GeriCinsellik Bugün 1 Aralık Dünya AİDS Günü! AİDS belirtileri nelerdir ve nasıl bulaşır?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Bugün 1 Aralık Dünya AİDS Günü! AİDS belirtileri nelerdir ve nasıl bulaşır?

Bugün 1 Aralık Dünya AİDS Günü! AİDS belirtileri nelerdir ve nasıl bulaşır?

"Vücut direncinin zayıflamasına ve kolay hastalanmaya sebep olan AİDS, 1 Aralık farkındalık gününde gündemde yer alıyor. Türkçe karşılığı Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu olan AİDS, erken tanı halinde kontrol altına alınabilmektedir. Peki, AİDS belirtileri nedir ve nasıl bulaşır? İşte, 1 Aralık Dünya AİDS gününde önemli bilgiler"

1 Aralık Dünya AİDS günü 1988 yılında farkındalık yaratmak amacıyla Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilmiştir. İlk çıkışı 1960’lı yıllara ve ilk tanısı da 1980’li yılların başına dayanan HIV enfeksiyonu, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi bir halk sağlığı ve toplumsal sorundur. Peki, HİV ve AİDS nedir? İşte, AİDS ve HİV belirtileri ve bulaşma durumu hakkında bazı bilgiler

HİV VE AİDS NEDİR?

İnsan İmmun Yetmezlik Virüsü (Human immunodeficiency virus; HIV) Lentivirinae alt ailesinden zarflı bir Retrovirüstür. Virüs bağışıklık sisteminin baskılanması sonucunda fırsatçı enfeksiyonlar ile seyreden AIDS (Acquried-immunodeficiency syndrome) tablosuyla karakterize kronik hastalığa yol açmaktadır.

AIDS ilk kez 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri‘nde New York, Los Angeles ve San Francisco şehirlerinde önceden sağlıklı, genç homoseksüel erkeklerde Pneumocystis jirovecii pnömonisi ve Kaposi sarkomu vaka sayılarında görülen artış sonrasında tanımlanmıştır. Daha sonraki vakalar, hemofili hastaları, kan transfüzyonu alan kişiler, heteroseksüel damar içi ilaç kullananlar ve bu kişilerin cinsel eşlerinde izlenmiştir. Virüs 1983 yılında, AIDS ve kronik lenfadenopati gibi AIDS ile ilişkili klinik tablosu olan kişilerin kan örneklerinden izole edilmiştir. HIV enfeksiyonunun tanısında kullanılan serolojik testler 1985 yılında geliştirilerek kullanıma girmiştir. Afrika'da, 1986‘da iki AIDS hastasında HIV-1‘den antijenik yönden farklı bir virüs izole edilmiş ve virüse HIV-2 adı verilmiştir.

IDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome) HIV tarafından oluşturulan, Türkçe'de "Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu" olarak adlandırılan bir hastalıklar tablosudur. Bağışıklık hücrelerinin yüksek düzeyde tahribatı sonucu fırsatçı enfeksiyonların ilerleyerek ciddi hastalık tabloları oluşturması durumudur. Yetersiz bağışıklık sistemi durumlarında ortaya çıkan bakteriyel, viral, mantarlara bağlı ya da protozoal enfeksiyonlara fırsatçı enfeksiyonlar adı verilmektedir. Erken tanı ve gelişen tedavi koşulları ile HIV pozitif kişiler AIDS dönemine geçmeden uzun yıllar yaşayabilmektedir.

NASIL BULAŞIR?

İnsan immün yetmezlik virüsü, HIV,

  • HIV pozitif kişi ile korunmasız (kondom kullanılmadan) yapılan her türlü (oral, vajinal, anal) cinsel ilişki ile,
  • Ortak kullanılan ve HIV enfekte enjektör veya steril edilmemiş cerrahi malzemelerle
  • Enfekte kan ve kan ürünleriyle (Ülkemizde 1987 yılından itibaren, her kan ve kan ürününe gerekli testler yapıldıktan sonra hastaya verilmektedir.),
  • HIV pozitif anneden bebeğe gebelik döneminde, doğum sırasında ya da doğum sonrasında emzirme ile bulaşabilmektedir.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Enfeksiyon belli evrelerle seyretmektedir. Virüs vücuda alındıktan 1-6 hafta içerisindeki ilk çoğalma döneminde HIV enfeksiyonuna özgü olmayan ve değişken belirtiler gösteren akut enfeksiyona neden olmaktadır.

6-12 hafta içerisinde HIV'e karşı antikorlar gelişmektedir. Antikorlar hastalığın teşhisi açısından önem taşımaktadır. Antikorlar gelişene kadar geçen sürede, kanda virüs mevcuttur ve hasta bulaştırıcıdır.

Kişide hiçbir belirti ve bulgunun olmadığı 6-13 yıl (ortalama 8-10 yıl) süren Asemptomatik dönemde bulgu yoktur ancak kişi bulaştırıcıdır.

Hastaların ilk kez doktora başvurmalarına neden olan belirtiler Erken Semptomatik Dönemde ortaya çıkar.  Bu dönemde HIV enfeksiyonuna özgü testler yapılarak tedaviye başlanmaktadır.

HIV enfeksiyonun son basamağı AIDS dönemidir. Bu dönemde bağışıklık eksikliği iyice belirgin bir hale gelir, fırsatçı enfeksiyonlar veya bazı özel tür kanserler ortaya çıkabilir. Özellikle bu dönemde fırsatçı enfeksiyonların tanısı,  tedavisi ve önleyici tedavi önemlidir. 
İleri evreye gelmiş hastalarda, tedaviye rağmen ortalama 2 yıl içerisinde yeni bir AIDS göstergesi hastalığın ortaya çıkışı engellenememektedir.

TEDAVİSİ NASILDIR?

HIV enfeksiyonunda virüsü ortadan kaldıran bir tedavi henüz yoktur ancak virüsün çoğalmasını kontrol eden ilaçlar vardır.  Bu ilaçlar, hastalığın kesin tedavisini sağlamamakla birlikte virüsün vücutta çoğalmasını kontrol altına alarak bağışıklık sisteminin zayıflamasını önlemekte ve AIDS tablosunun ortaya çıkışını engellemektedir.

HIV/AIDS ENFEKSİYONUNDAN KORUNMA YOLLARI NELERDİR?

HIV enfeksiyonu önlenebilir bir hastalıktır. Korunma önlemleri tedaviden çok daha etkili ve ucuzdur.

Cinsel yolla bulaştan korunma için;

  • Güvensiz ve korunmasız cinsel temastan kaçınılması,
  • Tek eşlilik,
  • Cinsel ilişki sırasında kondom kullanılması gerekmektedir.

Kan yolu ile bulaştan korunma için

  • Taraması yapılmış HIV(-) kan ve kan ürünlerinin kullanılması,

(Kan ve kan ürünleri ile olan bulaşmaya karşı korunma amacı ile 1987 yılından beri ülkemizde kan ve kan ürünleri HIV yönünden test edilmektedir. Organ ve doku nakilleri öncesinde gerekli testlerin yapılması HIV geçiş riskini en aza indirmektedir.)

  • Tek kullanımlık steril enjektör ve cerrahi malzemelerin kullanılması,
  • Ortak enjektör kullanımından kaçınılması gerekmektedir.

HIV (+) gebeden bebeğe bulaşın önlenmesi için,

  • Uygun tedavi ve takibinin yapılması, doğumun sezaryan şeklinde planlanması,
  • Doğumdan önce anneye ve doğum sonrasında bebeğe ilaç tedavisi başlanması,
  • Annenin bebeğini emzirmemesi gerekmektedir.

HİV TESTLERİ NASIL YAPILIR?

HIV enfeksiyonunun tarama ve tanısında; iki aşamalı yaklaşım ile öncelikle bir tarama testinin yapılması ve ―reaktif‖ bulunan örneklerin doğrulama testine alınması önerilmektedir. Tarama testleri antikor/antijen reaktif örneklerin değerlendirilmesini, doğrulama testleri ise
tarama testleri ile ―reaktif‖ bulunan serumların kesin olarak HIV antikoru taşıyıp taşımadığının tespitini sağlamaktadır. Bu nedenle tarama testleri ile alınan pozitif sonuçların ―reaktif”, doğrulama testi ile alınan pozitif sonuçların ise ―pozitif” olarak tanımlanması önerilmektedir. HIV enfeksiyonunun varlığı, ancak doğrulama testi sonucunun pozitif olması halinde kanıtlanmış olur.

False