Evime gelip Su’yu soruyorlar

Güncelleme Tarihi:

Evime gelip Su’yu soruyorlar
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2011 17:00

“Küçük Sırlar”ın Fikriye Hanım’ı Yıldız Kültür, şu sıralar biraz üzgün. Çünkü “Aile gibi olduk” dediği dizi ekibiyle vedalaşma zamanı geldi. Usta oyuncu, 26 Ağustos’ta son bölümü yayınlanacak dizinin ardından iki ay dinlenecek, sonra da yeni projelerle karşımızda olacak.

Haberin Devamı

Sizi hangi rüzgâr kameraların önüne attı?                                                 

- Devlet tiyatrosunda oynarken, emekliliğime iki sene kala dizi çevirmeye başladım. Ben boş oturamam, sıkılırım çünkü. Tiyatrocuların yapabileceği, hele de İzmir’de yapabileceği hiçbir şey yok. Üç senedir devlet tiyatrosu ve özel tiyatrolardan teklif geliyor, fakat turnelere çıktıkları için kabul etmem mümkün değil.
          
Neden?                     

- İzmir’de bir kocam ve sorumlu olduğum bir evim var. Dizi çekimleri zaten yoğun. En son Sadri Alışık Tiyatrosu’ndan teklif geldi ama kabul etseydim eşime hiç zaman ayıramayacaktım. Dizi çekimleri biter bitmez İzmir’e gidiyorum. Üç gün orada, iki gün burada geçiyor.

Eşinizi kandıramadınız mı İstanbul’a gelmesi için?

- Eşim (Savaş Kültür) psikiyatri profesörü ve İzmir’de çalışıyor. 
 
Kaç yıllık evlisiniz? 
 
- 42.

Maşallah...  

- Herkes çok şaşırıyor. Sanatçılar arasında evliliği bu kadar uzun süren azdır. Tabii benim eşim psikiyatrist. Ben bir tek prömiyer zamanlarında gergin olurum, o da anlar halimi.

Peki ya çocuklarınız?  

- Bir oğlum var Kanada’da. O da ağustos sonu gelecek, gün sayıyorum.

BEREN SAAT ÇOK YETENEKLİ   

İzmir ve İstanbul arasında mekik dokumaya başlayalı altı yıl olmuş. Değiyor mu bu kadar yorulmaya?

- Başrol oyuncuları kadar kazanmıyoruz tabii. Hele ilk zamanlarda iyice az alıyorduk ama aktif olmak hoşuma gidiyor. Evde otursam, gün bilmem, oyun bilmem. Böyle şeylerden sıkılıyorum, yapamıyorum. Çalışmaya alıştığım için boş oturmam zor...

Sizi bir süredir “Küçük Sırlar”da Fikriye Hanım rolünde izliyoruz. Dizi şimdi sona eriyor. Nasıl hissediyorsunuz?

- Diziye geçtiğimiz yıl haziran ayında başladık ve hiç ara vermedik. Zaman içinde aile gibi olduk. Şimdi üç gün görüşmeyince ekipteki herkesi özlüyorum.
Ankara Devlet Konservatuvarı mezunusunuz, devlet tiyatrosundan emeklisiniz. Etrafınız ise alaylı oyuncularla dolu. Nasıl buluyorsunuz genç oyuncuları?
- Ne olursa olsun, görüntüye dayalı bir iş yapıyoruz ve görüntüsü güzel olan da dizilerde oynuyor. Aralarında çok yetenekliler de var. “Aşka Sürgün”de Beren Saat ile çalışmıştım mesela. Şimdi nerede olduğunu görüyorsunuz, çok yetenekli. Ekrana da yakışıyor. “Küçük Sırlar”daki tüm gençler çok şeker. Hepsiyle çok uyumlu çalıştık.

HALUK BİLGİNER’LE OYNAYACAKTIM, OLMADI

Dizi kadrosundaki ‘manevi’ torunlarınız kimler?

- Sinem (Kobal), Mehmet Can (Mincinozlu) var mesela. Ama hepsi çok şeker...

Yeni sezonda sizi hangi dizide göreceğiz?

- Haluk Bilginer’le bir sitcom’da yer alacaktım ama o ara tansiyon sorunum çıktı, zaten oğlum da Kanada’dan gelecekti, teklife “Hayır” dedim. Şimdi birkaç dizi teklifi var. Ekim gibi onları değerlendirmeyi düşünüyorum.

Tiyatro ödüllerini bir kenara bırakırsak, “Issız Adam”daki Müzeyyen rolüyle 2. Yeşilçam Ödülleri’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü almanızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

- “Issız Adam” benim ikinci filmimdi. İsteyerek oynadım. Çağan Irmak’la çalışmayı çok istiyordum. Kadro da çok güzeldi. Film şansımıza çok tutuldu, ödül almak da çok güzeldi.

MENEKŞE İLE HALİL ZAMANINDA TAKSİM’DE ELİMİ ÖPTÜLER

Dizilerle birlikte sokakta da tanınır oldunuz. İnsanların size karşı tavrı değişti mi?

- Değişti tabii. Hâlâ yolda görüp “Sizi tiyatrodan tanıyoruz” diyenler var ama dizilerle herkesin evine giriyorsunuz. Bir de insanlar dizileri gerçekmiş gibi görüyor. Mesela İzmir’de beni gören gençler, “Sen buradasın, torunun Su niye yok?” diye soruyor. Evimi öğrenmişler hatta, kapımı çalıp soruyorlar. Sete her gittiğimde imzalı resimler alıp onlara götürüyordum. Ondan önce de “Melekler Korusun”da oynarken, “Damadına öyle davranma” diyorlardı. “Menekşe ile Halil” zamanında Taksim’de elimi öpüp başına koyanlar olmuştu. Eli öpülecek yaştayım belki ama o zamana kadar kimse öpmemişti...

Sorulmaz ama; kaç yaşındasınız?

- Tiyatrodan 65 yaşında emekli oluyorsunuz, öyle söyleyeyim...

Siz kaç hissediyorsunuz?

- Ben kendimi daha dinamik, daha enerjik hissediyorum. Gençken daha iyiydim belki ama hâlâ öyleyim.

Haberin Devamı

Mahsun’a karşı önyargılılar

* “Issız Adam”ın senaryosunu okurken ağlamış Yıldız Kültür. O an Çağan Irmak’ı arayıp “Oynayacağım” demiş.
* “Güneşi Gördüm”de Pakize Hanım’ı canlandıran Kültür, seyircinin Mahsun Kırmızıgül’e karşı önyargılı olduğunu düşünüyor: “Mahsun, kendini yenileyen, Doğu’yu çok iyi bilen, bilgisi olan bir çocuk. O kadar iyi açıyor ki senaryoyu, kendini ona bırakıyorsun. Bize her şeyi yaşayarak anlattı, biz de inanarak oynadık. Seyirci ona karşı çok önyargılı. Ama filmlerine bakın, hepsi milyonları gördü.”
* Yıldız Kültür, birlikte oynadığı her oyuncuyu seviyor. Özellikle gençlere karşı pozitif ve çalışma isteklerine hayran. “Onlara bir şey söylemek bana düşmez” diyor.
* Usta oyuncunun Türkiye’de çalışmadığı bir Gold Film, bir de Koliba Film kalmış...

Haberin Devamı

http://twitter.com/hurriyetmagazin

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!