Bir Prekazi romantizmi

OFK-Galatasaray maçını Prekazi’yle izledik. Maçın yorumcusu Cevat Prekazi olunca içmeden güzelleştik.

Haberin Devamı

Bizim Prekazi’nin lakabı saçını yıllarca Cevat Prekazi modeli kestirmesinden geliyor, hatırlatayım.
İnsan niye futbol sever? Çünkü her şey değişirken futbol aynı kalır. Sabit kalan her şey gibi, çocukluğu hatırlatır.
Hayat bizi nereye savurursa savursun, yeşil sahayı gördüğümüzde babamızla maça giden o ufaklık oluruz.
Erkeklerin o garip maç hafızası da bundan doğar zaten. Çünkü onlar maç değildir aslında, hayatın mihenkleridir.
Saçının ense kısmını uzatmış adam topa otuz metreden öyle bir vurur ki, gayrı ne Monaco prensi Albert unutabilir ne de siz.
O gol aynı zamanda rahmetli babanızla daldığınız sokak kutlamaları, geç döndüğünüzde annenizin surat yapması, evdeki bayrağın üstüne gazlı kalemle yazdığınız “Cimbom yarı finalde!” yazısıdır.   
¡ ¡ ¡
“Dur ey zaman, ne güzelsin!” demiş ya Goethe, biz de bağırmak isteriz, Ettori’nin koruduğu kaleye giden topa: “Dur yahu, ne güzelsin!”.
Ama kerata bizi dinlemez, gidip o kaleye girer. Açar kollarını Cevat Prekazi, uçar gibi yaparak koşar.  Sonra yıllar geçer, bazı şeyler girer araya ve başlarsınız takımınızdan ayrı düz koşuya.
On dört yıl şampiyonluk görmemiş, müzesinde UEFA Kupası falan olmayan o takım yoktur artık. Ruhu bile okunmamaktadır.
Ama bir gün, tırışka bir Avrupa Ligi maçında yorumcu kılığında çıkar karşınıza. Hemen sandığı açıp o bayrağı çıkarmak, koklamak istersiniz.
Yarı finali bayrağın sarı kısmına bir zamanlar heyecandan titreyen ellerle yazan çünkü sizin ruhunuzdur.
Açıp kollarını orta sahaya doğru koşmak isteyen çocuk ruhunuz.

Haberin Devamı

Hocamız Woody, dersimiz eleştiri

Serra Yılmaz’ın yalancısıyım. Woody Allen son filminin gala gösteriminden önce, adet olduğu üzere bir konuşma yapmış.
Salondaki eleştirmenleri şu sözlerle tehdit etmiş: “Eğer bu filmimi beğenmezseniz, bir tane daha çekerim!” İşte bir sanatçının eleştiriye karşı takınması gereken tavır budur arkadaşlar. Ne küsmek ne de kin beslemek... Cevabı bir tane daha yaparak vermek en doğrusu. Hele bir de mizah duygunuz varsa, tadından yenmez!

Taraf’ın zayıf tarafı

Her tarafını doğru bulmasam da takip ettiğim bir gazete var: Taraf.
Aynı düşünceyi paylaşmak şart değil. Bazen sadece düşünmeyi paylaşmak da iyidir.
Cesaretleri heyecan verici. Tek sorun, dünyada sınıf çatışması diye bir şey yokmuş gibi davranmaları.
Öyle bir yazıyorlar ki sanırsınız bütün mesele iyilerle kötülerin arasında geçiyor.
Mesela birileri sırf gıcıklık olsun diye darbe planlıyor, iyi adamlar da engellemeye çalışıyor sanki. Her şeyin asıl nedeni olan çatışmalar Taraf’a bakınca net anlaşılmıyor.
İster istemez Tanzimat aydınlarını hatırlıyorsunuz: Hani işlerin maddi zeminini ıskalayan ve afaki bir “hürriyet” fikrini kovalayarak helak olan Tanzimat aydınlarını.

İncir  Çekirdeği

Haberin Devamı

Birini sevmek, onun yanındaki
kendimizi sevmektir.

Yazarın Tüm Yazıları