Gazze’nin reytingi

Bu aralar Gazze’nin müthiş bir reytingi var.

Başbakan için de...

İHH için de...
Kurtlar Vadisi için de...
Sinan Albayrak için de...
Bu aralar İsrail aleyhtarı ne yaparsan yap, ister gemiye bin Akdeniz’e açıl, ister film çek, hepsinin bir karşılığı var.
Sinan Albayrak da insani yardım gemisine bindiği için bir anda en popüler oyunculardan biri oldu.
Bugüne kadar oynadığı dizilerde konuşulmadığı kadar Mavi Marmara eylemiyle konuşuldu.
Merak etmeyin, “Kendi reklamını yapmak için Gazze’ye gitti” diyecek kadar saçmalayacak değilim.
Gram şüphem yok Sinan Albayrak’ın iyi niyetinden...
Oyuncu da olsa tornacı da olsa o gemiye bineceğinden...
Hiç tanımıyorum ama dünya tersine dönüp Yahudiler zulüm görse, sanki onların da yardımına koşarmış gibi bir izlenim yarattı bende.
Ancak...
Her şeyin azı karar, çoğu zarar ya...
Sinan Albayrak’ın tüm iyi niyetiyle katıldığı bir eylem, bu kadar çok konuşulunca, bu kadar çok yazılıp çizilince moda deyimle ‘eksen kaymasına’ neden oldu.
Peş peşe verilen röportajlar...
Nişantaşı kafelerinde zafer fotoğrafları...
Son olarak oyuncu eşi Başak Daşman’ın “Balayına Gazze’ye gideceğiz” açıklamaları işin tadını kaçırdı.
Sinan Albayrak hiç hak etmediği halde ‘Gazze’nin şöhretini yiyor’ diye yaftalanacak, ondan korkuyorum.

Futbolda iki mola olmalı

Dünya Kupası’nda şu ana kadar oynanmış bütün maçları izledim.
1- Vuvuzeladan nefret ettim.
2- İyi futbol çıkmayacak diye korkuya kapıldım.
Vuvuzeladan o kadar nefret ettim ki, turnuvanın son haftası Güney Afrika’ya gidip gitmemeyi bile gözden geçirmeye başladım.
Bunun nedeni de Güney Afrika ve Cape Town’ı ‘dünyada yaşanacak yerler’ listemde ilk 10’a girecek kadar beğeniyorum olmam...
Kafamdaki bu imajın vuvuzela yüzünden yıkılmasını istemiyorum.
Neyse, şimdilik evdeyim ve Dünya Kupası maçlarını D-Smart’tan HD olarak izliyorum.
Arada da dönüp Digiturk’ten TRT’nin normal yayınına bakıyorum.
Tüm kanallar HD kalitesine hızla geçmeli artık.
Seyirci buna bir alışınca, normal yayınlar çok yavan kalıyor.
Bir süredir fark ettim ki, ben televizyonda sadece D-Smart’ta bulunan 10 ve Digiturk’te bulunan 3-5 HD kanal arasında gidip geliyorum.
Diğer kanallara bakmıyorum bile...
TRT HD de çok başarılı. Açılış maçında logoları ufacıktı, hatta ekranda dakika ve maç skoru bile yoktu.
Yeni bir uygulamamı bu derken ikinci yarıda logoyu büyütüp, skor koydular.
Yine de tertemiz bir ekran.
İşte bu temiz ekranın korunması için gelecekte futbolun mutlaka iki devre arası olan bir oyun haline gelmesi kaçınılmaz.
Çünkü bu tür organizasyonlarda yayıncı kuruluşun, Lig TV gibi alttan lahmacuncu reklamı yapması yasak, ekran küçülemiyor, altyazı bile geçilemiyor.
Tek reklam yeri maçın devre arası...
Ancak bu tek devre arası yayıncı kuruluşların maliyetini karşılayamayacak noktaya gelecek yakın gelecekte.
Dev sponsorlar ve medya, futbol maçlarında daha fazla reklam yeri olması için FIFA’ya bastıracaklar.
Belki de doğrusu bu...
Futbolda tek değil, iki devre arası olmalı. Hatta süresi 15 dakika kısalmalı...
25’er dakikalık üç devre halinde oynanan bir oyuna dönüşmeli futbol...
Neden? Oyunda daha fazla reklam yeri açmak için...
Bana deli misin demeyin...
Göreceksiniz o günler de gelecek.
Futbolda sadece paranın konuştuğunu unutmayın.

Çekirdek yasağı

Geçen yıllarda Hürriyet konser izlenimlerine geniş yer verince diğer gazeteler de aynı yoldan ilerledi.
Bu sayede izlemediğimiz konsere bile gitmiş kadar oluyoruz.
Bu işin en iyisi Sinem Vural’dan gidemediğim Ferhat Göçer konserini okudum.
Sahne, şov, düetler bir yana...
Uzun süredir isyan ettiğim bir noktaya parmak basmış Sinem...
“Açıkhava konserlerinde çekirdek yasaklansın” diyor...
Yerden göğe kadar haklı...
Futbol maçı mı izlemeye gidiyorsunuz arkadaşlar?
Slow bir şarkıda salondan çıt çıt yükselen bir sesin, herkesin, en başta da sahnedekilerin sinirini nasıl bozduğunu tahmin etmiyor musunuz?
Asıl sorun seyircide değil, Açıkhava’da çekirdek satışına izin veren yöneticilerde...
İçeride çekirdek satışı kaldırılmalı.
Dışarıdan alıp gelenleri de böyle uyara uyara konserde çekirdek çitlememeyi öğreteceğiz işte.
Tebrikler Sinem, konser izleniminin sadece müzik eleştirisi olmadığını da göstermiş oldun...
Yazarın Tüm Yazıları