Mehmed Uzun’u anlayan varsa beri gelsin!

KENDİ yaptığı tarife göre İsveç Krallığı ve Türkiye Cumhuriyeti ortak vatandaşı Kürt yazar Mehmed Uzun, PKK yüzünden Türkiye’yi terk etmemiş. Türkiye’den kaçmamış, ‘dostlarını üzmemek için’ ayrılmış.

Oysa, Mehmed Uzun, Doğan Hızlan’a ‘Öldürülme yüzünden tedirgin oldum ve Türkiye’yi terk ettim’ diyor. Dedikodu bile olsa PKK’nın adı geçiyor bu işte. Mehmed Uzun, Hürriyet’in manşetine itiraz ediyor. Peki Hürriyet yazı işleri nasıl bir manşet atacaktı?

HEM DE PKK’NIN KALESİ STOCKHOLM’DE

Mehmed Uzun’un Agence France Press (AFP) ile yaptığı söyleşiyi (Birgün, 30.08.05) okuyunca söz ve davranışlarında tutarsızlıklar gördüm. Hatta Kürt komplosuna uzanan yorumlar buldum sözlerinde. Bunun üzerine Hürriyet’in Stockholm muhabiri Tandoğan Uysal’dan kendisiyle görüşmesini rica ettim.

Tandoğan Uysal ile yüz yüze görüşmeyi kabul etmeyen yazar, cep telefonu ile yaptığı görüşmede ‘İsveç’e bir gece yarısı ailesiyle birlikte apar topar bir charter uçağı ile gelmesinin arkasında doğrudan PKK tehdidinin bulunmadığını, İsveç’e geri dönüşünün abartıldığı’nı söylemiş. PKK’nın kalesi sayılan İsveç’e hiç korkmadan nasıl geri dönebildiği sorulduğunda da hiçbir cevap vermemiş.

Tandoğan Uysal, Mehmed Uzun’un metroda yolculuk ederken kendisiyle cep telefonuyla konuştuğunu belirtiyor. Söylenti de olsa PKK’dan ölüm tehdidi alan birinin Türkiye’den kaçıp PKK’lıların cirit attığı Stockholm’de metroda yolculuk etmesi tuhaf değil mi?

Mehmed Uzun’un tuhaflıkları bu kadar değil. ‘Ben bir edebiyat adamıyım. Günlük siyasetle ilgim yok’ diyor. Bunun anlamı nedir? ‘Günlük siyasetle ilgilenen edebiyat adamları terör örgütleri tarafından tehdit edilebilir, öldürülebilir’ değil mi?

Aksiyon Dergisi’nde, bir kaynak belirtilmeden, 250 Kürt aydınının öldürüleceği haberinin yayınlanması üzerine kaygılanarak Türkiye’den ayrıldığını doğrulayan yazar, ‘Ben PKK’dan doğrudan ölüm tehdidi almadım. Alsaydım açıkça söylerdim. Biliyorsunuz ben Türk devletini bile gerektiğinde eleştirmekten korkmayan bir yazarım, PKK’yı da eleştiririm’ diyor.

‘Eleştirmedim, beni neden tehdit etsinler!’ demek istiyor. Eleştirmekten korkmazmış (!).

EŞYALARI ALMADAN AYRILMIŞ, KAÇMAMIŞ!

AFP, ‘Türk yetkililerle temasa geçtiniz mi? Bunun ardından ne oldu?’ diye soruyor. Yazar birkaç parlamenter dostuyla konuşmuş ama devlete haber vermemiş. Eşyalarını almadan ailesiyle birlikte Türkiye’den ayrılmış ama kaçmamış, dostlarını üzmemek için ayrılmış. Mehmed Uzun’la ilgili pireyi deve yapan İsveç basınında bu konuda henüz tek satır yayınlanmadı. Ama PKK’nın İskandinavya temsilcisi Cemal Serhat, 250 aydının yer aldığı ölüm listesinin ‘derin devlet’in işi olduğunu iddia ediyor. İsveç basını yakında bu iddiayı gerçekmiş gibi manşete taşırsa hiç şaşırmam. Mehmed Uzun, Kürt komplosunun içinde değilse hangi fesadın içinde?..
Yazarın Tüm Yazıları