Kvaşra’ya bakan geldi

KVAŞRA / LÜBNANAKKAR toprakları Trablusşam’ın kuzeyine doğru uzanıyor.

Suriye sınırına yakın dağ köylerinde Türkmenler yaşıyor.

Sınıra komşu köylerden birisinin adı Hamidiye.

Girit’in düşmesinden sonra Türk nüfusun bir bölümü bu köye yerleşmiş.

Hemen yakınlarında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte ziyaret ettiğimiz Kvaşra (Göçmen) ve El Bikre var.

İki yerleşim biriminde toplam nüfus 10 bin kadar.

Bu topraklar daha 4 yıl öncesine kadar Suriye işgalindeydi.

O yüzden bırakın Türk bakanı, Lübnanlı bakan bile uğramazdı.

2005 yılında Suriye çekildiğinde dahi hayat fazla değişmedi.

Dağ köylüleri buğday ekip, 45 km uzaklıktaki Trablus’a işçi yazılıp kıt kanaat varlıklarını sürdürdü.

Açıkçası Türkmenlere piyango Beyrut Büyükelçisi Serdar Kılıç ile vurdu.

Büyükelçi Kvaşra’ya okul, El Bikre’ye sağlık ocağı açtı.

Çocuklara, büyüklere Türkçe öğretti, köyün suyunu bağladı.

Neticesinde önceki gün akşam serinliğinde köye vardığımızda...

Köyün kocası Hanuni Hanım’ın uzun ağıdıyla karşılandık.

"Size misafir diyemeyiz... Ev sahibisiniz" denildi. Bakan’ın ağzından, "Yaptıklarımız hediye değil borç ödemedir" lafı duyuldu.

Bolca duygu seli, kucaklaşma, dayanışma yaşandı, nutuklar atıldı.

Bakan’ın, Türkmen soydaşlarla kaynaşırkenki halini görünce...

Aynı performansı memleket sathında da gösterirse...

Üniversite hocasından da siyasetçi çıkabileceğini pekálá kanıtlayabilir.

* * *

Ahmet Davutoğlu dış Türkleri sadece Lübnan’da hatırlamadı. Bakanın gezilerinde Osmanlı’nın canlı miras ve torunlarını ziyaret artık gelenek oldu.

Kuzey Afganistan ve Sancak’tan sonra, Kvaşra ile El Bikre.

Ama tabii ki Bakan’ın resmi programı farklıydı.

Lübnan 7 Haziran seçimlerinden bu yana hükümet pazarlığı yaşıyor.

Seçimi kazanan Saad Hariri, iktidar sorumluluğunu muhalefetle paylaşmaya çalışıyor. Suudi destekli Hariri ile Suriye’ye yakın muhalefet arasındaki pazarlık kuşkusuz sadece Lübnan’da yürütülmüyor.

Örneğin Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın (Davutoğlu ile birlikte) geçen haftaki Şam ziyareti sürecin parçası. Bu ziyaretin ardından Davutoğlu’na Beyrut’tan acil davet gelmesi de rastlantı değil.

* * *

Türk Dışişleri Bakanı’nı taşıyan GAP uçağı Refik Hariri hava meydanına tekerlek koyduğunda taraflar antlaşmaya çok yakındı.

Milli Çözüm Hükümeti’nde kimin kaç bakanlık alacağı belliydi...

Ama daha önemlisi iki psikolojik engelin ortadan kalkması lazımdı.

Davutoğlu’nun baş döndürücü trafiği bu amaca hizmet etti.

Türk Bakan, Saad Hariri, Hizbullah ve Şiilerin liderleri ile görüştü.

Beyrut’tan ayrılmadan son kez Saad Hariri ile buluştu.

Diplomaside somut sonuçlar zamana yayılır... Ama;

Saad Hariri başbakan sıfatıyla (yıllardır babasını öldürmekle suçladığı) Suriye’yi ziyaret ederse,

Hariri ve Hizbullah arasındaki buzlar hızla erirse sürpriz olmaz.

* * *

Davutoğlu bölge ziyaretlerinde farklı bir profil çiziyor.

Muhatabına göre ortak tarihten de söz edebiliyor...

Ayet ve hadis yorumuna da girebiliyor.

Sanırım anlatmak istediğime en iyi örnek geçen yıl yine Lübnan’daki cumhurbaşkanlığı krizinde yaşanıyor.

Sorun (tıpkı bizdeki gibi) anayasa yorumu kaynaklı olduğu için...

Davutoğlu yanına TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’yu da alarak gizlice Beyrut’a geliyor. Bulunan formül krizin çözümüne hizmet ediyor.
Yazarın Tüm Yazıları