MEDYADAN : Ortaya karışık

Güncelleme Tarihi:

MEDYADAN : Ortaya karışık
Oluşturulma Tarihi: Ekim 12, 2003 17:31

Yok, bu sefer öyle dişe dokunur bir malımız yok. Tatsız bir haftaydı, doğrusu ben de havamda değildim. Bu hafta Terminator’un yarım başı – Dolce’deki zarif cümle – This is a news magazine – Görenler ... dediler – Millî maç arifesi televizyonlarımız takıma nasıl moral verdi? – Irak’a döve döve insanî yardım filan gibi haberlerle idare edeceksiniz.

Haberin Devamı


Terminator filmlerinin “unutulmaz yıldızı” Arnold Schwarzenegger, rahat bir çoğunlukla ABD’nin en büyük eyaleti olan Kaliforniya’ya vali seçildi. Bir riyayete göre, ABD Başkanı George ‘Dubya’ Bush’u bir korkudur almış, “Bu benden bile cahil, Amerikalılar benim yerime bunu başkan seçer mi acaba?” diye...

Bir başka politikacı da, “Terminator (yandaki resim) de vali olduğuna göre, demek ki Amerikalılar’ı yönetmek için beynin bir yarısı yeter” diye espri yapmış. Sanki beyni olmayanların da başkan olabildiğini bilmezmiş gibi...


*

BİLMEZ Mİ, BİLEREK Mİ KULLANIR?

Posta’nın ilavesi Dolce, 11 Ekim

Benden Kaçmaz adlı köşesinde Ahmet Cumalı, Seçkin Piriler adlı manken kızla ilgili bir haber yapıyor. Şöyle giriyor haberine: “Mankenlikten şarkıcılığa yatay geçiş yapan Seçkin Piriler’in ilk albümü elinde patladı.”

Cumalı, “elinde patlamak” ne anlama gelir bilmiyor diyelim, Dolce’nin künyesinde, “editör” Ahmet Cumalı’nın tepesinde bir istihbarat şefi, bir haber müdürü, bir sorumlu müdür, bir de yayın yönetmeni var... İçlerinde bu iğrenç lafın ne demek olduğunu bilen bir Allah’ın kulu da mı yok?


*

TEMPO İSTANBUL’DA VE TÜRKÇE OLARAK ÇIKIYOR, DEĞİL Mİ?

Tempo, 8 Ekim

Tutkun Akbaş’ın hazırladığı sayfaların adı, anladığım kadarıyla KEEP CLUBBİNG.

Haberlerin üzerinden geçen bantta, boydan boya NEWS – NEWS- NEWS... diye yazıyor.

Bazı haber başlıkları şöyle:

En iyi DJ’i seçiyoruz!
Amsterdam Dance Event
Fat Boy Slim’de değişim rüzgarları
DJ Awards belli oldu
Jay-Kay’den Mix albüm

Kulüp Ajanı köşesinin başlığı “Clubbing’de büyük rekabet”

Bir diğer köşenin adı FLYER – FLYER – FLYER ...

Aklıma Yalçın Pekşen’in Ajda Pekkan’la yaptığı o EFSANEVİ röportaj geldi.

Yurt dışına gidip gelirken üç beş yabancı kelime öğrenen Ajda Pekkan, röportaj sırasında bunları olur olmaz yerlerde kullanınca, Yalçın Pekşen dayanamamış ve basın tarihine geçen şu öneride bulunmuştu:

“Ajda Hanım, siz isterseniz İngilizce konuşun, biz sonra tercüme ederiz!”

Keep Clubbing köşesini de İngilizce çıkarsalarmış, biz tercüme ederdik...


*

GÖRENLER ... DEDİLER

Şok, 10 Ekim

Haber kısa onun için aynen aktarıyorum: “İstanbul Gaziosmanpaşa’daki atölyelerden oto teybi çalan 4 kişilik bir hırsızlık şebekesi, polisin yaptığı operasyonla yakalandı. Gözaltına alınıp, Asayiş Büro Amirliği’ne getirilen hırsızlar, çaldıkları malzemeleri kendi elleriyle polis merkezine taşıdı. (BUNDAN SONRAKİ ASPAR NEFİS) Hırsızların bu halini gören vatandaşlar ise hırslarını şu sözlerle aldılar: ‘Sizi gidi adi herifler, sizi gibi toplum düşmanları. Eşşekler! Taşıyın da biraz aklınız başınıza gelsin!”


*

DÖVE DÖVE YARDIM

Gazeteler, 10-11 Ekim

Irak’ta ne kadar yetkili, etkili, etnik yahut dinî grup temsilcisi varsa, “Türkiye’yi, Türk askerini istemiyoruz!” diye bas bas bağırıyorlar. Biz de, Washington’a dönüp “Susturun bu terbiyesizleri!” diyoruz.

Bu durum bana Levent Kırca’nın meşhur televizyon skecini hatırlattı. Hani adam trafik kazası geçirmiş, arabasının içinde sıkışmış, her yeri kan, yardıma koşanlara yalvarıyor, “Ablalarım abilerim, size yalvarıyorum, Allah rızası için, beni kurtarmayın ne olur!”

Biz de Irak halkına “zorla” insanî yardım götüreceğiz!


*

ALLAH RAZI OLSUN, ÇOK MORAL VERDİNİZ!

CNN-Türk, Habertürk TV ve adını unuttuğum bazı kanallar, 10 Ekim

Ertesi gün, millîlerimiz İngiltere’nin karşısına çıkacaklar. Gazeteler, televizyonlar, korkunç bir kamuoyu baskısı oluşturuyor. Çocukların işi zaten çok zor. Omuzlarındaki yük taşınır gibi değil. (Zaten maçta ellerinin ayaklarının nasıl dolandığını gördük.)

Böyle bir ortamda, CNN-Türk ve özellikle de Habertürk (çünkü saatler sürdü bu program) döne döne hangi konuyu işliyorlardı, biliyor musunuz?

İngiltere’ye 8-0 yenildiğimiz maçları!..


Millî futbolculara büyük destek olmuştur, mutlaka...

(Not: Maç 0-0 bitti, zaping yaparken Habertürk’ü açtım. Yine “İngiltere’ye nasıl 8-0 yenilmiştik” programını yayımlıyorlardı... Deniz Arman röportaj yapıyor, altta şöyle bir bant: Maça 24 saat kaldı. 8-0’lık maçın unutulmaz (!) kahramanı kaleci Yaşar canlı yayında....)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!