Şüphe sizi yiyip bitirdiğinde...

Psikoterapi diyalogları, yaşanmış hikayelerden esinlenilerek, psikoterapi sürecinde kullanılan yöntemlere örnek oluşturmak amacıyla yaratılmıştır. İçeriği psikolojideki bilimsel gelişmelere paralel olmakla beraber genel bilgilendirme ve tavsiye niteliğindedir.

Haberin Devamı

Danışan: Çok şüpheci bir insanım. Hiç kimseye güvenemiyorum. Eşim beni bu konuda çok eleştiriyor. Çok alıngan olduğumu ve sözlerin, davranışların arkasında hep bir mana aradığımı söylüyor. Aslında en çok da eşime güvenemiyorum. İçimde onun beni aldattığına dair çok güçlü bir şüphe var ve bu şüphe beni yiyip bitiriyor. Bu normal mi?
Dr. Başak: Bilimsel araştırmalara göre, şüpheci olmak sanıldığından daha yaygın. İnsanların üçte birinin sürekli olarak şüphe veya paranoya yaşadığı ve paranoyanın, depresyon ve kaygı kadar sık görüldüğü saptanmış.
Danışan: Yani benim yaşadığım bu şüphelerin normal olduğunu mu söylüyorsunuz?
Dr. Başak: Normal olup olmadığına hayatınızı ne kadar etkilediğine bakarak karar verebiliriz. Kaygı ve depresif duygularda da olduğu gibi, şüphenin de dereceleri var. Gün içinde hepimizin zaman zaman yaşadığı basit şüpheler olabilir ve bunlar çoğunlukla hayatımızı çok etkilemez, diğer yandan hayatı etkileyecek kadar ciddi hatta tehlikeli şüpheler de olabilir.
Danışan: Basit şüphe nasıl olur?
Dr. Başak: Diğerlerine karşı güven problemi yaşadığımızda sık sık karşımıza çıkar; “Kasap bana güzel et verdi mi?” veya “Taksi şoförü çok para almak için beni dolaştırdı mı?”, “Arkadaşım arkamdan kötü bir şey söyledi mi?” şeklinde evhamlar, endişelerdir. Bu tip basit şüpheler kişiyi uzun süre ve yoğun bir şekilde rahatsız etmeyebilir.
PARANOYALAR CİNAYETE KADAR GİDEBİLİR
Danışan: Haklısınız, benim de buna benzer şüphelerim var ama beni çok yormuyor, farkına varmadan unutabiliyorum.
Dr. Başak: Kolayca unutabildiğiniz için de hayatınızı etkilemiyordur. Diğer yandan bazı kişilerin çok daha yoğun şüpheleri vardır ki bu ciddi bir psikolojik hastalığa işaret edebilir.
Danışan: Psikolojik hastalık boyutunda şüphe yaşayıp yaşamadığımı nasıl anlarım?
Dr. Başak: Biraz önce de bahsettiğim gibi, şüphelerinizin hayatınızı daha geniş bir alanda; işinizde, ilişkilerinizde, günlük aktivitelerinizde olumsuz etkileyip etkilemediğine bakabilirsiniz. Paranoyayı hastalık boyutunda yaşayanlar, örneğin ortada kanıt olmamasına rağmen birilerinin kendisini zehirlemek için sürekli planlar yaptığından şüphelenebilir ve bu nedenle ev dışında hiçbir yerde yemek yemeyebilir veya kişi zihninin kontrol edildiğinden ve düşüncelerinin okunduğundan şüphelenip insanlarla ilişkilerini kesebilir. Paranoyalar kişinin kendi hayatını kısıtladığı gibi, başkalarına zarar verecek boyutta olup tehlikeli de olabilir, cinayetlere kadar gidebilir.
Danışan: Her gün gazetelerde okuduğumuz ‘kadınlara şiddet’ haberleri de bu tip paranoyalar yüzünden oluyor galiba...
Dr. Başak: “Kıskançlık paranoyası”, kadınlara şiddetin altında yatan önemli bir unsurdur. Böyle bir paranoya sahip olan kişi, eşinin ona ‘ihanet’ ettiğinden emindir ve ispat için sürekli ‘delil’ arar. Sokakta yanlarından geçen kişilerin bakışları, eşinin dükkanda bir satıcıyla konuşması, TV seyrederken gülmesi gibi sıradan olaylar bile ona göre karısının ihanetinin işaretidir. Özet olarak paranoya, bir muhakeme bozukluğudur ve yanlış yargı oluşturmaya, aşırı alınganlığa, kuşkuya, güvensizliğe ve yoğun kaygıya neden olur. Kişinin yanlış inançları ona ‘gerçek’ gibi gözükür ve aksine ikna etmeye çalışmak neredeyse imkansızdır.
ŞÜPHELERDEN KURTULMAK İÇİN BU SORULARI YANITLAYIN
Danışan: Bu anlattıklarınıza göre benim paranoyalarım sanırım hastalık boyutunda değil, fakat oldukça rahatsızlık verici. Bazen kendi kendime “Bu hayat böyle, kuşkuyla, şüpheyle, korkuyla geçmez” diyorum ama yine de elimde değil, şüphelerimin önüne geçemiyorum.
Dr. Başak: Eşinizle ilgili şüphelerinizden veya sizi rahatsız eden başka şüphelerden kurtulmak istiyorsanız, kendinize aşağıdaki 10 soruyu sorun ve cevaplarınızı bir kağıda yazın. Bu cevapların amacı sizi yanılsamalardan uzaklaştırıp olaylara olabildiğince objektif bakmanıza yardımcı olmaktır. Yoğun şüphe yaşadığınızda, cevaplarınızı okursanız, şüphelerinizin üstesinden gelebilirsiniz.
1. Başkaları benim şüphelerim hakkında ne düşünüyor? Şüphelerim benden başkalarına da gerçekçi geliyor mu?
2. Şüpheleri destekleyen kanıtlarım var mı?
3. Şüphelenmeme neden olan olaylar açık ve net mi yoksa ben farkına varmadan bazı eklemeler ve yorumlamalar yapıyor muyum?
4. Şüphelerimden güvendiğim bir arkadaşıma bahsettiğimde o nasıl yorumlar yapıyor?
5. Şüphelerimi değerlendirirken duygularıma mı güveniyorum yoksa gözlerimle gördüğüm kanıtlara mı?
6. Gerçek olmayan kanıtları gerçek gibi görüyor olabilir miyim?
7. Tamamen objektif olduğumu söyleyebilir miyim?
8. Şüphelerimi yalanlayan veya doğru olmadığını gösteren kanıtlar var mı?
9. En kötü ihtimalle ne olur? En kötü ihtimal karşısında ne yapardım?
10. Şüphe içeren düşünceme alternatif bir düşünce geliştirebilir miyim?

Yazarın Tüm Yazıları