Delilik sezonu

Kendime çok kızıyorum. Tüm gün İstikal Caddesi’nden Taksim’e günlük yürüyüşümü yapıyorum. O kalabalığın arasında dünyadaki milyarlarca mikrokozmos’tan biri olduğumu hissediyorum ama son günlerin en önemli olayını kaçırmışım.

Haberin Devamı

Kendimi esefle kınıyorum ve az önce çocuğunu düşürmüş bir ünlü gibi ‘buna yol açanlara’ beddularımı yolluyorum.

Uzun yıllardır merakla beklediğim tek eylem Taksim’de gerçeklemiş ve ben orada değildim. Çırılçıplak soyunup meydandaki heykelin tepesine ata biner gibi tüneyen adamı canlı olarak göremedim. Tarihin bu en önemli anındna mahrum kaldığıma üzüldüğüm gibi bir yandan da karanlık düşüncelerimdeki haklılık payını gördüğüm için de mutluyum.

Durun bakalım. Ben diyorum size, bunlar daha iyi günlerimiz.

Son iki yıldır Ramazan’ın yaz aylarına rastlaması (Kan şekeri düşüp strese yol açıyor, bilimsel olarak ispatlanmış bir gerçek), küresel ısınmadan dolayı gitgide artan sıcaklıklar, toplumsal tahammül oranımızın düşmesi... Tüm bunların hepsinin bir araya gelince insanların delirme eğilimi göstermesi şaşılacak bir şey değildi.

Haberin Devamı

Ve bunun heyecan ve merak içinde beklediğim ilk örneği geçenlerde gerçekleşti. Anladığımız kadarıyla ‘biraz uçmuş’ bir arkadaşımız kendini çırılçıplak heykelin kafasına oturtuvermiş. Ama ne yazık ki bir Türk değilmiş bunu yapan. Araplar’ın İbiza’sı olarak tatili için İstanbulumuzu seçen İranlı bir dünya vatandaşıymış. İranlı şahıs çırılçıplak heykelin tepesinde otururken elbette onu seyretmek için bir araya gelen şanslı Türkler’de tipik davranışlarını sergilemişler. Yani önce çıplak adamı cep telefonunlarına saatlerce kaydetmişler; arada ne yapacaklarını bilemeyip ona terlik, pet şişe gibi şeyler fırlatmışlar, en son polis tarafından heykelden indirildiğinde ise ona onu linç etmeye çalışmışlar. Linç girişimi başarısız sonuçlanmış. İranlı dünya vatandaşı sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne götürülmüş.

Termometrelerin derecesinin 30’un üstüne çıkmaya başladığı bu günlerde ben, hayalini kurduğum diğer eylemleri merakla beklemekteyim. Heykele soyunup çıkanı kaçırdım ama İstiklal’in ortasında çırılçıplak soyunup ters yöne doğru bağırarak koşmaya başlayacak ilk kadını, ilk kez delirip döner bıçağıyla sarımsıkla hamburger tezgahını parçalayacak dönerciyi, son ses müzikle Taksim Meydanı’na dalacak olan taksi şoförünü kaçırmaya hiç niyetim yok.

Haberin Devamı

Gözüm dört açık! Delilere hazırım.

Yazarın Tüm Yazıları