Lady Diana Antakya’da yaşıyor

1999 ağustosunda Paris’te bir trafik kazasında ölerek benim son 10 yılda yapmaya teşebbüs ettiğim ilk adam gibi tatilin içine eden Diana, sağ olsun (ölenin arkasından sağ olsun denmez ama ‘tenasüh’ etmiş Diana’nın durumu özel tabii ki!) bize Avrupa Birliği sürecinde destek olmak için, yahut belki de, Türkiye’nin muhteşem Güney sahillerine aşık olduğu için, Antakyalı bir küçük kızın bedenine sıçrayıvermiş.

Sıçramış dediğim, reenkarnasyonun Türkçesi ‘ruh sıçraması’ imiş. Demek ki Mercedes, olanca hızıyla Iéna Köprüsü’nün duvarına çarpınca, kadıncağızın naçar ruhu bir sıçradı, ta Antakya’ya kadar...

Efendim, bir yazı dizisi başladı Tercüman’da: YENİDEN BAŞLAYAN HAYATLAR diye. Konu reenkarnasyon.

Kabahat sadece diziyi hazırlayan meslektaşımda değil, biliyorsunuz gazeteler, son zamanlarda ‘okuyucusu var’ bahanesiyle ruhlar, cinler, periler, astroloji, fallar filan gibi hurafeleri bilimsel gerçekmiş gibi dizi yapmaya başladı. Tercüman’ın yazı dizisi REENKARNASYON - ALDATMA MI, GERÇEK Mİ? diye soruyor ama, konuyla ilgili bütün saçmalıklar ‘gerçekmiş gibi’ anlatılıyor.

Buyrun size Antalya’da zuhur eden Prenses Diana:

6 yıl önce Antakyalı bir kadın ‘hamile bile değilken’ (?) bir rüya görmüş. “Rüyamda Lady Diana benimle birlikte köye geldi. Tam ben eve gitmek üzere hazırlanırken Lady Diana da kalktı. Ben de ona ‘sen neden kalktın’ diye sordum. Diana da bana ‘artık ben seninle kalacağım’ diye cevap verdi.” (Tercüman, 28 aralık)

Kadın bu rüyasından 6 ay sonra gebe kaldığı kızına Diana adını koymak istemiş, ama Allah’tan nüfus idaresi püskürtmüş, o da çocuğa Demek adını vermiş.

Gebe kalmadan 6 ay önce gördüğü bu rüya, Demet’in Diana’nın reenkarnasyonu olduğuna yeterli kanıttır aslında ama, iş bununla da kalmamış, küçük kız, sıkı durun, otomobillerden ve çarpma seslerinden korkuyormuş.

Yani, demek ki - anasının rüyası rüya ve kızın korkusu yeterli kanıttır artık herhalde, gıcıklık yapmayın - hasılı, Diana artık Antakya’da yaşıyormuş.