Manda derisi...

Bekir COŞKUN
Haberin Devamı

Normalde; bir ülkeyi yönetenler, toplumun mal-can güvenliği için kafa yormazlar mı?..

Oysa Türk toplumu oturmuş yönetenlerin durumuna kafa yoruyor:

Çiller'in malı...

Yılmaz'ın canı...

Maryland'daki mülk kâr etti mi, etmedi mi?.. Vergisi yatırıldı mı?.. Çiftlik ne durumda?..

Sonra Yılmaz'ın burnu?.. Uçağın camı sağlam mı?.. Kabin hava basıncı nasıl?.. Helikopterin pervanesi iyi mi?..

*

Peşinden sıra Cumhurbaşkanı'nın konut sorununa geliyor...

Süleyman Bey'in Çankaya'daki resepsiyon salonunun enine-boyuna...

Yeterince geniş mi?.. Dar geliyorsa biz ne yapacağız?...

Köşk'ün ödeneği yeterli mi?..

Kışlık ne zaman genişletilecek?..

Peki yazlık?..

Huber Köşkü az geldiği için, arkasında yapılan yeni yazlık köşk, Boğaziçi imar planına ve yasaya rağmen nasıl yapılır?..

Kaç oda, kaç salon?..

*

Sonra?..

Sonra sıra geliyor milletvekillerinin oturacakları koltukların derisine...

Ceylan derisi mi, dana derisi mi?..

Kafalarını koydukları bir dava yoksa bile, kıçlarını koydukları yerin davası başlıyor...

Renk turuncu muydu?..

Terletme durumu nasıl?..

Alınları yerine, uygun olmayan yerlerinin terlemesini önlemek için İtalyan deri mi iyi, dana mı, ceylan mı?..

*

Sıra bir türlü halkın sorunlarına gelmiyor...

Ne mala, ne cana...

Diyelim ki onlar; yüzde yüz enflasyon olan bir ülkede, çalışanlara yüzde otuz zam verdiler, oldu-bitti... Çok da umurlarında değil...

Tartışmadan, düşünmeden...

Şimdi biz toplum olarak onların malını-canını-konutunu-koltuğunu tartışmayı sürdürebiliriz...

Canları nasıl?..

Malları nasıl?..

Nereleri terliyor?..

Kitlelerin anası ağlıyorsa, kimin umurunda?..

O ne derisidir, manda mı?..

Yazarın Tüm Yazıları