Meğer çifte afmış

MECLİS Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen ve ‘İrticacı öğretim üyeleri üniversitelere dönüyor’ (1.7.2004) başlığı ile sözünü ettiğimiz yasa tasarısını deştikçe yeni ince unsurların, daha doğrusu AKP yandaşlarına ‘kıyaklar’ın ortaya çıktığı anlaşılıyor.

Birçok üniversiteden genç öğretim üyelerinin tepkilerine göre, yurtdışında yüksek lisans ve doktora eğitiminde başarısız olan ve çoğu ‘irticacı’ (isterseniz cemaat mensupları da diyebilirsiniz) olduğu MİT raporlarına giren gençlerin üniversitelere dönmelerinden ayrı olarak bu öğrencilere verilen burs paralarının da affedileceği ortaya çıktı.

Eğitim için devletin milyon dolarlar ödeyerek gönderdiği yüzlerce öğrenci, 28 Şubat döneminde geri çekilmiş ve bunların üniversitelerle bağlantısı kesilmişti.

Bir grup öğretim üyesi, bu konuda büyük bir haksızlık yapıldığını söylüyor ve şöyle diyorlar:

BU AF KİMLERE?

‘Bu öneriyi, sık sık Amerika’ya giden AKP hükümeti bakanları, milletvekilleri ve öteki yetkililere, dışarda kalan bazı cemaat mensuplarının yaptıkları anlaşılıyor. Hükümet de bu afları, ‘ek bütçe’ içine ince ayar yaparak yasalaştırmak istiyor. 4.6.2004 tarihli kanun tasarısının madde 1-h (geçici madde 34’ün eklenmesi) ve madde 2-f (geçici madde 51’in eklenmesi) fıkralarında açıkça görülüyor.

Söz konusu değişiklikler kamuoyunun, özellikle devletine güvenerek taahhüdünü yerine getiren akademisyenlerin vicdanını sızlatacak şekildedir. Bu girişim devletin parasının sorumsuzca peşkeş çekilmesidir. Peki bizim gibi başarılı olup, dışarda kalmayıp yurda dönen, ücra köşelerdeki üniversitelerde çalışanlar, bu yükü neden çeksin? Bu yasa nedeniyle mevcut durumda ve gelecekte yurtdışına gönderilecek burslu akademisyenlerin büyük çoğunluğunun devlete verdiği taahhüdü yerine getirmek yerine yurtdışında kalarak benzer tavizleri bekleyeceği açıktır. Bizler kriz döneminde Türkiye’de 400-500 dolar maaşla çalışırken, yurtdışında en az 3000 dolar maaşla çalışmasını bilmez miydik? Sonra, burs tazminatları affedilerek taviz verilen bu kişiler Türkiye Cumhuriyeti aleyhine çalışanlar değil miydi? Hem üniversitelere dönecek hem de bursları affedilecek bu öğrenciler, irticacılık mı öğreteceklerdir?’

Ulusal bir bursun hortumlanması ile ilgili bu yasa tasarısı çok tartışılır.

Bilginer’in feryadına kim yanıt verecek

DEVLET Tiyatroları (DT) kimin? Devletin mi bir aşiretin mi? Yoksa: Genel Müdür Lemi Bilgin’in mi, Baş rejisör Erhan Gök Gücü’nün mü, seçici kurulun mu, dramaturgların mı ya da kiminse ortaya çıksın.’ diye soruyor oyun yazarı Recep Bilginer... Bilginer, devlet tiyatroları yönetiminin genç yazarları dışladığını ve büyük bir rantın döndüğünü ayrıca yönetimin kendisine düşman olduğunu söylüyor. Bu durumu da şöyle anlatıyor: ‘Ben Tiyatro Yazarları Derneği Başkanı olarak, oyun yazarlarının dileklerini ve şikayetlerini hep ya Kültür Bakanlığı’na ya da DT’ye yansıttım. Önce derneğin aleyhine döndüler. Daha sonra da yazarları bir yılan gibi gördüler, beni de yılanın başı. Elbirliği ile eserlerimi oynamamaya karar verdiler. Devlet tiyatroları neyi, niçin saklıyor? Oynanmış 18 piyesi ve toplamda 25 kitabı bulunan bir yazara bu haksızlıklar yapılırsa başkalarına daha neler yapılır? Ben bu konudaki mücadelemi sürdüreceğim.’

‘Türkü’ isminde sigara olur mu?

BÜTÜN sigaraların üzerinde ‘Sigara sağlığa zararlıdır’ yazar. Sigaradan zarar görene çok rastladım ama türküden zarar görene bugüne dek hiç rastlamadım!

Sağlığa zararlı bir ürünün, bir sigaranın adının ‘Türkü’ konması bu toprakların folklor müziğine hakarettir; aşağılayıcıdır. Yani içilen sigaranın dumanlarında Aşık Veysel, Pir Sultan Abdal, Köroğlu, Dadaloğlu, Mahzuni, Yunus Emre, Özay Gönlüm, Neşet Ertaş, Muharrem Ertaş tüketiliyor gibi...

Amerikalı ortakların bu detayı atlamış olması hata da olsa bir nebze su götürür ama Sabancı logosuna hiç yakışmıyor.

Bu hatanın düzeltilmesi için Kültür ve Sağlık Bakanlıkları ile Türk Patent Enstitüsü’nü de göreve çağırıyorum. Sn. Güler Sabancı’nın bu konuda duyarlı davranacağını ümit ediyorum.

Sümer EZGÜ-Ses sanatçısı

Hükümet, zammı geri aldı

HÜKÜMET bir yandan kendi mensuplarınını kurtaracak mali aflar çıkarıyor, bir yandan da, benzine, doğalgaza, köprüye zamlar yapıyor.

Başbakan Erdoğan’ın, fiyat artışları konusundaki sözleri doğru çıkmıyor.

Memur ve emekliye ise %6 zam yapabiliyorlar.

Çünkü IMF öyle istiyor.

Sonra Türkiye %12 büyüdü diyorlar.

Hükümet verdiği zammı son zamlarla hemen geri aldı.

Enflasyon %10 olmuş, ne yazar.

NATO geldi böyle oldu!

Baykal gölü kurudu

CHP Kurultayı’ndan telefon eden muhalifler çarpıcı tepkiler veriyor: ‘Nazilerin SS kampındayız sanki, barikattan geçemiyoruz, hukuksuzluk egemen... Burası Yeniçeri Ocağı mı? Genel Merkez yöneticilerinin astığı astık, kestiği kestik... Bizlere çapulcu diyenler kellelerimizi istiyorlar.’

‘Korku Kurultayı’ndan önce Antalya’dan Mali Müşavir Mehmet Özbey diyor ki:

İncir ağacından oklava, mısır unundan ise baklava olmaz, denir. CHP’nin göbeğine dikilen incir ağacı artık kurumuştur.

Kuvayi Milliye bilinci, pozitif enerji, akıl, vizyon, aksiyon adamı yok mu bu partide?’

Kapalı kapılar ardındaki Kurultay’dan kim kazançlı çıktı acaba?

Sahipsiz ülke

AVUSTURYA ORF2’deki ‘Universum’ programında önceki gün bir Kürdistan belgeseline rastladım. İçeriğine tepki göstermek istedim, ancak elimdeki kozları kullanamadım. Ne Türk dernekleri, ne de gazeteler bir şey yapamayacaklarını söylediler. Kürtler burada her türlü propagandayı yapıyorlar. Ya biz ne yapıyoruz; hiçbir şey!

Seda SAKALLI-VİYANA

İskitler esnafına yönelik tartışmalar

DÜNKÜ ‘Vur Esnafa’ başlıklı yazınızda ele aldığınız, Ankara İskitler bölgesinin organize sanayi sitelerine taşınması konusunun, ‘halkın avukatı’ Nusret Çakıroğlu tarafından yanlış ve popülist bir yaklaşımla ele alındığını düşünüyorum.

1969’dan 1986 yılına kadar oto elektrik ve akümülatör üzerine, İskitler’de faaliyet gösterdik. 1984’lerdeydi sanırım, zamanın Ankara Belediye Başkanı Sayın Mehmet Altınsoy’un ‘Önümüzdeki dönemde, sanayii siteleri tamamlanır tamamlanmaz burayı boşaltacağız’ söylemine inanarak ve güvenerek, İstanbul yolundaki (15. km) yerleşim birimlerine hayli uzak olan ruhsatlı, hijyenik, Sağlık Bakanlığı ve belediyeler tarafından denetlenen yasal işyerlerine ‘yıllarca kooperatiflere para ödeyerek ve çok pahalıya mal olan’ işyerlerimize geçtik.

Fakat daha sonra Sayın Murat Karayalçın bu kararı askıya aldı. Yaklaşık 16 yıldır bu bölgenin taşınması söz konusu ama yalnızca söz konusu. Bazı kişiler kiraların fahiş şekilde yükseldiğinden söz ediyor. Acaba kiraların ne olduğunu biliyor mu? Biz işyerimizi, ki yaklaşık 200 metrekaredir, geçen yıl 200 milyona güçlükle kiraya verebildik. Evet, tuvaleti, soyunma kabini olan, imara uygun İSGÜM’ün sürekli denetlediği işyerimizin kirası bu.

Oysa halihazırda şehrin merkezindeki hiçbir sağlık koşuluna uymayan İskitler’de kiralar ne kadar?

Bıktık Yalçın Bey, bıktık. 1960’lardan bu yana Ankara’dayız. Alın terimizle, vergilerimizle, gecekondu ve kaçak işyeri finanse etmekten bıktık. 1972 yılından beri Bağ-Kur primi öderiz, yalnızca kayıt olmuş hiç ödeme yapmamış insan, af çıkar yalnızca 2 milyar öder, o da taksitle ve emekli olur. Çapulcular yasalara uymazlar, kendilerini mağdur halk olarak lanse ederler.

Pekiyi de biz ne yapacağız?

Yasalara saygılı olanlar ne yapacak?

Kerim KARA-ANKARA

SİNAN AYGÜN NEREDE

KÖŞENİZDE sorunumuza parmak basıp bizlere destek verdiğiniz için çok teşekkür ediyoruz. Biz sanayi bölgesi esnafının sorunu karşısında Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün nerede? Modern Çarşı esnafını da yalnız bıraktı. TV kameraları önünde vaatler, nutuklar attı, sonra da orayı Melih Gökçek’e tahsis etti. Zaten aralarından su sızmıyor. Sizden ricamız, Sinan Aygün’e ‘şimdi işgal AOÇ arazisi üzerinde yaptığı kongre merkezine izin karşılığı mı bizi Gökçek’le karşı karşıya getirdi’ diye sormanız. Allah sizden razı olsun.

Birol AKÇAY-ANKARA

MESAJ PANOSU

‘GIDA Terörünü Kim Denetler’
(8.6.2004) yazısına açıklama yapan Sağlık Bakanlığı, DMS ve KPSS sınavına girenler için 50 kadronun ihdas edildiğini ve 31 Çevre Sağlığı teknisyeninin atamasının yapıldığını bildirdi.

BATI Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Bursa Şubesi’nin düzenlediği ve 20 bin kişinin katılacağı ‘Batı Trakyalılar Panayırı’ bugün 11.00’de Gündoğdu Köyü’nde yapılıyor.

GÜNÜN SÖZÜ

‘İncir çekirdeği kadar değeri olmayan meselelerle birbirimizi yorduğumuz yeter artık.’

(Başbakan Tayyip Erdoğan)
Yazarın Tüm Yazıları