Merkez Bankacı Başkan görevini yaptı

SÜREYYA Serdengeçti’nin üzerinde pek durulmayan bir özelliği de "Merkez Bankacı Başkan" olmasıydı. Yani Kurumun kendi içinden yetiştirip, en üst makama getirdiği bir teknisyendi.

Ankara’da, şimdi ipin ucu kaçtığı için konuşulmuyor ama kurumların kendi içinden büsteşar, Başkan çıkarmaları çok önemlidir. Arada belki dışardan taze kan gerekir ama bu yükselme, kurum çalışanlarının motivasyonu için, kurum bilincinin yerleşmesi ve korunması için çok önemlidir.

Serdengeçti, yaklaşık 20 yıldır tanıdığım bir kişi. Açıkca söylemeliyim ki; kişisel vasıflarının ötesinde, Serdengeçti gazeteci olarak gördüğüm en başarılı Başkanlardan biri. Aslında en başarılılar Rüşdü Saracoğlu ve Süreyya Serdengeçti diyebilirim.

Dolayısıyla Serdengeçti, aslında "Bir Merkez Bankacı Başkanın başarılı olacağını" göstermesi açısından da, yani kurum için de, büyük bir başarı örneği oldu. Bundan sonra bir Merkez Bankacı Başkan gelir mi, ne zaman gelir bilmiyoruz ama siyasiler Merkez Bankası’nın içinden başkan seçimi gündeme geldiğinde, bu başarı örneğini hatırlayacaklardır.

Her dönemin kendine göre zorlukları vardır ama Serdengeçti gerçekten zor bir dönemde Başkanlık yaptı. Bir yandan IMF programı nedeniyle işi kolaymış gibi görünse de, bu dönem içinde toplumdan gelen tepkiler, iktidarın değişmesi ve tek parti iktidarının gelmesi, buna rağmen enflasyonla mücadeleden taviz verilmemesi, gerektiğinde enflasyondan beslenen kesimlerin günah keçisi ilan etmesi, bunlara direnmek, kolay işler değildi.

Serdengeçti, başından beri, yüksek ve istikrarsız enflasyonun ekonominin hatta toplumun en büyük düşmanlarından biri olduğunu bilen bir kişiydi. Yani başkan olduğunda değil, her iyi Merkez Bankacı gibi, baştan beri enflasyonla mücadeleyi benimsemiş bir teknisyendi.

Disiplinli ve titiz kişiliği, Türkiye’de enflasyonla mücadelenin başarıya ulaşması açısından önemli bir vasıf olarak ortaya çıktı.

Sonuçta Merkez Bankacı Başkan, başarıyla görevini tamamladı.

Enflasyonun, yakın tarihin en düşük noktasına gelmesi, ekonomik istikrar tedbirlerinin uygulanıp, yeniden istikrarın kazanılmasındaki katkısı, gerçekten çok büyük.

Bu dönemde özellikle de AKP iktidarının ilk günlerinde Serdengeçti olmasaydı, çok rahatlıkla söyleyebiliyoruz ki; enflasyon bu noktaya inmez, istikrar sağlanamazdı.

BAŞÇI’YA HAKSIZLIK

Serdengeçti
’nin hakettiği bu muydu, hayır... Serdengeçti’nin yeniden atanmaması başlı başına piyasaların ve ekonominin belirsizliğe sokulması anlamına geliyordu.

Ancak AKP Hükümeti, bununla yetinmedi, belirsizliği iyice artırmayı tercih etti.

Gördüğümüz kadarıyla Merkez Bankası Başkanlığı iyice siyasi bir hale sokuldu. Bir şey bildiğimiz için söylemiyoruz ama gördüğümüz işaretler, en şanslı aday Erdem Başçı’nın bu göreve atanması konusunda AKP içinde çelişkili tutumlar olduğunu gösteriyor. Anladığımız kadarıyla Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ve Devlet Bakanı Ali Babacan, Başçı’nın biran önce asaleten atanmasından yanaydı. Gül yurtdışından verdiği demeçle Başçı’nın atanacağını söyledi ama görünen o ki bu atama Başbakan Tayyip Erdoğan’a takıldı.

Şimdi anladığımız kadarıyla bir vekalet dönemi başlıyor. Büyük ihtimalle de vekili seçecek olan Banka Meclisi’nin AKP’nin seçtiği üyelerine telefon açılıp, Başçı’nın vekil olarak belirlenmesi istenecek.

Ne zaman asaleten atama olacak derseniz, belirsiz.

İnsanın aklına "vekil atayalım bakalım hükümetin dediklerini tutuyor mu görelim. Eğer istediğimizi yapacak kişiyse, asaleten atarız" niyetiyle böyle davranıldığı geliyor.

Yani AKP Hükümeti, belki de sonradan asalet atayacağı Başçı’ya bile haksızlık yapmış oluyor. Bu atamanın siyasi yönü giderek ağırlaştırılıyor.

Son dönem tavırlarla Serdengeçti’ye, şimdiki tavırlarla Başçı’ya haksızlık yapıldı. Merkez Bankası’na yapılan haksızlık da cabası. Aslında ülkeye kötülük yapılıyor...
Yazarın Tüm Yazıları