Laf lafi aciyor

Cem Ozer, tabi dunyada ‘‘Talk Show’’un mucidi degil... Ama, Rustem Batum'la birlikte televizyonlarimizda bu talk show isini ilk yapanlardan biri...Cem yillarca basarili programlar yapti... O yillar programlarinin ozelligi, halkin tanidigi ama ekranlarda pek gormedigi, haklarinda birseyler ogrenmek istedigi kisileri programina konuk etmesiydi...Bunlarin buyuk bolumu de yazar cizer, sinema tiyatro oyunculariydi...Ne zaman ki Cem Ozer de diger talk show'larda oldugu gibi ‘‘maksat musiki ve de reyting olsun’’ diye programina sarkici turkucu cikarmaya basladi, Cem'in programi da ozgunlugunu kaybetti, televizyonlardaki o herhangi talk show'lardan biri oldu...‘‘Tebdili mekanda ferahlik vardir’’ diye yaptigi bir alay dekor degisikligi de programi eski cizgisine oturtmaya yetmedi...Bu ‘‘talk show’’ denen isi bu ulkede yapabilecek birkac kisiden biri olan Cem de ‘‘guncel ve sohretli konuk’’ tuzagina dustu kisacasi...Hani bu asklari meskleri, sarkilari turkuleriyle meshur arkadaslardan memlekette bin tane olsa gene sorun yok...Bunlar, topla cikar, carp bol topu topu onbes kisi...Birak hangi programi acsan karsina onlarin cikmasini, artik yumurta kirsan neredeyse icinden o ayni kisiler cikiyor...Bence Cem takkeyi onune koyup ‘‘Lafi nerden acmasi gerektigini?..’’ tekrar dusunmeli... O eski ruzgarini tekrar yakalamali...MEMLEKET ZIYARETIBen bu Tansu Ciller'i ‘‘becerdigi islere’’ bakip cok uyanik biri olarak kabullenmistim...Ama su son Amerika gezisi Ciller'in aslinda ne denli saftorik oldugunu ortaya cikardi...Af buyurun yedigi onca naneden sonra, adam gibi hesap soran cikmayinca daha da kuyrugu dikelten ve kafasina bir basortu baglayip meydanlarda onune gelene veryansin eden Tansu Hanim, bildiginiz gibi ‘‘Kadin Liderler Zirvesi’’ne katilmak uzere Amerika'nin Boston sehrine gitti...Ciller ‘‘anavataninda!’’ ufurdugunde mangalda kul birakmayacagini umuyordu ama, kazin ayagi hic de oyle cikmadi...Unlu Harward Universitesi'nde yapilan eski iki cumhurbaskani ve bes basbakan, universite hocalari, ogrencileri ve gazetecilerin katildigi panelde, orada okuyan Turk ogrenciler sorduklari sorularla Ciller'in canina okudular, kafasina bagladigi o son moda turbani basina gecirdiler...Ciller'e yazinin basinda bu nedenle saftorik dedim...Anavatanin da olsa boyle gunde ne isin var senin Amerika'larda, zirvelerde, panellerde...Burda adama ne hesap, ne kitap soran var... Otursana oturdugun yerde...Bu arada, Boston'daki panelde, Ciller'in ‘‘ipligini panele’’ cikaran tum gencleri de gozlerinden opuyorum... Onu da belirteyim...DOGUSDogus genc bir sarkici... Yillar once isledigi bir igfal sucundan hapse girmis...Daha sonra, igfal ettigi kizla cezaevinde yaptigi bir nikahla evlenip isi yirtmis, tahliye olmus... Benim Dogus'un sorunu, gelmisi, gecmisiyle ilgim yok... Soyleyecegim sey baska...Gecen gece ekranlarda Dogus'un cezaevinden cikis haberi ve goruntuleri vardi...Dogus korumalari esliginde cezaevi kapisindan cikiyor... Kapinin onunde, ellerinde calistiklari kanalin adi yazan mikrofonlarla kizli erkekli televizyon muhabirleri var... Dogus'tan laf alabilmek icin neredeyse birbirlerini ezip, Dogus'a yalvariyorlar...Hele gencecik bir hanim muhabir arkadas var, ‘‘Ne olursun Dogus, hic degilse iki kelime soyle...’’ diye neredeyse iki gozu iki cesme agliyor, adeta kriz geciriyor...Cok belli ki reytingi savullayan sefleri bu genc arkadaslara emir vermisler, ‘‘Dogus'tan 'beyanat' almadan buraya gelmeyin...’’ demisler...Bu televizyonlarimizda bir ‘‘Dogus’’ olayi mi, yoksa bir ‘‘batis’’ olayi mi orasina da siz karar verin...HAYATIMIZ REYTINGBu reyting isinin bence artik iyice suyu cikti...Reyting denen bela yuzunden televizyonlarda neredeyse adam gibi program kalmadi...Ornegin tam bir diziye takiliyor, ‘‘Hah iste sonunda seyredilecek birsey buldum’’ diye seviniyorsun... Uc gun sonra bir gun bir bakiyorsun senin dizi ya da program kus olup ucmus...Saga sola sorup arastiriyorum... ‘‘Gorunuste hic de oyle reytingsiz bir dizi gibi durmuyordu... Ama daha sonra ortaya cikti ki namussuzun reytingi yokmus... Biz de yayimdan kaldirdik’’ diyorlar...Kisacasi yasamimizda bir reyting'dir gidiyor...Bir gun yolda cevirip ‘‘Reytingin kac bakalim?.. Reytingini goster...’’ diyecekler diye resmen odum kopuyor...Aslinda bu reyting madem bu kadar onemli birsey, bundan boyle yalnizca televizyon programlarinin degil herseyin, herkesin reytingine bakilsin... Hatta vergi numarasi gibi herkese bir reyting numarasi verilsin... Yapilan kontrollerde reytingi iyi olmayanin da canina okunsun...DUNYA DANS GUNUGectigimiz 29 Nisan ‘‘Dunya Dans Gunu’’ idi... N'apalim hanimlarin muayyen gunleri gibi Dunya'nin da ikide bir boyle muayyen gunleri var...Bizim televizyonlar, bir iki kucuk haber disinda bu onemli gunu es gectiler...Bu nedenle onlarin aciklarini kapatayim, sayfaya o gunun mana ve ehemmiyetini belirten bir goruntu koyayim, dedim... (Bak yandaki karikatur... Biraz klasik ama, ne yapayim ki gune de oturuyor...)
Yazarın Tüm Yazıları