Memleketimin insanları bana farklı geliyor

Güncelleme Tarihi:

Memleketimin insanları bana farklı geliyor
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2002 00:00

Merhaba ablacığım, size her konuda ama her konuda yazabileceğimi dile getirmişsiniz. Ben de bu nedenle size yazmaya cesaret ettim. Çünkü benim sorunum, çevremle ilgili. Ben Ankara'da büyümüş ve tahsilini tamamlamış bir gencim. Askerlikten sonra doğum yerim olan kasabaya gelerek çalışmaya başladım. Ancak burası benim özbeöz memleketim olduğu halde, bir türlü alışamadım. Memleketimin insanları bana çok farklı geliyor. Kültürleri, inançları, örf ve adetleri, yaşam tarzları her şeyleriyle bana zıt düşüyor. Herkesin Allah inancı vardır. Ancak çevremdeki insanların inançlarını da anlayamıyorum. İlçedeki insanlar, köydekileri hor görüyor, ama dışarıya hoş görünmeye çalışıyorlar. Ben bunu yapamıyorum. Ben neysem oyum. İçim nasılsa, dışım da birdir. Ama böyle olunca, ben nasıl davranacağımı bilemiyorum. Bu durumda nasıl dayanacağımı da bilmiyorum. Oysa aynı memleketin insanlarıyız. Beni anlıyorsunuz değil mi? Lütfen bir çıkar yol gösterin. Rumuz Sıradışı SEVGİLİ oğlum, seni anlıyorum gerçekten. Ancak sen her ne kadar memleketinin insanları arasındaysan da, eğitimin ve kültürün sayesinde, elbette ki, onları aşmış durumdasın. Öğrendiklerin, bilgin, üniversite tahsilin, eğitim yıllarında bulunduğun Ankara'daki çevren, sana çok şey kazandırmış. Elbette ki, kasabanın dar sınırları içinde kalmış, dış dünyaya açılmamış, kendi örf ve adetlerinin kısıtlı yapısı içinde sıkışmış, yeniliğe ve değişikliğe olanak tanımayan bazı kişilerin düşünce ve davranışlarıyla seninkiler bağdaşmayacaktır. Bunu beklememelisin zaten. Senin yapacağın, onları mümkün olduğunca aydınlatmaya çalışmaktır. Zaman zaman onlara güzel bir makale okuyarak, ya da bir kitaptan örnekler vererek, bilgini onlarla paylaşmalısın. Bu insanlar, her ne kadar tutucu olsalar, kendi düşünce ve inançlarına sıkı sıkıya bağlansalar da, güzel sözler, güzel bir ifade, aydınlatıcı bilgiler yine de ilgilerini çekecektir. Bu nedenle çok okumalısın. Okuduklarını onlarla paylaşmalısın. Onların inançlarını katı ve keskin bir darbeyle yıkmaya çalışarak değil, yine inançları doğrultusunda, ancak onları açarak, örnekler vererek, akılcı, mantıklı değerlendirmelerle, yumuşak bir şekilde aydınlatmaya çalışmalısın. Belki başta sana karşı geleceklerdir ama, daha sonra seni can kulağıyla dinleyeceklerine eminim. Çünkü insanlar bilgiyi asla reddetmezler. Yeter ki onları tümüyle karşına alma. Onlardan senin gibi düşünüp, davranmalarını bekleme. Ters ve katı bir tutum sergileme. Tartışmadan, bilgiyle yaklaş. Zaman içinde her şey yoluna girecektir eminim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!