KUVVETLİ BAŞKANLIK ÇOK BÜYÜK SORUN

Şu sıralar ya kapalı toplantılarda ya da seçim bürosuna gelen CHP yöneticilerini kabul ediyor.
Neler söyleyeceği, stratejisinin ne olacağı ise merakla bekleniyor.
Hazırlıklarında son aşamaya gelen Yavaş’la bir araya geldik. Detaylarını kapsamlı bir basın toplantısıyla anlatacağı projelerini ve yönetim şeklinin satır başlarını anlattı:
“Hep söylenen ama bir türlü hayata geçirilemeyen ortak akılla bu şehri yöneteceğiz. Vatandaşın görüşünü gerçekten alarak, üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin katılacağı ortak bir yaşam vadediyoruz.
Ankara’nın ciddi bir yönetim sorunu var. Ankara belediye başkanı siyasetle uğraşmamalı, 24 saatini bu şehre ayırmalı.

ÖDEYEN KARAR VERİR

Şu anda kentin en büyük problemi ulaşım. Trafikte ciddi bir sıkıntı var. Çarpık kentleşmenin verdiği zarar son hadde ulaşmış durumda. İnsanlar kendini bu kente ait hissetmemeye başladı. Çünkü belediyenin kendisini dinlemediğini, o makamdaki kişinin ulaşılmaz olduğunu ve kendi istediği şekilde bu kente şekil verdiğini düşünüyor.
ABD’de bir söz vardır, ‘Ödeyen karar verir’ diye. Bu sözden hareketle Ankara belediyesinin bütçesini vatandaş oluşturuyor. Yani işverenimiz vatandaş. Parayı veren onlarsa kararı da vatandaşın vermesi gerekir.
Ankara’nın altı çizilmesi gereken sorunu ise ‘kuvvetli başkanlık’ olmaya başladı.
Makamdan kaynaklanan güç yıllardır siyaset için kullanılıyor. Bu güç halk için kullanılmalı.
Yerel demokrasi paylaşmaktır. Bu maalesef Ankara’da yapılamıyor.”

YAYDIĞIMIZ BİR ŞEY YOK

Yavaş’la sohbetimizde, geçmişte söylediği bazı sözlerinin medyada yer bulmasının kendisini nasıl etkilediğini sordum:
* Ankara’daki siyasetin kirli olduğu malum. Adaylığımın henüz teklif aşamasındayken başlayan telkin, tehdit ve şantaj döneminden bugün yapılmaya çalışanların olacağı belliydi. Kendi geçmişinden korkan insanların bu çabaları sonuç vermeyecek.
* 31 Mart’a kadar Allah’tan kendime sabır diliyorum. Bu karalamalara yanıt vermeyi düşünmüyorum ve kendimi Ankaralılara emanet ediyorum.
* Ankaralı, Mansur Yavaş mı yoksa mevcut yönetim mi arasında bir tercih yapacak. Ankara’da bunun tartışılması gerekiyor.
* Seçimi yüzde 51’le kazanacağımı düşünüyorum.
Yavaş’a son olarak da Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, “Adaylıktan çekilecek dedikodularını Yavaş ekibi yayıyor” iddiasını sordum:
“Bizim bir şey yaydığımız yok. Ankara sokaklarında şöyle bir gezse bizim bir şey yaymaya ihtiyacımız olmadığını anlar.”

KEÇİÖREN’E POLİS EL KOYDU

Başkent'teki Büyükşehir yarışının yanı sıra bazı ilçelerde de çekişmeli bir süreç yaşanacak. Bunlardan birisi de Keçiören...
Seçimdeki çekişme geçtiğimiz haftalarda sokağa hoş olmayan şekilde yansımıştı.
Önce MHP’nin adayı Mehmet Ali Tanrıverdi’nin seçim ofisi kurşunlandı. BBP’nin adayı Turgut Altınok’un seçim büroları saldırıya uğradı. Ardından CHP’nin seçim bürosuna kurşun bırakıldı.
Son olarak bir pazar yerinde AK Parti ve BBP taraftarları birbirine girdi.
Keçiören’in geçmiş sicilinde de maalesef tatsız olaylar var ve seçime iki ay kala böyle olayların yaşanması kaygı verici.
Bu köşeden ‘4 saldırı yetmedi mi?’ diyerek sormamın ardından Keçiören’de umut veren bir gelişme yaşandı.
Keçiören İlçe Emniyet Müdürü Cihat Şerolar başta AK Parti, BBP, CHP ve MHP olmak üzere siyasi parti temsilcilerinin katıldığı bir toplantı yaptı.
“Ben de Keçiören çocuğuyum ve ilçemizde kimsenin burnunun kanamasını istemiyorum” diyerek söze başladı Müdür Şerolar ve önlemleri sıraladı:
* Bütün seçim bürolarına kamera konulacak.
* Açılışlar emniyete bildirilecek ve önlem alınacak.
* Keçiören’de 15 olan tim sayısı seçim boyunca 30’a çıkarılacak.
* Adaylar pazar yeri gibi kalabalık ortamlara girerken polise haber verilecek ve önlem alınacak.
* Keçiören’de bir komiser sadece seçimin güvenliğiyle ilgilenecek.
Müdür Şerolar Keçiören’e atanalı yaklaşık 10 gün oldu. Alınan tedbirlerin ve toplantının ardından Keçiören’de huzur hakim. Demek ki isteyince oluyormuş.