Bir aceminin trafik notları

“Erkek dediğin sağ koltukta oturmaz!” fikrine ikna olduktan altı ay sonra direksiyondayım.

Meseleyi ciddiye aldım ve Villa Levent eğitmeni Murat Bey’in sabrı ve azmim sayesinde yendim araba sürme korkumu.
O hep duyduğumuz “İstanbul’da sürebiliyorsan her yerde sürersin” sözünün ne anlama geldiğini anlamam uzun sürmedi.
Trafikteki arkadaşların genel ruh halini şöyle özetlemek mümkün: Senden yavaş giden herkes aptal, senden hızlı giden herkes manyaktır!

***

Öte yandan, şehrin çok iyi levhalandırılmış olduğunu keşfettim. Okuma bilen bir sürücünün kaybolması zor.
Reklamcıların açıkhava ilanları konusunda sınıfta kaldığını fark etmem de uzun sürmedi: Kim araba sürerken okuyacak kardeşim minicik yazdığınız o kadar şeyi?
Müşterinin parasını sokağa atmak mı yoksa bize kaza yaptırmak mı istiyorsunuz?

***

Trafiğe yazın çıkmak da, kadınların dikkat çekici şeyler giymesinden dolayı ayrı bir tehdit olabilirdi ama Allah’tan mübarek ramazan yetişti de kurtuldum.
“Kadın sürücü” hurafesi de nezdimde çürümüş bulunuyor. Allah için, erkeklerden daha saygısız ya da daha dikkatsiz değiller.
Bir heves hazırladığım CD’lerin çoğuna el sürmedim. Radyo Voyage ve Radyo Eksen’le idare ediyorum. Trafik sıkışırsa da Mozart dinliyorum, şifa niyetine.
Milli hasletlerimizin en güzellerinden biri de park etmekte zorlanan sürücüye yardım etme isteğimizmiş, yeni öğrendim.
Trafiği dev bir organizma, kendinizi de organizmanın bir hücresi olarak gördüğünüzde her şey daha az korkutucu geliyor.
Ama galiba en tehlikeli evre, acemilikten çıkıp hafif palazlandığınız zaman. “Çözdüm bu işi” havasına girip gevşeyince kaza yapmak işten bile değil. Benimse gördüğünüz gibi, farkındalığım had safhada maaşallah.

Twitter intiharları korkutuyor!

Gün geçmiyor ki Twitter’da intihar eden ünlülere bir yenisi eklenmesin, takipçilerin boynu bükük kalmasın.
Ünlülerin yıpranması normal çünkü Twitter’ın en zor kullanım şeklini deniyorlar: Her mesaja cevap vermek.
Binlerce takipçisi olan biriyseniz, peşinizde her tür insan var demektir. Hatta tek derdi rahatsızlık vermek olan kaçıklar bile...
Herkese cevap yetiştirmeye kalkan mazallah kafayı yer. Bu yüzden sanal hayatlarına kendi elleriyle son vermeleri sürpriz değil ünlülerin.
Ama ünlü olmayanlar da üzülmesin: Amerikalı bir hayırsever, Twitter ve Facebook’ta bir daha dirilmemek üzere intihar etmemizi sağlayan bir program geliştirmiş: “Suicide Machine”.
İntihar makinesini indirmek ucuz, kullanmak kolay.
Tek hareketle Twitter ve Facebook hesaplarınız ebediyete itikal ediyor. En çok da sloganına bayıldım: “Gerçek komşularınla tanış!”

Trabzon kabuğundan çıkıyor

Benim için bir şehri yaşanılır yapan o şehrin kozmopolit ruhudur.
İzmir’i çok sevmemin nedeni bu: Bir arada yaşayan farklı kültürlerin yarattığı zenginlik.
Öte yandan, kozmopolitliğini kaybeden şehirlerin cevahiri zamanla kararıyor.
Ama Trabzon eski günlerine dönmek için bir adım atmış: Tarihi Sümela Manastırı’nda ayin yapılmış.
Binlerce Rus, Gürcü ve Yunan turist gelip otelleri doldurmuş, çarşıları şenlendirmiş.
Trabzon’lular biraz şaşarak da olsa ağırlamışlar siyah cüppeli Ortodoks din adamlarını...
Malum, kültür senginliği müzede bir işe yaramıyor. Önemli olan onu sokakta, çarşıda, kahvede hissetmek.
Vali Recep Kızılcık’ın olaya desteği tam ama Trabzon’un kabuğundan çıkmasında asıl görev kadınlara düşüyor: Malum, Karadeniz’de kadınların dediği olur.

İncir çekirdeği:
Eski sevgililerinden dolayı kendilerine kızanlar: Kızmayın, onu seven siz değilsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları