Medeniyetin sonu (217)

Bugün sosyal bilimci yanım tuttu. İşte böyle arada bir kimlik krizi geçiririm ben. Bugünkü krizim sürecinde dünya medeniyetinde yaşanmakta olan son buhranı inceleyeceğim.Kapitalizmin gelişmesi sürecinde Marx'ın dediği oldu ve çok sayıda işsiz ortaya çıktı.Burjuvazi bir baktı ki bu işsizler başa bela olacak.Ne yapalım, ne edelim diye düşünmeye başladılar.Öyle bir iş kolu yaratmalıydılar ki insanlar bu işte çalışırken hem çok işe yarıyorlarmış gibi önemli hissetsinler kendilerini...Hem de gerçek anlamda katiyen bir işe yaramasınlar.İşte adına sosyoloji denilen bilim dalı bu şekilde doğdu.Birçok insan sosyoloji okuyarak iş sahibi olurmuş gibi davrandı.Sosyolog bile olamayacak kadar yeteneksiz olanlar köşe yazarı oldular.Rezerv işsiz sayısı azaldı.Kapitalizmin o bir türlü gelemeyen son kriz dönemi bir süre daha ileri tarihe atıldı.* * *Çalışır gibi yapıp çalışmayanların idolü ve hatta poster modeli olacak kadar bu konuda uzmanlığı olan ben, doğal olarak sosyolojiden de çok iyi anlarım.Hatta bu konuda dünyanın önde gelen uzmanları arasında yer almayı hak ettiğimi bile düşünüyorum.Sadece bu özelliklerim dolayısıyla zaman zaman bu köşede bildiğimiz anlamda medeniyetin sonuna gelindiğine işaret eden fenomenler hakkında sık sık görüş bildirdiğimi hatırlayacaksınızdır.Gerçi bu tür yazılarımın büyük çoğunluğu Türkiye'deki siyasetin durumu ile ilgiliydi.Ancak zaman zaman dünyanın başka ülkelerinden de medeniyetin sona erdiğine işaret eden örnekler veriyordum arada bir.Bugün tekrar aynı konuya dönüyoruz. Bildiğimiz anlamda medeniyetin sona erdiğine ilişkin son kesin kanıt Amerika'dan gelmiş durumda. * * *Şu aralarda Amerika'da en gözde olan gruplardan bir tanesinin adı HANSON.Genç kızlar bayılıyorlar bu gruba.Grup elemanları sahneye çıkınca ayılanlar bayılanlar oluyor.Kadınlar saçlarını başlarını yoluyorlar.Çığlıklar gırla gidiyor.Grup elemanları şöyle elleriyle bir işaret çaksalar o anda sahneye yüzlerce kadın çıkacak ve kendilerini ‘‘Bana ne yaparsan yap’’ diye bağırarak adamların kollarına atacak durumdalar.* * *Eeee ne var bunda diyeceksiniz şimdi.Her dönemde insanların bu şekilde davranabilecekleri gruplar ortaya çıkar, ne olmuş ki diye söyleneceksiniz.Doğrudur bu dediğiniz.Ancak HANSON grubunun bazı özellikleri var ki bunları okuyunca neden kadınların bu adamları beğenmesinin medeniyetin sonu anlamına geldiğini söylediğimi siz de anlayacaksınız.Grup elemanları üç erkek kardeşten oluşuyor.Aslında bunlara erkek demek bilimsel açıdan pek doğru değil. Üç oğlan kardeş demek çok daha doğru olacak .Çünkü şarkıcılarının yaşı 14 ve kendisi daha henüz ergenlik aşamasını atlatamadığı için sahnede şarkı söylerken zaman zaman bazı notaları söylemekte son derece zorlanıyor.Bu üç kardeşin de saçları sarı. Bizim Safinaz'ın tüyleri gibi parlıyor kafaları.Vücutlarında tek bir tüyleri bile yok ve yakından bakma şansım olmadı ama büyük ihtimalle kaşları bile henüz çıkmamış durumda.Suratları kilise duvarındaki meleklerin suratı kadar temiz ve anlamsız bakıyor.Ve bu üç kardeş üstelik OKLAHOMA'nın Tulsa kasabasından gelmişler.Şarkılarının ana teması aşk.Hemen her şarkıda özetle şu fikri işliyorlar: İlişkiler aynen bir çiçeğe benzer. Onlara durmadan aynen çiçeklere gösterdiğimiz özeni göstermeliyiz. Aşk ancak saygı ve sonsuz bağlılık varsa anlamlıdır.* * *Evet işte böyle.Bence bu özellikleri olabilen üç tüysüze kadınların deli olabilmesi ve onların şakılarıyla kendilerinden geçebilmeleri dehşetengiz bir olaydır. Medeniyetin sonudur bu. Tabii ki bizim zamanımızda da genç kadınların deli olduğu, sahnede gördükleri an orgazmik çılgınlık yaşamaya başladığı gruplar vardı.Ama onların hemen hiçbiri hayatlarında Oklahoma'yı görmemişti bile.Hatta aralarında Oklahoma'nın Amerika'da bir eyalet olduğunu bilen bile yoktu.Onların hiçbiri güzel değildi. Çoğunun suratında ve vücudunda öylesine fazla kıl vardı ki eğer birazcık fazla marihuana çekmişseniz, sahnede onları izlerken hepsini birer orangutan olarak değerlendirmeye başlamanız işten bile değildi.Bunlar da aşk üzerine şarkı söylerlerdi. Ancak uzun ilişkiden anladıkları sadece iki saatlik bereberliklerdi.Çoğu ya sevdiği kadını kırbaçlamayı ya da onun tarafından kırbaçlanmayı tercih ettiğini açıklardı şarkılarında.Bunların hiçbiri değil kardeşiyle sahneye çıkmaya, kardeşiyle aynı şehirde bile bulunmaya tahammül edemeyecek ruh hali içindeydi.O zamanlar genç kızların rüyası olan bu adamların hemen hepsinin bu HANSON grubunda katiyen bulunamayacak bir adetleri daha vardı.Hemen hepsi sahnede mutlaka elektronik gitarlarını yerlerdi.Açlıklarını elektronik gitarlarıyla bastıramayan bazılarının sahnede yarasa ve fare yediği bile dünya rock tarihinin altın sayfalarında yazılıdır.Bunlar da HANSON grubu gibi seyircilerine çok saygılıydılar ama saygılarını başka türlü gösterirlerdi. Örneğin konserde seyircilerin üstüne ya tükürürler, ya işerler ya da boğa yılanı atarlardı. (Bunlar da rock tarihinin altın sayfalarında tarihe geçmiş durumdadır.)Ve bizim dönemimizdeki rockçılar HANSON grubundaki oğlanların tipindeki tipleri gördükleri takdirde bunlara ya tecavüz ederler, ya da öldürürlerdi. Bunun dışında başka bir alternatif doğal olarak katiyen akıllarına gelmezdi.İşte böyleydi eski günler ve bence kadınlar o dönemde çok daha zevkliydiler.
Yazarın Tüm Yazıları