Magazinin ciddisi

Pazar günleri Sabah gazetesinin eki olarak verilen Şamdan adlı magazin dergisinde üst üste iki hafta yayınlanan, iki haber beni magazin haberinin anlamı üzerinde düşünmeye itti.İlk haber Ajda Pekkan ile ilgiliydi.İkinci haber de Nilüfer ile.İki haber de aynı söylemi içeriyordu.Plajda veya havuz kenarında fotoğraflar çekilmişti.Magazin basınının kendisine has söylemiyle bu iki bayanın da aslında kilolu ve selülitli olduğu ilan ediliyordu.İdeolojik bilinçaltı söylemiyle ise ‘‘Bakın onların da normal insanlardan aslında farkları yok. Ey kadınlar, hepiniz mutlu olabilirsiniz’’ diye bağırılıyordu okuyucunun yüzüne karşı.* * *Ben Nilüfer ile ilgili habere itiraz ediyorum.Bunun nedeni de basit.Ajda Pekkan o havuzun başına gazetecileri kendisi davet etmiş.‘‘Gelin de benim mayolu resimlerimi çekin bakayım’’ demiş.Tabii ki magazinci arkadaşlar da gitmişler.Bol bol fotoğraflar çekilmiş.Sonra Şamdan, bu fotoğrafları muzırca yorumlamış ve Ajda’nın aslında var olan ve var olması da normal olan fazlalıklarını vurgulamış.Yani bir anlamda Ajda aranmış, onlar da gereğini yerine getirmiş.* * *Ancak Nilüfer’de durum böyle değil.Sanatçı, fotoğrafçı filan davet etmemiş.Hatta bulunduğu yeri bile ilan ettiğinden şüpheliyim.Sevgilisi Gökberk Ergenekon ile birlikte kısa bir tatile çıkmış.Plajda hepimiz gibi sere serpe yayılmış.Normal olarak kendisini bırakmış. Hakkıdır da bırakacak tabii.Bu arada birileri onun gizlice fotoğraflarını çekmiş.Sonra dergide bunları da yorumlamışlar, fazla kiloları ön plana çıkarmışlar ve basmışlar fotoğrafları.* * *Bizim basında adettir, bu tür yazılar yazıldığında eleştirilen taraf kıyameti koparır.‘‘Benim olayları yorumlama biçimime nasıl karışırsın’’, ‘‘Magazini sen mi bana öğreteceksin’’ diye kızılır.Hayır, öğretmeyeceğim.Ve hayır, yorum hakkına da karışmıyorum.Sadece Nilüfer’e yapılan beni rahatsız etti, onu söylüyorum. Nilüfer seksapeliyle, vücut güzelliğiyle ön plana çıkmış ve bunu kullanarak ayakta duran bir kişi değil ki.O sesinin güzelliğiyle ayakta duruyor.Sanatıyla ortaya çıkan, efendi bir insan o.Durum böyle olunca onun son derece normal olan vücudunu durup dururken yerden yere vurmak bana son derece itici geldi.İtiraf etmeliyim ki ben Nilüfer’in şarkılarını pek severim.Bu zayıflığımdan ötürü tepki duymuş da olabilirim.Ama bence bu olayda biraz durup da ‘Magazinde kişi hakları’ konusu üzerinde kafa yormalıyız.Gayet iyi bilmekteyim ki birçok ünlü isim ‘‘Reklamın iyisi kötüsü olmaz’’ ilkesine inanır.Yani kötü haber de onlar için bir reklamdır. Bu nedenle de böyle şeylere aldırmazlar.Eğer Nilüfer de bu tür bir insansa o zaman ben söylediklerimi geri alıyorum ve gazeteci arkadaşlardan özür diliyorum.Ama değilse de o zaman bu tür bir haberi de reddediyorum.
Yazarın Tüm Yazıları