GeriKadın Sağlığı Şimdi haberler...
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Şimdi haberler...

""İzlerken kanımın donduğu, içimin acıdığı bu kızı alıp kaçırmak istiyorum oradan. Soru sormasınlar ona, onay almasınlar tekrar tekrar""

....Bir kız çocuğu, daha ergenliğin başlarında.. Bir habere göre 12 bir diğerine göre 13 yaşında. Çokta önemi yok aslında, nihayetinde bir çocuk ve en temelde bir insan bahsi geçen. Kimsenin aklına gelmeyecek bir vahşetten canlı kurtulmuş bir tanık. Ağlıyor hem de içi yana yana. Ve uzatılmış bir mikrofona, en sevdiği kişileri gördüğü son hali tasvir ediyor. Annesine, ağabeyine isabet etmiş mermileri, o mermilere hedef olmamak için nasıl saklandığını, tüm olanların öncesini-sonrasını anlatıyor. Belki hepsi bir kabustu beklide gerçek. En az ona uzatılmış mikrofonu tutan elin, tekrar tekrar anlattıklarını soru olarak yöneltip, yeniden onaylatması ve gözlerinden yeni damlaların dökülmesini izlemesi ve kaydetmesi kadar gerçek.Gözleri açıktı, alnında bir delik vardı diyor ve yeni soru geliyor; Gözleri açık mıydı?İzlediğimiz, ana haber bülteni. Büyük kanalların, büyük habercilerin, haber koordinatörlerinin oluşturduğu yayından alıyoruz bu haberleri.Sormadan edemiyorum, bu kadar sorgulanmasına gerek var mı diye. Bunlarda haber olmalı mı diye. Haber kaynağının sağlıksız durumu, yaşadığı travma ve ona tekrar tekrar bunu hatırlatmak şart mı diye. İzlerken kanımın donduğu, içimin acıdığı bu kızı alıp kaçırmak istiyorum oradan. Soru sormasınlar ona, onay almasınlar tekrar tekrar. Kızıyorum sonra, bu kadarı nasıl sorulur, neden bu haber yapılır, eksik kalsa ne kaybedilir diye. Harabesinde dolaştırmak onu, ne kadar sağlıksız kimsenin aklına gelmez mi diye.Dağılmış psikolojisini kurcalamak son ihtiyacı olsa gerek. Peki bu büyükler neden bunu yapıyorlar? Düşünüyorum ama bulamıyorum. Çünkü yeterince mühim haber var izlediğim kadarıyla. Bu da eksik kalsa, bir şey olmaz heralde. Kimse yok mu bu gidişi düzeltecek. Habercilikte psikolojik yaklaşımın, bir travmanın yaşayanı nasıl etkilediğini öğretmek gerek diye düşünüyorum.Çözüm üretmek istiyorum eleştirilerime. Bu röportajlar hiç yapılmasa olmaz mı? Halen şokta olan çocukların, ailelerinden bireylerin nerelerine mermi isabet etmiştiyi onların ağzından dinlemesek olmaz mı? Şart mıdır tekrar tekrar onlara anlattırıp, ağlamalarını çekmek? Kriz merkezi uzmanları röportajcılardan önce orada olsaydı, engel olabilseydi diye geçiriyorum içimden. En azından bundan sonrası uzmanların takibinde, kontrolünde yönlendirilecektir diyerek rahatlamaya çalışıyorum. Ülkemizde çok önemli bir alan olarak görülmese de, psikiyatri, psikoloji, psikolojik rehberlik ve danışmanlık her biri çok önemli meslek grupları. Her alanda fark edilmeli ki insan olan her yerde ruh ve sinir bilimleri gerekli olacaktır. Bu ihtiyaç bireyin doğduğu andan başlar, ölümüne dek devam eder.Gündelik hayatını yaşarken de, büyük bir olayı çözümlerken de, bir travmayı taşırken de, röportaj yaparken de.. Öyleyse diyorum, bir danışma sistemi olmalı bu işlerin. Hali hazırda böyle bir sistem var mıdır bilemiyorum, ama varsa bu yapılan röportajlar kimseyi rahatsız etmedi mi bunu da merak etmekteyim. Tahmini zor olmasa gerek, bahsettiğimi haberler Mardin katliamına yönelik. Ama bu ilk değil, pek muhtemel son da olamayacaktır. Bugün o kız, dün başka bir kişi, bir sonraki gün bir başkası olacak mikrofonun ucunda. Peki ama hiç mi kimse düzenlemeyecek uslubunu bu sorgu sualin? Ya da merak etmekteyim başka rahatsız olanlar var mı diye?Hepinize düşüneceğimiz günler dilerim.Psk. Ayça Atam

False