Memleketin sokakları...

BAŞBAKAN'ın ‘‘Ülke iyiyse benim sağlığım iyi oluyor...’’ demesinden bu yanadır, her an gözüm ekranlarda...

Bakıyorum, memleketin durumu nasıl?..

Gerçi Rahşan Hanım'ın ‘‘Başbakan gençleşti’’ diyenlere verdiği ‘‘Ben ona iyi bakıyorum, ondan...’’ yanıtı, bu anatomi-ekonomi ilişkisine az bir şey gölge düşürse de...

Televizyona çıktığında gözümü ekrandan ayırmam...

Bakarım, borsa nasıl?..

Türk Lirası'nın değeri yükseldi mi?..

İhracat patladı, sanayi canlandı, işsizler işe girdiler, bütçe denk, üretim mi arttı?..

Dikkatle izlerim televizyondaki memleketin durumunu...

Memleket iyi yol alıyor mu?..

Çıkış hızlı mı?..

Elbette memleketin olimpiyatlara katılmasını bekleyemeyiz, ama öyle halsiz-bitkin olmasını da istemem...

Televizyona çıkmış memleketin durumuna bakamasam dahi karıma seslenip sorarım:

‘‘Baksana, iyi yürüyor mu?..’’

‘‘Kim?..’’

‘‘Memleket...’’

*

Memleketin haline bakın:

Bizler tam PKK terörü bitti diye sevinirken, sokak terörü başladı...

Sokağa salınan 35 bin hırsız-katil, günahsız insanlara dünyayı dar ettiler...

Yüzlerce ocak söndü...

Kim bilir kaç masum insanı öldürdüler?..

En son çantasını vermedi diye tam on bir yerinden bıçaklanan genç kadın artık sıradan haber...

Annesinin bıçaklanışını gören küçük sevimli oğlanın dili tutuldu diyorlar... Doktorlar onu tedavi etseler bile, o annesinin vuruluşunu hiçbir zaman unutamayacak...

Buna kimin hakkı var?..

*

Memleketin hali böyle...

Benim başıma gelse, önce Rahşan Ecevit'e dava açarım...

Kim af yasasını önerdiyse, kim ülkenin gündemine getirip soktuysa, kim yasayı hazırladı, kim onayladıysa hesap vermeli...

O küçük oğlanın, sokak terörüne ortam hazırlayanlardan, yaşamını berbat edenlerden hesap sorma hakkı olmalı...

Memleketse memleket...
Yazarın Tüm Yazıları