Le Guin’in zihnine girmek...

Güncelleme Tarihi:

Le Guin’in zihnine girmek...
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2017 16:58

'Ursula K. Le Guin ile Konuşmalar’ çoğumuzda aynı heyecanı yaratacak bir başlığa sahip. Kitap Carl Freedman’ın 80’lerden 2006’ya kadar gelen bir dönem boyunca Le Guin ile yapılan röportajların bir derlemesi...

Haberin Devamı

Onun satırları hayal edebildiklerimizin çok ötesinde diyarlardan seslenir; bazen rüyalardan, bazen gelecekten... Hiç duymadığımız isimli karakterleri hiç duymadığımız ama bazen tanıdık gelen diyarlardan. Dünyanın en sevilen yazarlarından biri olarak, en merak edilenlerden olması şaşılacak bir şey değil. Bu yüzden ‘Ursula K. Le Guin ile Konuşmalar’ çoğumuzda aynı heyecanı yaratacak bir başlığa sahip. Kitap Carl Freedman’ın 80’lerden 2006’ya kadar gelen bir dönem boyunca Le Guin ile yapılan röportajların bir derlemesi.

Antrolog bir baba ve psikolog bir anneyle kitaplar ve entelektüel sohbetler içinde büyüyen Le Guin dokuz yaşından itibaren yazmaya başlar. Ona sıkça bunun etkisi sorulmuş ve elbette cevabı bu mutlu ve doygun çocukluğun sonuçlarını keyifle yaşadığı üzerine. Babasının teşvikiyle (ki “Menajerim gibiydi” diye anlatıyor) yayınlamak üzere yolladığı yazısı reddedilir. Bunun üzerine uzun süre kendi için yazsa da yine onun teşvikiyle artık okunması gerektiğine karar verdiğinde 20’li yaşlarının sonundaymış. Ancak yazdıklarını “O kadar garip şeyler yazıyordum ki bana ne isim vereceklerini bilemiyorlardı” diye anlatıyor. Sevmediği ‘bilim kurgu yazarı’ etiketini yemesi de işte o dönemlere denk geliyor zaten. Yıllar boyunca önce bilim kurguyu aşağılayanların yanı sıra kadın yazarlığını güçlendirme savaşıyla yazıyor. Edebiyatı vaaz vermek için kullananlardan nefret ediyor. Ama yazılarının içinde geçen mesajları “Soru sormak gibi bir insani hakkım var. Talep etme hakkım var. Öfke duyma, acı çekme hakkım var. Acıdan ve öfkeden konuşma hakkım var. Tanıklık etme hakkım var” diye anlatıyor. Her ne kadar eylemci tarafını sanatının dışında tutmayı tercih etse de tüm bunları hikâyelerini elbette yansıttığını söylüyor: “Fakat öyle bir siyasal ortamda (McCarthy döneminden bahseder) insanın hayal gücü, polemik yaratmadan veya ahkâm kesmeden bir şeyler söylemenin dolaylı yollarını aramaya başlıyor. Vaiz mi yoksa romancı mı olacağınıza karar vermeniz gerekiyor.”

Haberin Devamı

En başından günümüze değişmeden gelen neredeyse tek soru da; feminist olduğu bilinmesine karşın ‘Karanlığın Sol Eli’nde cinsiyetsiz bir dünya yaratmasına rağmen kahramanların eril zamirle yazılı olması. Bu 80’lerin başında kendisinin de sorguladığı şeylerden biri. Ancak 2000’lere geldiğinde kitapla ilgili bir makale yazıp (daha önce yazdığı makale üzerinde notlarla belirtip) okuyucularından bir nevi özür diler “Fikirlerinizi değiştirdiyseniz bununla ilgili bir kayıt bırakmayı okurlarınıza borçlusunuz.” 70’lerdeki kadın hareketlerinin ardından gerçek anlamda feminizmi öğrendiğini söyleyen Le Guin kitapta şimdi yapılacak bir değişikliğin etik olmayacağının da altını çizer. Düşündüğünüzde bilim kurgu kitaplarındaki korunmaya muhtaç ya da yalnızca silik bir karakter olarak beliren kadınlar onun kitaplarında ejderhalara dönüşürler. O kendi dilindeki değişimin zeminini çoktan hazırlamıştı aslında...

Haberin Devamı

Bu kadar birikimi, yetişme tarzını, çevre ve ortamı bir kenara bıraktığınızda “Onu nasıl yazdınız, bu aklınıza nerden geldi, bu hikâyeyi nereden buldunuz” sorularının cevaplarının çoğu Le Guin’den genelde “Gözümün önüne bir imge geldi, bir harita geldi ya da kısa bir öykü geldi” şeklinde geliyor. Analitik ya da zihinsel faaliyetlerle “Şunu yazmalıyım”larla değil sanki bilinçaltına uzanıp tuttuklarıyla ortaya çıkanları yazıyor Le Guin. Ya da bilmiyorum, bu şekilde düşünmek hoşuma gidiyor olabilir. Ama öyle ya da böyle çoğumuzun kitaplıklarında ayrı bir yere sahip olan Le Guin kitapları rafların arasından her zaman farklı parlar. Onun verdiği ilhamla yola çıkanların sayısıysa hiç de az değil...

URSULA K. LE GUIN'LE KONUŞMALAR

Le Guin’in zihnine girmek...

Kolektif
Çeviren: Burcu Erdoğan
Derleyen: Carel Freedman
Agora Kitaplığı, 2017
256 sayfa, 23 TL. 

 

 

BAKMADAN GEÇME!