Manşetten düşen bir haber üzerine

HÜRRİYET’in dünkü Almanya ve Kıbrıs baskılarının manşetinde bir haber vardı.

Haberin başlığı şöyleydi:

"Uydudaki meçhul şirket susturuldu."

Bir şirket, Türksat uydusu üzerinden İran’a yönelik yayınlar yapıyordu.

İran hükümeti bu yayınlardan rahatsız olmuş ve bunu Türk Dışişleri Bakanlığı’na bildirmişti.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de bu televizyonun Türksat uydusundan çıkarılmasını sağlamıştı.

Tabii İran’da karışıklık çıkarmaya yönelik bu televizyon yayınının arkasında "CIA mı var" sorusu gündeme gelmişti.

* * *

Haberi gazetenin Kıbrıs ile Almanya baskılarının manşetine koyduk.

Ancak bu erken baskılar başladıktan kısa süre sonra arkadaşlarımız, bu haberin daha önce yayınlanmış olduğunu tespit ettiler.

Gerçekten de haber, 14 Nisan 2006 günü, Star Gazetesi’nde Ardan Zentürk imzası ile yayınlanmıştı.

Yani olayın üzerinden 6 ay geçmişti.

Bu bilgiler köşe yazısının içinde kalmıştı. Ancak o günkü haberde, çok daha fazla ayrıntı vardı.

Bunun üzerine, haberi manşetten indirdik, ama yeni ayrıntıları ile şehir baskılarında yayınladık.

* * *

O günlerde hepimizin gözünden kaçan bu önemli olay şöyle gelişmiş.

Humeyni darbesinden sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne kaçan Azeri asıllı İranlılar örgütlenmeye başlamış.

Bunlar "Günaz TV" (Güney Azerbaycan Televizyonu) adlı bir televizyon şirketi kurmuşlar.

Bu televizyon İran’daki Humeyni rejimini yıkmak için yayınlar yapıyormuş.

Yayınlarını da Türksat uydusu üzerinden sürdürüyormuş.

Tabii bu arada Türkiye’nin işine yarayacak yayınlar da yapıyormuş.

Özellikle PKK başta olmak üzere İran’da faaliyet gösteren Kürt örgütlerini de hedef alıyormuş.

* * *

Tahran bu yayınlardan rahatsız olunca İran Dışişleri Bakanlığı Türk Dışişleri Bakanlığı’na bir yazı yazarak, bunların durdurulmasını istemiş.

Dışişleri de 13 Nisan 2006 günü Günaz TV’nin yayınını durdurmuş.

Tabii insanın aklına hemen şu soru geliyor:

Bu Azeri televizyonunun arkasında kim var?

Büyük ülkelerin istihbarat kuruluşları mı, yoksa "Azeri diasporası" mı?

Bence şu aşamada önemli olan Türkiye’nin bu sembolik adımı atmış olması.

Sembolik diyorum, çünkü bir televizyon o yayını Türksat’tan olmasa başka bir kanaldan mutlaka yapabilir.

İnternet çağında bunun birçok yolu var.

Ama Türkiye’nin komşu bir ülkenin "içişlerine karışmak" anlamına gelen bir izni kaldırması çok önemli.

* * *

Aslına bakarsanız, Günaz TV’nin yayınları Türkiye’nin çok işine gelebilirdi.

Bana göre bu, artık terk edilmesi gereken bir zihniyettir.

Türkiye, son 6 ay içinde uluslararası camiaya iki önemli mesaj verdi.

Önce İran’a yönelik uydu yayınlarını susturdu.

Sonra da İran’dan Suriye ve Lübnan’a silah taşıdığından şüphelenilen uçakları indirerek aradı.

İyi komşuluk işte budur.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İran’a yapacağı ziyaret öncesinde sanıyorum, Tahran bu mesajın ne anlama geldiğini anlamıştır.

Anlamıştır diyorum çünkü, Türkiye geçmişte, Tahran’ın "İslam ideolojisini ihraç etme" gayretinden epey sıkıntı çekmişti.

Hatta Türkiye’de işlenen bazı siyasi cinayetlerin arkasında İran parmağının bulunduğu yolunda, söylentinin ötesine giden bilgiler gelmişti.
Yazarın Tüm Yazıları