Yeşilçam sırları gün ışığına çıktı
Güncelleme Tarihi:
Türk sinemasının usta yönetmeni Memduh Ün, Kabalcı Yayınları’ndan çıkan “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor” adlı kitabında Yeşilçam’a dair pek çok ilginç ayrıntıya yer verdi. Ün’ün anlattıkları arasında, Fatma Girik’in zor dönemleri, yönetmen Halit Refiğ ile birlikte Türkan Şoray hakkında nasıl yanıldıkları da var.
Filmlerde başrolde oynattığım Fatma Girik 15 yaşında ama yaşından büyük gösteren bir kızdı. İkinci, üçüncü sınıf filmlerde oynuyordu. Fatma Girik’in annesi Münevver Hanım figürandı. O dönemde Atıf Yılmaz bir film çekiyormuş. Figüran olarak Münevver Hanım’la Fatma gitmişler sabahtan. Bizim oldukça tatsız ve insanlık dışı bir alışkanlığımız vardı o günlerde. Ama zorunluyduk bunu yapmaya. İşe çıkmadan önce sıraya dizerdik, figüranlık için gelmiş olanları. Düzgün olanları karpuz ya da domates alır gibi seçer, geride kalanları götürmezdik film setine.
Atıf da o sabah Fatma’yla annesini elememiş mi! Ana-kız Sultanahmet’teki evlerinden sabahın kör vaktinde ceplerinde yalnızca bir tramvay parasıyla çıktıkları için Mecidiyeköy’den Sultanahmet’e tabanvayla dönmüşler ağlaya ağlaya. Nereden nereye! İlkokul mezunu olmasına karşın önce büyük bir star, ardından belediye başkanı olmak her yiğidin harcı değil bence.
TÜRKAN ŞORAY'I BEĞENMEMİŞTİM
Hem oynayıp hem de yönetecek halim kalmamış, pestilim çıkmıştı. Lütfi Akad’a rica ettim, gelip de şu kavga sahnesini çeksin diye. Kırmadı, sağ olsun geldi. Son sahnede figüranların ve polislerin dışında Ayhan (Işık), ben ve Fatma Girik vardık. Setten ayrılırken Lütfi yanıma yaklaştı, “Ya Memduh işin mi yok Allah aşkına, bu kızı nereden buldun, bundan oyuncu moyuncu olmaz” dedi. Ama ben Fatma’nın iyi bir oyuncu olacağına inanmıştım. Ve benim inandığım doğru çıktı.
Ama bu konuda ben de çeşitli hatalar yaptım. İnandığım şeyler her zaman doğru çıkmadı. Mesela Halit Refiğ’in çekeceği “Seviştiğimiz Günler” adlı filmde başrolleri Fatma Girik ve Nilüfer Aydan oynuyordu ama üçüncü bir kız daha lazımdı. O rol için Halit’le beraber Türkan Şoray’ın ilk filmi olan “Köyde Bir Kız Sevdim”i izlemiş ve üçüncü derecedeki rol için ne ben ne de Halit, Türkan’ı beğenmiştik.
FATMA SAHNEDEYKEN BEN OTELDE UYURDUM
60’ların ikinci yarısında, sinemanın ünlüleri teker teker sahnede boy göstermeye başladı. Tuhaf bir dalgaydı. Sinemaya oranla çok para kazandı hepsi de... Fatma Girik ile Hülya Koçyiğit içlerinde en uzun soluklu olanlardı. Fatma, İzmir Fuarı’nda başlamıştı ilk kez. İzmir dönüşü Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan’ın teklifine evet demiş, Taksim’deki Maksim Gazinosu’nda solist altı olarak başlamıştı. Müzik altyapısı yoktu. Ben bir kere bile sahnede izlemedim Fatma’yı. Avustralya’ya bile gittim ama sahnede izlemedim onu. Otelde uyumayı yeğlemiştim herhalde...
SİNEMA LOCASINDA NELER YAPILIR
1938 senesiydi. Beyazıt Vezneciler’deki ünlü Zeynel Abidin dükkânından bir banço aldım. 1942 yılında Fuat Kupası maçı için Beşiktaş’la İzmir’e gittik. Dönüşte vapurda meşhur Boksör Kemal’i gördük. İki dansöz kız vardı yanında. Vapurda o kızlardan biriyle tanıştım. İsmi Celadet’ti, çok güzel kızdı. Randevulaştık.
Sultanahmet’teki Alemdar Sineması’na gidecektik. Locaları meşhurdu. Önleri yüksekti, locaya giden işini dilediğince yapardı. Ama bende para nanaydı. Seçeneğim yoktu. Altı liraya aldığım bançomu üç liraya sattım.