Maliye politikasında kurallar

GEÇEN perşembe günü Wall Street Journal’da George Kopits imzalı, "Macaristan’ın Maliyesini Kurtarmak" (Saving Hungary’s Finances) başlıklı bir yazı yayınlandı.

Makale önce Macaristan ekonomisinin çok olumlu olmayan kısa geçmişini özetliyor. Ardından, IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Topluluğu ile ortaklaşa oluşturulan, Macaristan ekonomisini istikrara kavuşturmaya yönelik uygulamaya konan programdan söz ediyor. Programın orta-uzun vadeli sonuçları olacak en önemli ayağı bir yıl boyunca tartışılıp yasalaşan "Mali Sorumluluk Kuralları" olduğunu belirtiyor. Bizde popüler olduğu şekliyle, bu yasa maliye politikalarına bazı kurallar getiriyor.

KURALLAR

George Kopits Türkiye ekonomisini çok yakından bilen ve takip eden bir iktisatçı. 1980’lerin ilk yarısında Türkiye ekonomisini takip eden IMF iktisatçıları arasındaydı. Türkiye ekonomisi üzerine çeşitli yazılar yayınladı. Sonunda, IMF’nin Türkiye Misyonu’nun başı oldu. Bir ara IMF’nin maliye politikaları ile ilgilenen bölümünde çalıştıktan sonra Macaristan’da IMF temsilcisi olarak çalıştı. Bir süre özel sektörde çalıştıktan sonra şimdi hem üniversitede dersler veriyor hem de Macaristan Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu üyeliği yapıyor.

Kopits’in yazdığına göre, Macaristan’ın mali sorumluluk kuralları dört maddede özetlenebilir:

1- Devlet bütçesi her yıl faiz dışı fazla vermek zorunda (fazlanın milli gelire oranı verilmiyor). Faiz haricinde hiçbir harcama kalemi reel olarak milli gelir büyümesinin yarısından fazla artamaz.

2- Bütçede herhangi bir ödeneğin artırılması teklifi, aynı miktarda vergi gelirleri artışı yaratacak vergi oranları artışları ya da aynı miktarda bir başka ödeneğin azaltılmasıyla yapılabilir. Orta dönemli bütçe hedefleri beklenmeyen harcama artışları veya gelir kayıpları ile uyumlu hale getirilecek.

3- Bütçe uluslararası kabul görmüş muhasebe standartları ve raporlamaları ile uyumlu hale getirilip maliye politikalarında şeffaflık artırılacak.

4- Üç kişiden oluşan, teknik kişilerle desteklenen bağımsız bir kurul hükümetlerin bu kurallara uyup uymadığını denetleyecek.

Birinci kural devlet harcamalarının milli gelir içinde artmalarını önlemeye yönelik. İkinci kural bütçe uygulaması sırasında bütçenin borçlanma ihtiyacının gelişi güzel değişmesinin önüne geçmeye çalışıyor. Üçüncü kural şeffaflığın artırılmasıyla tüm kamuoyunun bütçe uygulamalarını yakından takip etmesini kolaylaştırıyor. Dördüncü kural ise bütçe denetim yetkisini bir anlamda Meclis’ten alıp üç kişilik bağımsız bir kurula veriyor.

Yasanın koyduğu son kural yıldan yıla bütçe yapıp hiçbir zaman yılın başında yapılan bütçe içinde kalamayan, iki yakasını bir araya getiremeyen ülkeler için işlevsel açıdan doğru bir yaklaşım olabilir. Ama, demokratik kurallar açısından Meclis’in bütçeyi denetleme yetkisini kendi dışında bir başka organla paylaşması, siyasal bilimler açısından herhalde tartışmalıdır.

ANLAŞAMIYOR MUYUZ?

Kopits, makalesinin sonunda Macaristan’ın bu uygulamasının diğer ülkelere de örnek olabileceğini savunuyor. "Mali alkolik" olarak tanımladığı ülkelerde (örneğin Arjantin, Ekvator ve Venezüella) bu kurallar manzumesinin önce kabul edilip sonra terk edilmesi ya da sulandırılması krizlere neden oluyor. Buna karşılık, kuralların ciddiyetle uygulandığı Brezilya, Şili gibi ülkelerde mali sorumluluk kuralları ülkenin risk primini düşüren bir etki yapıyor. Kopits Türkiye’nin de bu çeşit kuraları uygulamaya koymasını yararlı görüyor.

IMF ile yapılan görüşmelerde kurallara dayalı maliye politikası yaklaşımının tartışıldığı biliniyor. Anlaşmakta zorluk çekilen noktalardan biri de bu çeşit mali kurallar olabilir.
Yazarın Tüm Yazıları