artış şimdiye kadar belirgin bir enflasyonist baskı yaratmamış olmakla birlikte, Merkez Bankası, gelecek dönemde de tüketici kredilerindeki artışları yakından takip etmeye devam edecek ve bu gelişmelerin enflasyondaki düşüş sürecini engelleyecek veya mali piyasalardaki istikrarı bozabilecek potansiyel riskler konusunda piyasalara gerekli uyarıları yapacaktır’ denildi.HİZMET SEKTÖRÜÖnümüzdeki dönemde hizmet grubu enflasyonunun mal grubuna doğru yaklaşması ve enflasyondaki düşüş sürecinin 2005 yılında da devam edebilmesi için hizmet sektöründeki katılığın asgariye indirilmesi gerektiği belirtildi. Bunun da; bekleyişlerin doğru yönetimi, kamu fiyatlama ve gelirler politikasının enflasyon hedefi ile tutarlı olarak yürütülmesi, iç talepteki canlanmanın kontrollü gerçekleşmesi ve daha da önemlisi, piyasa kurallarına dayalı ve rekabete açık bir üretim sürecinin oluşturulmasıyla, bir diğer deyişle yapısal reformlarla, yakından ilişkili olduğu kaydedildi.Yapısal reformların son derece önem kazandığı bir dönem yaşandığı hatırlatılan raporda ‘Zira önümüzdeki yıl enflasyondaki düşüş sürecinin yüksek büyüme hızı ve istihdam artışı ile aynı anda gerçekleşmesi, bir çok alanda başlatılmış olan yapısal reformların en kısa zamanda fiilen hayata geçirilmesi ile elde edilecek genel verimlilik artışı ile mümkün olacaktır’ uyarısına yer verildi.
Yazarın Tüm Yazıları