Marmaris Milli Parkı’na nükleer santral olur mu?

BİR süreden beri sosyal medyada kıyamet kopuyor.

Haberin Devamı

Mesele, “Tabiat ve Biyoçeşitliliği Koruma”yla ilgili kanun tasarısı.

2010 yılından beri TBMM’de bekleyen ve önümüzdeki günlerde meclis genel kurulunda görüşülmesi beklenen tasarının geri çekilmesi için “Tabiat Kanununu İzleme Girişimi” bir kampanya başlatmış.

Kampanyaya dağcı Nasuh Mahruki önderlik yapıyor.

Girişimin sözcüsü Milli Parklar eski Genel Müdürü Hüsrev Özkara’ya kanun tasarısıyla ilgili ayrıntıları sordum.

Dediğine göre, tasarının “doğayı koruma ruhu” yok ve katılımcı değil.

Taslağı hazırlamak için görüşlerine başvurulan bilim kurulları ve STK’lar daha sonra devreden çıkartılmış.

İşin en can alıcı noktası şu:

Doğal Sit statüsü mevzuattan çıkacak, Milli Parklar Kanunu yürürlükten kalkacak ve kanuna “üstün kamu yararı” diye bir madde girecek.

Bu nedir?

En basit örnekle, çocuklarımız, torunlarımız günün birinde Marmaris Milli Parkı’nda bir nükleer santral projesiyle karşılaşabilecek.

Türkiye yüzölçümünün sadece yüzde 4-5’lik bir payına sahip “koruma altındaki alanlar” tehlike altında anlayacağınız.

Özkara “yıllardır gözümüz gibi baktığımız alanlar yok olabilir” derken bizde yüzde 4’lük alanların diğer ülkelerde yüzde 15 olduğunu hatırlatıyor.

AB İlerleme raporlarının her seferinde “tehlike altında” diye dikkat çektiği yüzde 4’lük alan da giderse vay halimize.

Zaten, son 10 yılda maden ocaklarına verilen izinler 10 kat artmış.

Özkara’ya göre, Cumhuriyet yıllarından 2000 yılına kadar 4 bin 500 izin şimdi 45 bine fırlamış.

Biz çocuklarımıza nasıl bir Türkiye bırakacağız merak ediyorum.

 Sanayiden vazgeçmeyiz ama

Haberin Devamı

TÜSİAD yeni Yönetim Kurulu üyelerinden biri, Kütahyalı sanayici Güral ailesinin bir ferdi olan Esin Güral Argat.

Aynı zamanda geçenlerde yazdığım gibi TÜSİAD’ın Teknoloji, İnovasyon ve Bilgi Toplumu Komisyonu Başkanlığını üstlenmiş.

1948 yılında Kütahya’da Güral porselenleri kuran Ali Güral’ın oğullarından Rıza Güral’ın kızı olan Esin Güral Argat,  Gürallar ArtCraft’ın da Yönetim Kurulu Başkanı.

Baba Rıza Güral 2004 yılında ailenin diğer fertleriyle yolunu ayırmış ve cam işine yönelmiş.

Gürallar günde 540 ton cam üretimi kapasitesiyle Türkiye’de ikinci, dünyada ise altıncı sırada.

Cam üretimi için kendi geliştirdiği Ar-Ge ile kendi makinelerini üreten dünyadaki üç şirketten biri.

Önemli bir başarı.

Güraller ArtCraft  cirosunun yüzde 3 ila 5’ini Ar-Ge’ye ayıran, Esin Güral Argat’ın deyişiyle “yenilikçi” bir sanayi şirketi.

Geçen yıl Kütahya’da ikinci fabrikasını kurmuş.

Aynı zamanda 3100 yatak kapasitesiyle turizmde iddialı.

Yurt dışında ve özellikle Akdeniz çanağında turizmde büyüme planları yaparken önce Yunanistan ekonomik krizi ardından Arap Baharı kapıyı çalmış.

Vaktinde koku alıp yurt dışı yatırımları askıya almamız iyi oldu” diyor.

Esin Güral Argat ile buluştuğumuz gün, Gürallar’ın geçtiğimiz yıl gayrimenkul sektörüne da adım attığını öğrendik.

Kapsamlı bir kentsel dönüşüme hazırlanan Kartal’da mimar Nevzat Sayın’ın yaptığı işhanı Lapis Han ile bu sektöre “merhaba” diyen Gürallar projelerini çoğaltacak.

Aralık ayı sonunda satışların başladığı Lapis Han’ın yüzde 20’si satılmış bile.

Esin Güral Argat “Gayrimenkul sektöründe parlak bir gelecek görüyoruz. Türkiye giderek büyüyen, kentleri gelişen bir ülke” diyor.

Sanayi kökenli bir aileden gelen, “yenilikçi” bir sanayi şirketinin tepesindeki yönetici gayrimenkul sektöründen söz ederken kafamda soru işaretleri eksik değil tabii ki…

Bir ülkenin üretmesi mi önemli, yoksa gayrimenkul sektörünün her gün biraz daha şişmesi mi?

Esin Güral Argat “Sanayiden çekilme stratejimiz yok. Türkiye sanayisiyle büyümek zorunda. Doldur-boşalt ekonomisiyle olmaz” diye konuşuyor ama…

Esin Güral Argat ile sohbetten benim çıkardığım sonuç şu:

Yatırım koşulları giderek zorlaştığı, devletten teşvik görmediği için sanayici kendisine çıkış yolları arıyor ve bu yollardan biri de ne yazık ki gayrimenkul sektörü.

Kimselerin korkulu rüya görmesini istemem ama geçenlerde bir okurum gönderdiği e-postada “Sizin “İspanya’yı iflasa sürükleyenler” yazınızı saklıyorum. Emlak balonunun patladığı Valencia’nın başına gelenleri okudukça Alanya gözümün önüne geliyor” demiş.

 

Yazarın Tüm Yazıları