Meltem’in ödülü

Neden ödülü veremedi?
Veremediği ödülü kazanan film, ödülsüz mü kaldı?
Her şeyin planlı olduğu bu ödül törenlerinde nasıl Meltem Cumbul’un ödül vermesine zaman kalmadı?
Nasıl, nasıl?
Meltem Cumbul’un Altın Küre’de ödül vermesiyle ilgili kafamda böyle bir sürü soru var.
Bir tanesinin yanıtını bilsem, Meltem’i alkışlayacağım...

Televizyona ‘edepli’ internete ‘edepsiz’ klip

RTÜK’ün Teoman’dan Bengü’ye, Berksan’dan Murat Boz’a, Ziynet Sali’den Murat Dalkılıç’a pek çok popçunun klibi yüzünden Kral TV’ye ceza vermesi, yeni bir dönemin başlangıcı olacak gibi gözüküyor...
Artık sanatçılar iki ayrı klip çekmek zorunda kalacak...
Biri RTÜK’ün hoşuna gidecek ve müzik kanallarında yayınlanacak ‘edepli’ klipler...
Diğeri de sadece internet üzerinden yayınlanacak, striptiz sahnelerinin de, öpüşme sahnelerinin de rahatça kullanılabileceği ‘edepsiz’ klipler...
Sanatçılar hiç üzülmesin, gençler zaten klipleri internet üzerinden izliyor.

Bravo Yavuz’a, sıra Mahsun’da

Mahsun Kırmızıgül’ün “Gecenin Kanatları” filminin galasına katılmayan Beren Saat’le davalık olmasını geçenlerde eleştirmiştim.
Beren, göğsünün gözüktüğü fotoğrafın yapımcı tarafından medyaya servis edilmesini protesto ettiği için gitmemişti filmin galasına.
Mahsun, “Ticari zarara uğradım” diyerek iki yıl önce açtığı davayı inatla sürdürüyor.
Mahsun’un artık bu davanın peşini bırakması gerektiğini yazdım.
Mahsun’dan değil ama Yavuz Bingöl’den ses çıktı. Bingöl, bu konuda cesurca özür diledi Beren Saat’ten...
“Gecenin Kanatları” filminde Beren’le oynayan Yavuz, o dönem galaya gitmeme tartışmasında Mahsun’un yanında yer almıştı.
Hatta “Her hafta ‘Aşk-ı Memnu’ dizisinde sevişiyor. Filme gelince mi rahatsız oluyor?” diyerek Beren Saat’i eleştirmişti.
İki yıl sonra bu yanlıştan döndü Yavuz.
Çıktı açıkça özür diledi Beren Saat’ten...
“Geçmişte Beren Saat’in kalbini kırdım.
Sevgili Beren Saat’ten, canım arkadaşımdan özür diliyorum. Umarım beni affeder ve görüşürüz” dedi.
Yavuz Bingöl’ün özür dilemesiyle, “Gecenin Kanatları” davasında Mahsun tamamen yalnız kaldı.
Artık davayı kazansa ne olur, kazanmasa ne olur...
Ama hâlâ şansı var; sinema adına bu davadan çekilirse kazanan kendisi olur.

Çarşı’nın yaratıcılığı

Lefter, Fenerbahçeli değil de Beşiktaşlı olsaydı, Çarşı grubu cenazesinde ne yaratıcı pankartlar açardı   kim bilir...
Fenerbahçe taraftarının cenazede açtığı pankartlara bakıyorum...
Hâlâ 50 yıllık “Ver Lefter’e, yaz deftere” sloganını aşacak tek bir pankart yok.
O görüntüleri izleyince Çarşı’nın yaratıcılığını bir kez daha takdir etmemek imkansız diye düşündüm.

Kumar ve buhar

Serdar Ortaç’ın Kıbrıs’ta kumarda kazandığı 1.2 milyon doların bana gerçekçi gelmediğini yazmıştım.
Açıklama yapmış Serdar:
“Konserlere gidince sadece zevkine oynuyorum.
Para ödemiyorum, çünkü oranın sahipleriyle abi-kardeş ilişkim var.
Kazanırsam da para almıyorum.
Yılbaşında da konser öncesi canım sıkıldığı için makineye oturdum ve hiç para ödemedim.
Kazanınca da hiç para almadım.”
İster “Vergiden kaçtığı için bu yola saptı” deyin...
İsterseniz “Otelin güzel reklamı oldu”...
Sonuçta Serdar kumar ve buhar arasında güzel bir korelasyon kurmuş oldu.