Memur yüzde 3 vergi ödüyor

‘Vergiyi, işçi ve memur ödüyor. Onların dışında herkes kaçırıyor’ denildiğini duymuşsunuzdur. ‘Gerçek durum ne?’ diye merak edip, memurların 2005 yılı gelir vergisini araştırdık. Tablodaki oranlar çıktı!..

Tabloyu dikkatle inceliyoruz; üst düzeydeki kamu görevlileri, en düşük oranda vergi ödeyenler olarak göze çarpıyor. Buna karşılık; odacı, bekçi ve şoförler, en yüksek oranda vergi ödeyen yani vergi rekortmeni olan memurlar...

Genel müdür
yüzde 3.1, odacısı yüzde 10.3; müsteşar yüzde 3.2, şoförü yüzde 10.3; profesör yüzde 3.6, araştırma görevlisi yüzde 8 gelir vergisi ödüyor!...

Şimdi diyeceksiniz ki; ‘Bu nasıl oluyor, ücretlilerin vergi oranı yüzde 15’ten başladığı halde, ödenen vergi niçin yüzde 15’in altında?’ Hemen açıklayalım. Memurlara ödenen; makam tazminatı, özel hizmet tazminatı, mali sorumluluk tazminatı, ek tazminat, askeri tazminat, dil tazminatı, üniversite ödeneği, yargı ödeneği, temsil ve görev tazminatı, aile yardımı ve daha birçok ödemeler vergi dışı bırakılıyor. Bu yolla, toplam ücretin yüzde 70-80’i gelir vergisine tabi olmuyor. Böyle olunca, odacı genel müdürden, şoför müsteşardan, asistan profesörden daha yüksek oranda gelir vergisi ödüyor. İstisnalar dışında, durum böyle...

Yazımızı bitirmeden bir gerçeği daha vurgulayalım, gelir vergisi dolaysız vergi. Memurlar bir de KDV, ÖTV gibi dolaylı vergi ödüyorlar. Tıpkı öğrenci, işçi, emekli, esnaf, tüccar kısaca herkesin ekmek alırken, su içerken, yemek yerken, kıyafet alırken ödediği dolaylı vergileri, memurların da ödediğini hatırlatalım...

İş sıkıntısı ve ev

PROFESÖR
öğrencilerine stres yönetimi konusunda ders veriyordu. Su dolu bir bardağı kaldırıp dinleyicilere sordu, ‘Sizce bu su dolu bardağın ağırlığı ne kadardır?’ Cevaplar 20 gram ile 500 gram arasında oldu. Bunun üzerine profesör şöyle dedi:

‘Gerçek ağırlık fark etmez. Bardağı elinizde ne kadar süreyle tuttuğunuza göre değişir. Eğer bir dakikalığına tutarsam, problem yok. Bir saatliğine tutarsam, sağ kolumda bir ağrı oluşacaktır. Bir gün boyunca tutarsam, ambulans çağırmak zorunda kalırsınız. Ağırlığı aynıdır ama ne kadar uzun tutarsanız o kadar ağır gelir size...’

‘Eğer sıkıntılarımızı her zaman taşırsak, er ya da geç taşıyamaz duruma geliriz, yükler gittikçe artarak daha ağır gelmeye başlar. Yapmanız gereken bardağı yere bırakıp bir süre dinlenmek ve daha sonra tekrar tutup kaldırmaktır.’

Yükümüzü arada bırakmalı tekrar tazelenip dinlendikten sonra yolumuza devam etmeliyiz. İşten eve döndüğümüzde, iş sıkıntınızı dışarıda bırakın. Evinize taşımayın. Yarın tekrar alıp taşıyabilirsiniz...

Yumurta nasıl pişirilir

EVİN
hanımı mutfakta sabah kahvaltısı için tavada iki tane yumurta pişirirken kocası içeri dalmış;

‘Dikkat et... Dikkat et... Biraz daha yağ koy!.. Aman Tanrım ne kadar çok pişiriyorsun.. Çok fazla.. Şimdi çevir.. şimdi... Off.. Daha fazla yağ koy... Yapışacaklar... Dikkat et... Dikkattt! Sana dikkatli ol demiyor muyum? Yemek pişirirken beni hiç dinlemiyorsun... Çevir hadi onları... Çabuk ol... Deli misin?... Aklını yitirdin herhalde... Tuz koymayı unutma... Her zaman unutursun zaten.. tuzu kullan.. tuzu...tuzu diyorum...’

Karısı dönüp şöyle bir bakmış kocasına,

‘Sana ne oluyor öyle?’ demiş. ‘İki yumurtayı nasıl pişireceğimi bilmediği mi zannediyorsun?’

‘Bak bir tanem...’
demiş adam artık sakin sakin.. ‘Sadece sen yanımda otururken, araba kullandığımda, neler hissettiğimi anlamanı istedim...’

(Teşekkürler Ahmet Akpınar)

Cavcav, Gelirler Kontrolörleri Başkanı’nı rehin mi alacaktı

ÖNCEKİ
gün İstanbul’da Kulüpler Birliği toplantısı vardı. Gündemdeki konulardan biri de futbol kulüplerine yönelik 5 yıllık vergi incelemesiyle ilgiliydi... Tamamına yakın kısmı, ciddi borç yükü altında olan ve gelirleri de azalan kulüpler, beş yıllık incelemeyi duyunca ürkmüşlerdi.

Havaalanında, Kulüpler Birliği Başkanı Sevgili İlhan Cavcav ile yürürken, Gelirler Kontrolörleri Başkanı Tayyip Peten’e rastladım. Selamlaşıp, hal hatır sorduktan sonra, Cavcav’a dönerek;

‘Başkan, işte sizin futbol kulüplerini inceleyen Gelirler Kontrolörleri’nin Başkanı bu arkadaşımız’ dedim. Cavcav her zamanki zarafetiyle, selam verip tokalaştı. Ardından, ‘Arabanız yoksa sizi de bırakalım’ dedi. Peten de ‘Araba gelecek’ diyerek teşekkür edip ayrıldı.

Toplantıya giderken, Cavcav gülerek bana döndü;

‘- Hocam, Gelirler Kontrolörleri Başkanı’nı arabaya alsaydık, kulüplerin inceleme olayını pratik bir şekilde çözecektim.’

- Nasıl çözecektin Başkan?

‘- Arabayı doğrudan Bulgaristan’a yöneltip, oradan ‘Başkanınız elimizde bırakın kulüplerin incelemesini’ diye haber gönderecektim’

dedikten sonra, gevrek bir kahkaha attı...

Öğleden sonra, Futbol Federasyonu ile Spor Toto Teşkilatı’nın, ‘Mavi Bayrak’ Ödül Töreni’nde, yine Peten’le karşılaşan Cavcav, ‘Rehine Operasyonu’ fikrini anlattığında, dinleyenlerin hepsi birden kahkahayı patlattı...

Günün sözü

Akıl kendi başına cenneti cehennem, cehennemi cennet yapabilir.

Jhon Milton
Yazarın Tüm Yazıları