Boyun ağrısı deyip geçmeyin

Ağrı çekmek kolay bir şey değildir. Çoğu insan için, "ağrı" sözcüğü bile sevimsizdir, endişe vericidir.

Hele bir de sizi veya bir sevdiğinizi ilgilendiriyorsa, ağrının önemi iyice artar. Canınızı, içinizi daha çok acıtır. Doktorlar "ağrıyı dindirmeyi" kutsal bir görev sayıyor. "Her şeyden önce ağrıyı dindir" emri Hipokrat ile başlar.

Boyun ağrıları çok sık karşılaşılan bir ağrı çeşididir. Boyunda bulunan kemikler, eklemler, eklemler arasında bulunan disklerde oluşan kaymalar -fıtıklaşmalar-, boyun kaslarındaki kasılmalar, spazmlar ve daha pek çok şey bu ağrılara yol açabilir. Ağrı yalnız boyunda kalabileceği gibi sırtınıza, kürek kemiklerinizin arasına da yayılabilir. Bazen ağrıya ek olarak kollarda güç kaybı da ortaya çıkabilir. Boyun ağrılarına çeneye, kulaklara ve başa vuran ağrılar da eşlik edebilir. Kısacası, boyun ağrısı deyip geçmeyin! Sık görülen, teşhisi ve tedavisi kolay olmayabilen bir sorundur.

BOYUN FITIĞINA DİKKAT

Boyun ağrılarının birçok nedeni var ama en sık rastlananları kas spazmları ve zorlamaları, disk kaymaları -boyun fıtıkları- ile kemiklerde meydana gelen kireçlenmelerdir. Boyun fıtığı yaş ilerledikçe daha sık yaşanan bir sorundur. Boyun kemikleri arasında yer alan diskin sert kılıfından dışarı taşması sonucu oluşuyor. Taşan kısım, etraf dokulara (özellikle kas ve sinirlere) basınç yaparak ağrıya neden oluyor. Boyun kemiklerinde kireçlenmelere de sık rastlanıyor. Bazen bir çarpışma özellikle trafik kazaları, kafa travmaları hazırlayıcı nedenler olabiliyor. Arkadan çarpmalar sonucu oluşan kazalarda başın ileri geri sarsılması önemli bir hazırlayıcı faktör olarak gösteriliyor.

FAZLA STRES BOYUN AĞRISI YAPIYOR

Boyun ağrılarının en sık görülenleri kas kökenli olanlarıdır. Kaslarda stres ve aşırı kullanmaya bağlı spazmlar en önemli etkenleridir. Aşırı ve uzun süre kullanım boyun kaslarında bitkinliğe, yorgunluğa ve ağrıya yol açar. Özellikle ense kısmında yerleşik şiddetli boyun ağrılarında kas spazmları önemli bir faktördür. Bununla birlikte bir iki haftadan daha uzun süren boyun ağrıları sıradan görülmemeli, bir uzmandan yardım istenmelidir. Özellikle yaralanmayı takip eden şiddetli boyun ağrılarında, ellerde güç kaybı ile birlikte olan ağrılarda, kramplar şeklinde tekrarlayan ağrılarda fazla beklemeden tıbbi yardım almak önerilmektedir.

Dikkatli bir muayene ve radyolojik teşhis araçlarından istifade ederek kesin tanıyı koymak önemlidir. Teşhis sadece hastanın anlattıklarıyla bile konulabilir. MR veya bilgisayarlı tomografi gibi ileri tanı yöntemlerinden istifade etmek de gerekebilir. Bazı hastalarda sinir ve kas ağrılarında EMG testi gibi daha ileri incelemelerden de faydalanılabilir.

NASIL TEDAVİ EDİLİYOR

Boyun ağrılarının tedavisi sebebe göre değişir. Bazen kas gevşetici ve ağrı kesiciler yeterlidir. O bölgeye sıcak tatbik etmek, masaj ve diğer fizik tedavi araçlarından istifade etmek faydalı olabilir. Bazı durumlarda cerrahi girişim bile gerekebilmektedir. Eğer sık tekrarlayan boyun ağrılarınız varsa, bu haftaki konuğumuz Dr. Eser Alptekin hocanın önerilerini dikkatle okumanızda fayda var!

Boyun fıtığı neden oluşur

Boynumuzu ayakta tutan yedi omur kemiği arasında disk adlı kıkırdaklar var. Bu disklerin içindeki jölemsi sıvının omuriliğe veya sinirlere doğru taşması boyun fıtığına neden olur. Ani hareketler, trafik kazalarında boynun gidip gelmesi, kaslara aşırı yüklenme, bilinçsiz spor, bilgisayar başında uzun süre kalma, hareketsiz yaşam boyun fıtığı yapar.

BELİRTİLERİ NELERDİR

Boyun ağrısıyla birlikte ya da tek başına kol ağrısı olabilir. Hastanın elinde sinirdeki baskıya bağlı olarak kas gücü kayıplarına rastlanır. Tutma yeteneği azalır. Örneğin elindeki kalemi tutamaz. Kürek kemiğinin alt hizasında önde göğse vuran ağrılar oluşabilir. Bu nedenle de hasta kalp sorunu olduğunu düşünür. Ayrıca boyun fıtığı ilerlediğinde hastanın kolunda incelmeler meydana gelir.

AĞRILARIN NE KADARI FITIKTAN KAYNAKLANIYOR

Aslında boyun fıtıkları sanıldığı gibi boyun ağrılarının en sık nedeni değil. Boyun bölgesindeki ağrıların ancak yüzde 10 veya yüzde 20 kadarı boyun fıtığı kaynaklı. Eğer hastada ağrı boyundan kola vuruyorsa, kas gücünde kayıplar başlamış, parmaklarda uyuşukluk varsa kesinlikle boyun fıtığıdır. (Devam Edecek...)

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00

45 yaşında, 85 kiloda bir bayanım. Bir ölçüm yaptırdım ve vücut yağım yüzde 40 çıktı. Artık kilonun yanı sıra yağ yüzdesinin de önemli olduğunu söylediler. Yağ yüzdem kaç olmalı, bunun için kaç kilo vermem gerek?

Yağ yüzdesi önemli mi

Boyunuzu tam olarak bilmediğim için beden kitle indeksiniz üzerinden yorum yapmak zor. Ancak genel bir hedef koymak gerekirse vücut ağırlığınızın yüzde 10’unu 3 aylık bir dönem içinde kaybetmeli, bu dönemde vücut yağında ulaşmanız gereken hedefi yüzde 34 olarak göz önünde bulundurmalısınız. Genel olarak yaşın ilerlemesi ile birlikte kas ve yağ dokusu arasında bir mücadele başlar. Kas dokusu kaybı yerini yağ dokusunda artışa bırakacaktır. Aynı kiloda olsanız bile karın çevrenizdeki görüntü değişikliğinin temel nedeni budur. Karın çevresi için özel bir aktivite uygulamıyorsanız kasların yağlara teslim olacağı ilk bölgelerden birisidir. Özellikle bayanlarda menopoz sonrası bu durum biraz daha hız kazanmaktadır. Bu nedenle ilerleyen yaşlarda aldığınız kaloriyi düşürmek (yavaşlayan metabolizma için zorunda kaldığımız bir durum) harcadığınız kaloriyi artırmak (düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı) daha kolay bir yöntemdir. Bu kaçınılmaz süreç içinde bayanlarda vücut yağı yüzde 32-34’ün altında, erkeklerde yüzde 22-25’in altında korunduğu sürece kas dokusu ve yağ dokusu arasındaki mücadeleyi kazanmış olacaksınız. Bu değişimi zaman zaman bir diyetisyenden yardım alarak kontrolü elinizde tutabilirsiniz.

Boyun ağrınız sık sık nüksediyorsa

BİR BİLGİ

Tampon kullanımı ve toksik şok

Vajinasında stafilokokus aureus denilen bakteri bulunan kadınlar, tampon kullanırken çok dikkatli olmalıdırlar. Bunun nedeni ise, tamponun uzun süre vajende unutulmasıyla bu bakterilerin tamponda üreme yapabilmeleri ve kan dolaşımına da geçerek toksik şok denilen ciddi septisemiye yol açabilmeleridir. Aniden yüksek ateş, vücutta ve yüzde, gözde, ağızda ani kızarma, kusma ve ishal, baş ağrısı gibi bulgularla başlayan bu durum, hayati tehlike arzeder hale gelebilir. Tampon kullanırken böyle bir durum ortaya çıktığında hemen doktora gidilmelidir. Önlenmesi için tampon 4 saatten fazla vajende kalmamalı, sık doktor kontrolüyle vajinal kültür testleri yaptırılmalıdır.

Ne zaman yaşlıyız

"Ne zaman yaşlıyız?" Bu soruyu yanıtlamak oldukça zor. İşte birkaç önemli ipucu...

"Teyze", "amca" gibi sözcükleri daha sık duymaya başladığınızda,

Her sabah "Acaba hasta mıyım?" diye uyandığınızda,

Bedensel ve duygusal aktivitelerinizin kısıtlandığını hissettiğinizde,

Yapacak bir işinizin kalmadığını düşündüğünüzde,

"Artık yaşlı biri" olduğunuza karar verdiğinizde,

Başkalarına ihtiyacınızın olduğunu fark ettiğinizde,

Dede veya büyükanne olduğunuzu öğrendiğinizde,

Birkaç günde atlattığınız sıradan nezle veya soğuk algınlığını zatürree depremine çevirdiğinizde,

Bellek kaybı, uyku azalması, cinsel gücün korunması, bağışıklığın zayıflaması, kas-kemik ya da eklem sızlamasını sık sık gündeme getirdiğinizde, yaşlanmaya başladığınızı düşünebilirsiniz.

Diyete başlayınca bağırsak problemlerim çok oluyor. Bu sıkıntının oluşması düşük kalori almamdan dolayı mıdır?

Diyet konstipasyon (kabızlık) yapar mı

Düşük kalori almanız demek, daha az besin tüketmeniz demektir. İyi hazırlanmış bir beslenme programı zayıflama amacıyla yazılmış bile olsa, posa yönünden zengin olmalı ve yeteri kadar yağ alımını sağlamalıdır. Konstipasyon (kabızlık) sorununuz diyet dışında yok ve sadece diyet yaptığınız dönemlerde ortaya çıkıyor ise, yediklerinizin miktarı ciddi derecede azalıyor günlük posa alımınız olması gerekenin altına düşüyor olabilir.

Günde 3 porsiyon sebze-salata

Aralarda mutlaka meyve (özellikle kuru meyveler)

Günde 8-10 bardak su

Öğünlerde 1-2 şer dilim ekmek (tam undan)

Yemeklerde 1-2 tatlı kaşığı sıvıyağ (kişiye göre değişir) tüketin.

Egzersiz yönünden yeterli olup olmamasına özen gösterin.

Bunlara rağmen kabızlık sorununuz geçmiyor ise, doktorunuza başvurmanızda yarar var.
Yazarın Tüm Yazıları