Londra, Berlin ve New York Senfoni orkestraları Galatarasaylı mı oluyor

GEÇENLERDE Fransız Ticaret Odası Başkanı ve Galatasaray Kulübü 2. Başkanı Turgay Kıran ile sohbet ediyorduk.

Futbol ile ne yazık ki yakından uzaktan ilgim olmadığı halde Turgay Kıran Galatasaray Kulübü’nün 100. yıldönümü projelerinden birini anlatmaya başlayınca birden dikkat kesildim.

Galatasaray’ın kuruluşu 11 Ekim 1905.

100. yıl kutlamaları önümüzdeki ağustos ayında başlıyor ve 16 aylık bir zaman dilimine yayılıyor.

Kulüp bu kutlamalara yaklaşık 50 milyon dolar ayırmayı planlıyor.

Galatasaray Kulübü’nün kasasında bu iş için ayırdığı 10 milyon doları var.

50 milyon dolara sponsorların katkısıyla ulaşılacak.

Şimdi gelelelim benim dikkatimi çeken projeye.

Galatasaraylılar bir ‘Galatasaray Senfonisi’ besteletme kararı almışlar.

Senfoni kulağa ne hoş geliyor değil mi?

Turgay Kıran, Guinness Rekorlar Kitabı’na başvurduklarını ve hiçbir spor kulübünün bunun gibi bir müzik projesine imza atmadığı bilgisini aldıklarını söylüyor.

Peki besteyi kim yapacak?

İşin burası da hoş zira halen ABD’de yaşamakta olan ünlü Türk kompozitör Kamuran İnce ile anlaşma yapılmış.

Eserlerinde yeni müzik tekniklerini kullanmasıyla bilinen 1960 doğumlu Kamuran İnce’nin koyu bir Galatasaraylı olması elbet kulüp yöneticilerinin işlerini bir hayli kolaylaştırmış.

Projenin bir başka boyutu var ki esas ilginç olanı o.

‘Galatasaray Senfonisi’ büyük bir olasılıkla 2005 yılı, ağustos ayında İstanbul’da bir konserle kamuoyuna tanıtılacak.

İstanbul’da konserin yapıldığı gece Londra Senfoni, Berlin Senfoni ve New York Filarmoni-Senfoni orkestraları da ‘Galatasaray Senfoni’sini çalacak.

Yani dünyanın belli başlı dört merkezinde ‘eş zamanlı’ bir Galatasaray konseri gerçekleştirilecek.

Galatasaraylıların düşü böyle.

Gerçekleşir mi bilmem?

Turgay Kıran, bu orkestralarla ortak bir tarihin tespiti için görüşmelerin devam ettiğini, Sir Colin Davis yönetimindeki Londra Senfoni’nin projeye sıcak baktığını söylüyor.

‘Kamuran İnce’nin müzik dünyasındaki saygın ismi nedeniyle New York Filarmoni-Senfoni ile Berlin Senfoni’nden olumlu yanıt bekliyoruz’ diyor.

İster misiniz Lior Shambadal yönetimindeki Berlin Senfoni ile Lorin Maazel yönetimindeki New York Filarmoni-Senfoni’den bir evet işareti gelsin..

2005 yılının, bol yıldızlı bir ağustos gecesinde İstanbul, Berlin, Londra ve New York’ta (saat farkı ne olacak) Galatasaray Senfonisi icra edildiği takdirde bunun ne müthiş bir Türkiye tanıtımı olacağını bir düşünün...

Sadece bunun için Galatasaray’ın bu projesine sponsor olmaya değer.

Avrupa kültürünü yakalamak için aynı sularda yüzmek

SÖZ
Galatasaraylılardan açılmışken, Galatasaray camiasına katkılarıyla bilinen, Unit Grubu’nun Başkanı, işadamı Ünal Aysal’ın önemli bir eğitim projesinden söz etmek istiyorum.

Projeyi Belçika Başkonsolosluğu’nun Ekonomi ve Ticaret Ataşesi Sabih Akay’dan duydum.

Bu arada Akay ile ilgili küçük bir parantez.

1969 yılından beri Belçika’da yaşayan Akay, Belçika Kültür Bakanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunduktan sonra, Brüksel ve Wallon Bölgesi Dışişleri’nde görev yapmış. 2001 yılında ise Belçika Hükümeti tarafından İstanbul Başkonsolosluğu’na Ekonomi ve Ticaret Ataşesi olarak gönderilmiş.

Yani halen Belçikalı bir diplomat.

Parantezi kapatıp işadamı Ünal Aysal’a dönelim.

Belçika ve Lüksemburg’da da faaliyet gösteren Unit Grubu’nun esas faaliyet alanı elektrik santralları. Özellikle Ortadoğu ülkelerinde sayısız elektrik santralı kurmuş.

Turizm grubun diğer faaliyet alanı.

Antalya’da Ma Biche Oteli gruba ait meselá.

Ünal Aysal, İstanbul’da 2005 yılı, ilkbahar aylarında hizmete girmesi planlanan Kuruçeşme’deki ‘Les Ottomans’ butik otelinden söz ediyor.

Yaklaşık 100 yıl önce yanmış olan Muhsinzade Yalısı, anladığım kadarıyla son derece sofistike bir butik otele dönüşmek üzere.

Aysal’ın en fazla önemsediği proje ise 2007 yılı öğretim yılına kadar hazır olması tasarlanan ‘İstanbul Avrupa Üniversitesi’.

Bu projeye esin kaynağı, Belçika’nın Bruges şehrindeki ‘Avrupa Koleji’.

İstanbul’da 3 bin öğrenci kapasiteli üniversitenin maddi kaynakları için bir aile vakfı olan ‘Aysal Eğitim Vakfı’ kuruluş aşamasında.

Vakfın katkılarının yanı sıra Avrupa Birliği’nin de katkıları söz konusu elbet.

Ünal Aysal ‘Avrupa Üniversitesi’nin temel amacı Avrupa kültürüne uyumlu öğrenciler yetiştirmek. Bunun için Avrupa Birliği’nin tüm eğitim kurumlarıyla yakın bir işbirliği içersinde olacağız. Öğrenci değişimine ağırlık vereceğiz. Bir üniversite ilk kez bir spor fakültesi ihtiva edecek’ diye anlatıyor.

‘Avrupa kültürünü yakalamak için aynı sularda yüzmek gerek’ diye de ekliyor.
Yazarın Tüm Yazıları