Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

Güncelleme Tarihi:

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi
Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2016 16:14

Bombalar patlayacak haberleriyle kabusa dönen hafta sonunun ardından Magazin Konseyi yeni yaşam şekillerini değerlendirdi. Terör korkusu insanların boş vakitlerini geçirme şeklini nasıl değiştirdi? İşte cevaplar...

Haberin Devamı

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

Ömür Gedik: Terör, canlı bomba, bomba yüklü araç, silahlarla taranma korkusu herkesi evlere hapsetti. AVM gezmek, dışarıda yemek, konsere, sinemaya gitmek gibi kalabalık yerlerde yapılan etkinlikleri yapamayan insanlar daha güvenli olduğunu düşündükleri eş, dost, akraba gezmelerine yöneldi.
Geçen hafta sonu evlerde toplandık. Ev gezmelerine giderken uğranılan çiçekçiler, pastaneler, börekçiler biraz sevindi. Hafta içi mecburen işe gidilecek, korka korka tabii. Ölümler, patlamalar, bu korku imparatorluğu maddi manevi vurdu hepimizi.
Konu sabit, moraller sıfır. Ben bizi geçtim, en çok gençlerimiz, çocuklarımız için üzülüyorum.
Bu rahatsız, diken gibi ortamı hak etmiyorlar.

Haberin Devamı

Cengiz Semercioğlu: Hayatımızın orta yerinde terör duruyor artık. Herkesin tek düşündüğü ve konuştuğu şey kendisinin ve ailesinin güvenliği... İnsanlar bırakın eğlence yerlerini, AVM’leri, sinemaları, sokağa bile çıkmıyorlar artık. Yolda yürürken kimin aklına gelmiyor terör saldırısı...
İşte bu ruh hali ülkenin üzerine koyu gri bir bulut olarak çöktü. Bir yanıyla çok güzel renkleri olan Akdeniz ülkesiydik. Bu renkleri kaybetmek üzereyiz.
Magazin, hayatımıza tekrar renk katacak en önemli alanlardan biri... Oyuncusuyla, şarkıcısıyla, gazetecisiyle, sporcusuyla, yönetmeni, yapımcısıyla hep birlikte magazin hayatını canlı tutmalıyız...

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

Onur Baştürk: Artık öyle bir hale geldik ki, “Ne yapsam da şehrin merkezi yerlerine gitmeden günü geçirsem/işimi gücümü halletsem?” noktasındayız.
Eve kapandık! “Ben inadına dışarı çıkacağım, hayat devam ediyor” diyenleri de inanın anlamıyorum. Hayat böyle devam eder mi yahu?
Nasıl bir hayat bu? Rol yapmayalım artık.
Valla bayağı çöküşlerdeyiz psikolojik olarak.
Geçen gün arkadaşımla buluşacağım. “Nişantaşı olmasın, Bebek olsun” dedi. Sanki Bebek daha güvenli! Her yerde her an bir şey olabilir. Bu korku böyle giderse -ki gidişat öyle gösteriyor- artık evlerde buluşacağız. TV’ye, filmlere abanacağız.

Haberin Devamı

Melike Karakartal: Yetkililer çıkıyor, “Korkmayın”, siz yine AVM’nize gidin, hayatınıza devam edin, sokağa pazara çarşıya çıkın” diyorlar ama kimse devam etmiyor, edemiyor hayatına.
Nasıl edelim?
Hayatımızı tehlikeye atan koşullar yüzünden endişeliyiz.
Yaşam ve ölüm tamamen tesadüflere bağlı. Üstelik öyle bir şey ki bu, ölüyorsun gidiyorsun, o kadar. Seni öldüren bombacıyı engelleyen olmadığı gibi, bombanın hesabını soran yok, çıkıp istifa eden yok, sorumluluk alan yok...
Sadece şiddetli bir şekilde kınayarak hayatlarına devam ediyorlar. Eh, biz de bu koşullarda evde devam ediyoruz hayata.
Artık boş vakitler sokakta değil, evde geçiyor ve uzun bir süre de böyle olacak.

Haberin Devamı

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

İnsansız İstiklal Caddesi

Cıvıl cıvıl İstiklal Caddesi’nin hafta sonundaki patlamadan sonraki bomboş hali sosyal medyada en çok paylaşılan fotoğraflardan biri oldu. İşte Magazin Konseyi yazarlarının bu görüntüler karşısındaki duyguları...

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

◊ İstiklal’de bombanın patladığı yer tam benim kardeşimin ofisinin önü. Benim de haftanın en az 2-3 günü sabah 10-11’de geçtiğim bir nokta. Yani o sabah ben de orada olabilirdim, çok yakınım biri de... Terörün hangimizi ne zaman vuracağı belli değil.
Bu yüzden korku dalga dalga yayılıyor. Ama ben oradan geçmeye devam edeceğim, yaşamaya, gülmeye, gezmeye, eğlenmeye devam edeceğim. Bunları da kaybedersek terör asıl o zaman kazanır. (Cengiz Semercioğlu)

◊ İstiklal eskiden ağaçlı, cıvıl cıvıl bir yerdi. Uzun süreden beri ağaçsızdı, şimdi terör korkusu nedeniyle insansız da kaldı. Üzülmemek elde değil. Ne bu şehir bunu hak ediyor ne de biz.
Hayatınıza devam edin diyorlar ya, o zaman gelsinler korkmadan bu merkezi yerlerde yürümeyi denesinler. Yeni insansız İstiklal hepimize hayırlı olsun! (Onur)

◊ İstiklal denince aklıma ilk olarak İstanbul Film Festivali ve festival zamanı burayı dolduran sinefiller gelir.
Festivale az bir süre kalmışken caddeyi bomboş görmek yaklaşan festival adına da çok düşündürücü.
Esnafa da ayrı üzülüyorum.
Ne yapacaklar şimdi? Yol kenarındaki kestaneciler, sokak satıcıları, çalgıcılar hiçbiri olmayacak mı?
İnsansız, onlarsız İstiklal Caddesi mi olur! (Ömür)

◊ İstiklal Caddesi’nin bomboş pozu, uzun zamandır İstiklal’in o içler acısı halinin zirveye eriştiği nokta oldu.
Ben İstiklal’i o neşeli, ağaçlı, şıkır şıkır, İstanbul’un ve dünyanın dört bir yanından insanların buluştuğu güzel haliyle hatırlamak istiyorum, TOMA’lar rahat gezsin diye düzlenmiş, açık bir AVM’ye dönüşerek ruhsuzlaşmış, tarihi sökülüp atılmış, gri ve kasvetli haliyle değil.
Canlı bombaların patladığı haliyle değil. Güzel şehrimi, mutlu şehrimi geri istiyorum. Çok üzgünüm. (Melike)

Haberin Devamı

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

Kıskanç ünlüler

Cengiz Semercioğlu, Arda Turan’la röportaj yaparken Arda’nın telefonuna gömülüp, sürekli mesajlaştığını gördü. Arda durumu fark edince, “Kusura bakmayın içtima veriyoruz” diyerek kız arkadaşı Aslıhan’a Cengiz’le birlikte olduğunu iletti. Magazin konseyi buradan yola çıkarak çiftlerin birbirlerini denetleme konusunu gündeme getirdi. Soru sormak nereye kadar? Herkesin en kıskanç ünlüler top 3’ü kimler?

◊ Bir ilişkide tarafların ünlü olması ya da olmaması durumu değiştirmiyor. Kadın-erkek ilişkisi herkes için, her zaman aynı... Arda-
Aslıhan ilişkisinde de... Arda da Barcelona’da bizimle yemekteyken ‘içtima’ veriyor işte, hepimiz gibi, tüm erkekler gibi...
Siz buna kıskançlık diyebilirsiniz ama ben bir ilişkinin normal seyri olarak görüyorum. Sen de az kıskanç değilsin Ömür... (Cengiz)

◊ Erkeklerin de kadınların da eğer sevgi, aşk dolu bir ilişki içindelerse “içtima”, “rapor” her neyse vermelerinde bir sakınca görmüyorum. Erkeklerin “ben rapor vermem” diyenlerine de gıcık oluyorum. Ben sevgilimin nerede kiminle olduğunu merak ederim, rapor da isterim, vermeyenin yolu açık olsun. Karşındakini merak etmiyorsan sevmenin, ilişkide olmanın ne anlamı var ki. (Ömür)

◊ Aslıhan haklı. Arda başka bir ülkede, uzakta. Tabii ki soracak, ne yaptın ne ettin diye. Ama kadınların tek hatası şu. Fazla detaya inmeye çalışıyorlar. Diyelim ki arkadaşınla dışarı çıktın. O arkadaşının seceresini dökmeni filan bekliyorlar. Bu detaycılık erkekleri sıkar, boğar. Erkek düzdür, ayrıntıya inmeyi sevmez. (Onur)

◊ Kadın ve erkeğin birbirini denetleme sevdası tamamen çiftlerin arasındaki güven duygusuyla bağlantılı. Demek ki Arda ile Aslıhan’ın ilişkisinde güven yok, güven üzerine kurulu ilişkilerde “içtima” olmaz. Öte yandan hak da veriyorum, pek çok erkek ve kadın birbiriyle sıfırdan, sadece güzel duygularla ilişki kuramıyor, hep o güvensizlik laneti var önceki ilişkilerden gelen...
Hep gölgeliyor güzel hisleri, en mutlu anında bile adam uzaktaysa “Kim bilir ne işler karıştırıyor?” diyorsun... Üstelik ikisinin de yaşları genç, o yaşlarda ilişkide rahat davranabilen, hesap sormayan, vermeyen bir kadın veya bir erkek görmedim ömrümde. (Melike)

Haberin Devamı

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

Nurgül ve Erkan kavgası bitmiyor

Erkan dilinin kurbanı oldu!

Nurgül Yeşilçay ve Erkan Petekkaya tartışmasının alevi sönmüyor. Son rauntta kim haklı, kim haksız?

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

◊ Bu tartışmanın kaybedeni tartışmasız Erkan oldu. Belki de haklı olabileceği bir durumda gereksiz açıklamaları yüzünden haksız yere düştü. Erkan’ı tanırım, aklına geleni söyleyen, dilini sakınmayan biridir. Söylediklerini de tartmadığı için büyük tepki çekti.
Keşke Nurgül’le polemiğinde açıklama yapmada önce söyleyeceklerini birilerine danışsaydı. Nurgül’ü diziyi bırakıp giden biri olarak köşeye sıkıştırabilirdi. Ama o Nurgül’ü kahraman yaptı... (Cengiz)

◊ En başta demiştim, Erkan (Abi) haksız diye. Haksız olduğunu kendi ağzıyla ele verdi işte Beyonce gafıyla. Daha ne olsun?! (Onur)

◊ Bazen polemikleri uzatmamak, çok konuşmamak gerekiyor. Erkan bilmem kaçıncı rauntta aklına ilk geleni söyleyerek cevap vermeye çalışınca yanlış yaptı. Keşke biri ona susarsan kazanırsın deseydi. (Ömür)

◊ Erkan Petekkaya’nın “Nurgül, Beyonce mi onu taciz edeyim?” cümlesi başlı başına bir skandaldı ve olaya noktayı koydu bana kalırsa. Oyuncular beraber çalışabilmek için birbirlerini sevmek zorunda değiller ama asgari nezaket paydasında buluşmak durumundalar işlerinin doğası sebebiyle. Çağımızın hastalığı bu gerçi, birbirimize yazılı olmayan ama herkesin uyduğu nezaket çerçevesi içinde, mesafeli ve ince, saygılı davranmayı unuttuk. Devir hırtlık devri! (Melike)

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

Beyonce

BABAM BENDEN MAL KAÇIRDI DAVASI

Beste Haravon, merhum babası usta şarkıcı Kayahan’ın kendisinden mal kaçırdığını iddia ederek İpek Açar’ın üstüne kayıtlı Acarkent’teki ev için tapu iptali ve tescil davası açtı.

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

◊ Kayahan’ın o duygu yüklü şarkılarının, anısının arkasından adının geçtiği bu haberler işin içine para girince hayatın ne kadar berbat olabileceğinin kanıtı. Dava sadece ev ve bankadaki paraya değil, şarkıların haklarına da açıldı üstelik. Hukuken kim haklı kim haksız bilemem ama mahkemelere düşen şu şarkılara bakınca insanın içi acıyor gerçekten de. (Ömür)

◊ Hayattayken her şeyi ince eleyip sık dokuyan, geleceğe dönük her şeyi planlayan Kayahan’ın ölümünden sonra bunların yaşanacağını görmemesi şaşırtıcı. Keşke her şeyi tüm şeffaflığıyla ölmeden önce karısı ve kızı arasında paylaştırsa ve bu kavgalar yaşanmasaydı...
Bu miras kavgası bitecek gibi gözükmüyor... Olan Kayahan’ın hatırasına oluyor. Hayattayken karizması çizilmeyen Kayahan’ın ölümünden sonra karizması çiziliyor... (Cengiz)

◊ Valla ben bu ailenin davalarından da ilişki biçimlerinden de hiçbir şey anlamadım. O yüzden hiç yorum yapmayayım. Kendi kendilerini yiyip dursunlar. (Onur)


◊ Aile, ikinci evlilik, önceki çocuklar... Bunlar zor konular. Kayahan’ı kaybettiğimiz için tam olarak ne yaşadıklarını hiçbir zaman bilemeyeceğiz ama bildiğim bir şey var ki, bunları halkın, gazetecilerin önünde yaşamamaları ve konuşmamaları gerektiği.
Büyük bir müzik insanının hatırası, bazı konuları kapalı kapılar ardında halletme gerekliliğini doğuruyor. Geride kalan ailesinin bunu başarabilmesini dilerim. (Melike)

 

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

Muhteşem Yüzyıl Kösem ( İNDİ )

Reyting rekorları kırması hayali ile izleyenlerin karşısına çıkan “Muhteşem Yüzyıl Kösem” beklediği ilgiyi bulamadı.

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

◊ Büyük hayaller büyük hayal kırıklıklarına yol açar derler. Muhteşem Yüzyıl Kösem’de de öyle oldu. Fazla abartıldı. Beklenti fazlaydı. Bu yukarıdan bakan tavra izleyicinin verdiği tepki ağır oldu. Geçmiş olsun. (Ömür)
◊ Sezonun değil, son yılların değil Türk dizi tarihinin en büyük hayal kırıklığı... İkinci sırayı Kıvanç Tatlıtuğ’un Kurt Seyit’i... Üçüncü sırayı da Meryem Uzerli’nin dizisi alır. Demek ki neymiş; tek başına ünlü isim, tek başına büyük prodüksiyon yetmiyormuş. (Cengiz)

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi


◊ Yazık oldu Kösem’e. Ama kötüydü gerçekten. Hele geçenlerde Beren Saat’in sahnelerine denk geldim. O kadar donuk ve inandırıcılıktan uzak ki, seyretmek istemedim. (Onur)

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi


◊ Benim için Meryem Uzerli’den sonra Muhteşem Yüzyıl hep indi. Keşke bitmeseydi tabii, çok emek harcanan gösterişli bir yapım ama ne diyelim, talihsiz bir dönemden geçiyoruz. (Melike)

Yılmaz Morgül ( İNDİ )

“Survivor”da Yılmaz Morgül’ün siyahi futbolcu Yattara’ya “Türkiye’yle Gine’yi karıştırma, seni gebertirim ben” demesi haftaya damga vurdu.

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

◊ Hüdaverdi görünümlü, adanın neşesi Yılmaz Morgül saçmalamış. “Bana ulaşamıyorsanız sorun hatlarda değil, benim yediğim haltlardadır” diyordu ya bir vine’ında, bu cümlesi tam da ona göre oldu. (Ömür)
◊ Survivor’ın tek sevdiğim yanı bunu; turnusol kağıdı gibi eninde sonunda insanların gerçek yüzünü ortaya çıkarıyor. Yılmaz Morgül’ü de bundan sonra hep böyle hatırlayacağız. (Cengiz)
◊ Yılmaz Morgül şuursuz bir laf etmiş, saçmalamış. Zaten kendisini saçmalasın diye adaya koymadılar mı? (Onur)
◊ Survivor’daki davranışlarından yola çıkarak söylüyorum, şehirdeki hayatında eşitlik kavramıyla pek ilişkisi yok zannederim. TV’deki insanların gerçek yüzlerini tanımak ilginç oluyor. (Melike)

Ivan Bebek ( İNDİ )

◊ Yemediği küfür kalmadı sanırım, ben yazılanları okurken utandım. Alman spiker “Hırvat hakeme Türkiye’de tatil yapmasını tavsiye etmem” diye boşuna demedi. Bence uzak dursun. (Ömür)
◊ Verdiği karardan dolayı çok tepki aldı ama ben Bebek’in tarzını tuttum. (Onur)

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi


◊ Canlı canlı haksızlık izlettirdi bize eksik olmasın. Yabancısı değiliz haksızlığın ama bu biraz ağır oldu! (Melike)
Fenerbahçe hakemin haksızlığına uğradı. İlk kez bir maçta Fenerbahçe’ye üzüldüm, kazanmasını çok istedim. Hakem resmen turu çaldı. (Cengiz)

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

Kadir Doğulu

Kadir Doğulu, sevgilisi Neslihan Atagül’ün “Kara Sevda” dizisinde Burak Özçivit’le öpüşmesi için “Sıkıntı yok” dedi.

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

◊ Kendi de aynı işi yaptığı için bunun bir rol olduğunun farkında. Öpüşme kriziyle gündeme geleceğine centilmenliği, kendine ve sevgilisine güveni ile gündeme geldi. Helal olsun... (Ömür)
◊ Bu hafta tebrikler, alkışlar Kadir’e... Sevgilisi Neslihan Atagül’ün dizide Burak Özçivit’le öpüşmesini normal bir durum olarak karşıladı. Doğrusu da bu... Oyuncularla sevgili olacak Türk erkeklerinin Kadir’den öğrenmesi gereken çok şey var.​ (Cengiz)
◊ Bravo Kadir’e! Sevgilisinin dizide rol gereği öpüşmesini soranlara “Sıkıntı yok” demiş. İş bu çünkü, normal olanı da bu. Kadir ve Neslihan iyi ve sağlam bir çift bence. (Onur)
◊ Neslihan Atagül’le çok yakışıyorlar, ikisine de mutluluklar dilerim. (Melike)

Belçim Bilgin ( ÇIKTI )

Belçim Bilgin’in başrolleri Ben Kingsley, Jacqueline Bisset ve Theo James’le paylaştığı “Backstabbing for Beginners” filminin çekimleri Fas’ta devam ediyor.

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

◊ Belçim’i ilk filmi “Sıfır Kilometre”den beri takip ediyorum. Son filmi “Annemin Yarası”ndaki performansına bayılmamın hemen ardından gelen bu güzel haber şaşırtmadı. Başarılarının devamını diliyorum. (Ömür)

◊ “Annemin Yarası”nda oyunculuğunun üst düzey bir noktaya eriştiğini dosta düşmana gösterdi. Yurtdışında şirket kurdu, bir çevre oluşturdu. Şimdi de çeşitli uluslararası projelerde rol alıyor. En güzel nokta ise tüm bunları Yılmaz Erdoğan’dan bağımsız yapması ve soyadından vazgeçmemesi... (Cengiz)

◊ Sessiz sakin ilerliyor ve hayranlık uyandırıyor. Yabancı filmlerde rol alması takdire şayan. Uğraşıyor, didiniyor. Umarım çabası yerini bulur. (Onur)

◊ “Backstabbing for Beginners”ı merakla bekliyoruz. Yurtdışında ismini daha da çok duyacağımız günler yakındır. (Melike)

Tarkan ( ÇIKTI )

Magazin Konseyi haftanın olaylarını değerlendirdi

◊ Tarkan, yüksek satış rakamlarını duyunca DMC Genel Müdürü Samsun Demir’e “ne güzel, özlemişler demek ki” demişti. Kendisini özlemişiz gerçekten de. (Ömür)

◊ Bu terör ortamında, bu sıkıntılı günlerde ruhumuza tek iyi gelen şey Tarkan’ın albümü... Sanat müziği albümü satmaz diyenlere de kapak oldu. Böyle zor bir dönemde Tarkan’ın ulaştığı satış rakamı olağanüstü başarıdır. (Cengiz)

◊ Evet Türk halkı Tarkan’ın sesini özlemiş. Üstelik bu kez bildik alaturka şarkıları yorumlaması daha çok gönülleri fethetmesine neden oldu. (Onur)

◊ Tarkan insanların neye ihtiyacı olduğunu iyi okuyor. Bir haftada 170 bin CD satmasına şaşırmıyorum. (Melike)

BAKMADAN GEÇME!