Malala ile Nabila

Güncelleme Tarihi:

Malala ile Nabila
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2014 00:35

BU yıl Nobel Barış Ödülü’nü, Pakistan’daki kız çocuklarının okula gitme hakkını savunduğu için iki yıl önce Taliban militanları tarafından başından vurulan ve İngiltere’ye gelip tedavi olduktan sonra bu alandaki çalışmalarına devam eden 17 yaşındaki Malala Yusufzay kazandı.

Haberin Devamı

Nobel komitesinin açıklamasını duyduğumda Malala’nın hikayesinden etkilenmiş diğer milyonlarca insan gibi ben de çok sevindim.
Hatta bu onuru bu genç ama cesur kızdan daha çok hakeden hiç kimse olamayacağını düşündüm.
Ama sonra internette zaman öldürürken Nabila Rehman’ın hikayesine rastladım.
Ve Nobel Ödülü’nün ne anlama geldiğini ve batının Malala’yı dünyaya tanıtmak için neden bu kadar çaba gösterdiğini sorgulamaya başladım.
Nabila Rehman 10 yaşında Pakistanlı bir kız çocuğu.
Malala’nın o korkunç saldırıya uğradığı 2012 yılında, o zaman sadece 8 yaşında olan Nabila da çok korkunç bir trajedi yaşamış.

* * *

ABD ordusuna ait insansız bir hava aracı, Pakistan’ın ücra bir köşesindeki köyünde ailesi ile birlikte tarlada çalışan Nabila’nın üzerine iki adet bomba atmış.
Büyükannesi Nabila’nın gözleri önünde parçalanarak can vermiş.
Tarladaki 7 çocuk yaralanmış.
Dünyada olan bitenlerden habersiz bamya toplayıp Kurban Bayramı’nın gelmesini bekleyen Nabila bir anda şiddetle, savaşla ve ölümle tanışmış.
ABD ordusu bu ufak hata ile ilgili özür dileme gereği duymamış, hatta bir açıklama bile yapmamış.
Ancak büyükannesini çok seven Nabila, bu işin sonunu bırakmamış.
Binbir zorluğa rağmen ilkokul öğretmeni babası ve 12 yaşındaki erkek kardeşi ile birlikte “Başına gelenlerin hesabını sormak için” ABD’nin başkenti Washington DC’ye gitmeyi başarmış.
Ve ABD senatosundaki temsilcilere yaşadıkları ile ilgili bir konuşma yapma, derdini anlatma ve “Büyük annem neden öldü?” diye sorma fırsatını elde etmiş.

* * *

Belki bu hikayenin Malala’nın kahramanlığı ile başardıkları ile ne alakası var diyeceksiniz..
Eğer ABD’li temsilciler Nabila’yı dinlese, Amerikan ve İngiliz basını onun hikayesine de aynı Malala’nın ki gibi sayfalar ayırsaydı bir alakası olmazdı elbet.
Ama Malala’ya övgüler düzen 430 ABD’li vekilden sadece 5’i Nabila’nın kongrede yaptığı konuşmayı dinlemeye gitti.
Gazeteler, Nabila’nın adını bile anmadı.
Malala’yı yakından tanıyan, hatta artık kızları gibi seven milyonlar Nabila’nın adını hiç duymadı.
Sonuçta Malala, Nobel ödülünü alırken, Nabila ve ailesi kimsenin üzerinde durmadığı, tatsız bir istatistik olarak kaldı.
Çünkü Nabila’yı yaralayan, büyükannesini öldüren büyük düşman Taliban değil, Pakistan’da kurtarıcı rolü oynayan ABD’ydi.
Malala Yusufzay hala benim için çağımızın gerçek süper kahramanlarından biri.
Ama ne yazık ki o ABD’nin Pakistan’daki faaliyetlerini haklı çıkartmak için kullandığı bir araç aynı zamanda.

* * *

Bütün bunları düşününce Nobel Barış Ödülü’nün çok fazla bir şey ifade etmediğine ikna olmuş olsam da Malala’nın yaşadığı onca şeyden sonra bu ödülü olmasına mutluyum,
Hem kim bilir belki bir gün Nobel komitesi ABD’nin, İngiltere’nin ve hatta Türkiye’nin terörü bitirmek, barış getirmek adına yanlışlıkla hayatını mahvettiği Nabila gibi isimsiz kız çocuklarına da ödül verir.
Her zaman işlerin hep daha iyiye gideceğini, herkesin hakkını elde edeceğini ummak lazım ne de olsa... Hele de şu günlerde.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!