Merkez Bankası ve büyüyen riskler

PİYASALARIN kötü haberi bilerek satın almadığını, ancak riskler büyüdükçe daha önce dikkate almadığı riskleri büyüterek algılayacağını, söyler dururuz. İşte Merkez Bankası Başkanlık krizi ve piyasaların verdiği tepki, bu söylediğimizin küçük bir kanıtı.

Yani Merkez Bankası Başkanlık krizi, tek başına piyasalardaki havayı bozmadı. Diğer kötü haberlerle birleştiği için piyasalar tepki verdi ve tepki bu kadarla sınırlı kalmayabilir.

IMF’in "programdan sapma var, kredibiliteniz gider" uyarısı, birinci ağızdan geldi. Şimdiye kadar IMF’den daha alt düzeyde uyarılar gelmişti ama Hükümet bunları dikkate almadı. IMF Başkanı Rato, ilk kez Türkiye ekonomisi için bu kadar uyarıcı bir konuşma yaptı. Üstüne üstlük bu uyarı Meksika’dan geldi yani tüm dünyaya verilen önemli bir mesajdı.

Devlet Bakanı Ali Babacan tepkilerin yersiz olduğunu, IMF’e kararların maliyetlerini gönderdiklerini, masaya oturup konuşacaklarını söylemiş. İyi de sosyal güvenlik reformu için gerekeni yapmadığınız ve IMF’i bir türlü çağırmıyorsunuz. Ne zaman masaya oturacaksınız?

Babacan gibi KDV indirimi isteyen tekstilciler de IMF’in karşı çıkmasının yersiz olduğunu, devletin topladığı KDV’den fazlasını iade olarak ödediğini, bu nedenle zarar doğmayacağını söylemişler. Daha önce bu köşede IMF Temsilcisi Bredenkamp’ı okuduysanız; IMF olaya ilkesel bakıyor, yani zaten devletin görevinin aldığından fazlasını iade olarak vermek olamayacağını, bunun zaten illegal bir şey olduğunu, devletin bunun üstüne yapması gereken şeyler olduğunu söylemeye çalışıyor. Haksız mı? Maliye ne iş yapıyor, peki?

IMF sadece tekstildeki KDV indirimine de değil, memura verilen zammın faturasına da karşı. Babacan bunun kaynağının olduğunu söylemeye çalışıyor ama iş öyle değil. Babacan da biliyor ki; bunun tam kaynağı yok ve IMF gelecek bizden ek önlem isteyecek. Bunun da ötesinde, kaynağı bulunsa bile, bunun yaratacağı gelir etkisi, gelirler politikasına ilişkin verdiğimiz sözlere ne olacak? Enflasyon hedefi ne olacak?

Peki, IMF resti çeker de gider mi? Bizce bu noktada hayır. Henüz o aşamaya gelinmedi. Ama kimse unutmasın ki; güven kazanmak zor, kaybetmek kolaydır. IMF’in eski toleransı göstermeyeceği, daha detay bakıp, verilen sözlere daha fazla güvence arayacağını dönem yeniden başladı. Bunun da ötesinde; ABD’nin belirleyiciliğindeki IMF, Irak, İran gibi konular önümüze gelince ne yapar dersiniz? Önümüzdeki dönem bu sorunun yanıtını da göreceğiz...

BAĞIMSIZLIK İÇİNDE YARDIMCILAR DA VAR

Bu risklerin üzerine gelen Merkez Bankası Başkanlık krizi, elbette piyasaları tedirgin etti. Şimdiye kadar bu olaya da ilkesel bakıp, gelecek Başkan için bir şey söylemeyen IMF’in, bu kriz uzadığı takdirde tavrının ne olacağını, hep birlikte göreceğiz.

Piyasaların da artık bizce sesini daha fazla çıkarması gerekiyor. Bu kez olaya, günlük menfaatleri açısından değil, ilkesel bakıp da ona göre tavır almalı. Çünkü şimdi ilkesel yaklaşmadıkları takdirde ileride yaşanacak sıkıntıların zeminini hazırlamış olacaklar.

Merkez Bankası’nın bağımsızlığından sözediyorum. Ciddi tehlikede...

Niye mi? Her şeyden önce Hükümetin atamadaki kötü yönetimi nedeniyle Kurum yıpranıyor. Ayrıca, tersini söyleseler de, Hükümetin eli, hem de kanatların eli, Kurumun ta içinde.

Babacan, Köşkten dönen Başkan Yardımcılarının isimlerini Vekil olan Erdem Başçı’nın verdiğini söylüyor. Halbuki herkes biliyor ki, yasal olarak Başkanın önerisi gerekir, o nedenle Başçı, resmi yazıyla vekil olarak bu kişileri önermiş. Yoksa bu iki kişi de Ali Babacan’ın iyi arkadaşı. Yani öneren Babacan. Yani öneren ve seçmeye çalışan Hükümet. Hükümetin hangi kanadı derseniz, o da Başbakanın ve Hükümetin bileceği iş.

Peki, Adnan Büyükdeniz’i Başkan olarak sunup, sizin deyiminizle Başçı’nın adaylarını nasıl Başkan Yardımcısı olarak sunuyorsunuz? Büyükdeniz’e, kendi kararnamesiyle sunulan Başkan Yardımcılarını hiç sordunuz mu? Hayır.... Büyükdeniz’e bu isimler söylenmedi bile...

Bağımsızlık sadece Başkanla mı olur, yardımcılarını Hükümet seçerse onun adına ne nedir?

Yapmayın... Gizli, kötü, kasıtlı bir oyun oynuyorsunuz. Yazık bu Kuruma ve ülkeye...
Yazarın Tüm Yazıları