Kendisi olamayan adam

Her tiyatro ve TV projesine başlarken Sadri Alışık’ın oğlu kartvizitiyle yola çıkan, yine her röportajında mutlaka rahmetli babasından bahseden Kerem Alışık, ikinci şiir kitabı "Öyle Sever Gibi Bakma Bana / Alışık Değilim"in PR çalışmalarında da rahmetli dayısı Attila İlhan’la başlıyor her sözüne.

Alışık, kitabın arka kapağını da büyük usta İlhan’a ayırmış ve "Bugün şiir yazıyorsam senden etkilendiğim içindir. Benim tarzım da, üslubum da sensin" diyor.

Ancak kitaba şöyle göz ucuyla bile baktığınızda Alışık’ın sadece Attila İlhan’dan beslenmediğini, başka şairleri de kendine örnek aldığını, hatta örnek almakla kalmayıp mısra mısra kopya çektiğini görüyorsunuz.

İşte size bir örnek;

"Biz Güzel Çocuklardık" şiirinde Alışık, "Biz güzel çocuklardık bahçelerde / Çiçeksiz böceksiz gölgesiz" diyor. Aynı mısraya Ahmet Oktay’ın "Sığınak" şiirinde de rastlıyoruz. Oktay "Biz de güzel çocuklardık bahçelerde / Sularda alabalık" diyor. Alışık yine aynı şiirde "Buz tuttu bıyıklarımız / Üç günümüz var şunun şurasında" diyor. Ne gariptir ki "Sığınak"ta da "Üç beş günümüz var şuracığında / Nice oyuncağımızı kırdılar" dizesi yer alıyor.


Bitmedi.

Alışık diğer şiirlerinde de edebiyat literatürümüze geçmiş mısralardan yardım alıyor.

Alışık’ın "Parola Vatan İşaret Namus" şiirindeki "Demir kapı, kör pencere / Usul usul köpek havlamaları" dizesi, Ahmet Arif’in "Haberin var mı taş duvar/ Demir kapı, kör pencere" dizesini hatırlatıyor. Keza "Hayal Satıcısı"ndaki "Ben bir hayal adamıyım/ İşim budur benim / Geceleri hayal satarım" mısraları da Orhan Veli’nin ünlü "Dalgacı Mahmut" şiirindeki "İşim gücüm budur benim / Gökyüzünü boyarım her sabah..." dizesini akıllara getiriyor.

Eminim bunun gibi daha bir sürü benzerlik var Alışık’ın şiirlerinde.

Konusunda uzman bir edebiyat eleştirmeni kim bilir daha ne benzerlikler bulur.

İşin kötüsü Alışık’ın kopyacılık konusunda daha öncesinden de sabıkası var.

Alışık’ın, Sadri Alışık için kaleme aldığı, Elele dergisinde yayınlanan mektubundaki birçok cümlenin Murathan Mungan’ın "Yalnız Bir Opera"sıyla büyük benzerlikler taşıdığı ortaya çıkmıştı.

Fatih bizi bizden daha iyi biliyor

Fatih Akın, Fransa’da yayınlanan Journal du Dimanche gazetesine verdiği röportajda "Yaşamın Kıyısında" filmiyle ilgili soruları yanıtlarken şöyle diyor: "Türkiye’de milliyetçilik çok güçlü. Kafkaesk bir bürokrasi var. Filmin çekimleri sırasında o inanılmaz anı yaşadık. Figüranlar, siyasi eylemcilerin tutuklandığı sahnede alkış tuttular."

Belki çeviri hatası vardır diye filmin yapımcı ortaklarından Ali Akdeniz’e, "Figüranlar, Akın’ın direktifi olmadan, tamamen doğal bir refleksle eylemcilerin tutuklanışını alkışladı mı?" diye sordum. Akdeniz de aynen şunu söyledi: "Evet, her şey Akın’ın dediği gibi oldu. Hatta Akın, ’Niye böyle yapıyorlar’ diye sordu. Biz de eskiden kalan bir alışkanlık dedik. O da ’Madem öyle, kalsın’ demişti."

Akın gerçekten iyi bir gözlemci. Almanya’da büyümesine rağmen ’alkış’ örneğini vererek Türkiye’nin kodlarını bizden çok daha iyi çözdüğünü bir kez daha göstermiş oldu.

n "Birlik ve beraberlik sağlanmadığı sürece, Trabzonspor’u George Bush bile altı ay yönetemez."

(Eski Trabzonspor yöneticisi Ahmet Ağaoğlu, kulüpteki asıl sorunu dile getirirken...)

n "O dönem biz polisi serbest bıraktık, rahat çalışsın diye."

(Kenan Evren, 12 Eylül döneminde yaşananları anlatırken...)

n "İsrailli bir futbolcuya üç gol attırılır mı?"

(Faik Gürses, Beşiktaş’a üç gol atan Liverpool’lu futbolcu Benayoun’un İsrail’li olduğuna dikkat çekerken...)

n "Şimdi öğretmenler bile öğrencisine sert görünmemek için kaşlarına botoks yaptırıyor. Sinirlense bile sınıfta sinirlenmemiş gibi dolaşıyor."

(Estetik cerrah Prof. Dr. Oğuz Çetinkale, Türkiye’de estetik ameliyatların nasıl trend olduğunu anlatırken...)

n 1985 model Volkswagen Golf. Yıllardır, yalnızca bir tek kişi tarafından, sadece 1. viteste ve geri viteste kullanıldı. Sadece 15 kilometre yol yaptı...

(Bir İrlanda gazetesinde yayımlanan satılık araba ilanı...)
Yazarın Tüm Yazıları