Kuveyt'e satılan silah Mercedes'te

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Susurluk'ta Mercedes'le kazaya uğrayan kadroya bakıp şaşırmıştık.

‘‘Polis şefi, uyuşturucu kaçakçısı ve milletvekilinin aynı otomobilde ne işi var?'' diye tepki göstermiştik. Oysa Mercedes'in cephaneliği meğer çok daha ilginç ilişkilere kanıtmış, zamanla anladık.

İki gündür bu köşede, Mercedes'te bulunan silahların dökümünü verdik. Baretta marka suikast silahının devlet envanterinde nasıl kaybedilip, Susurluk'ta Abdullah Çatlı ile birlikte yakalandığını anlattık.

Tarıq (Saddam) marka silahın orjinal seri numarasının silinmiş olduğunu, Hüseyin Kocadağ'ın ruhsatlı tabancasının Zaire'den kaçak geldiğini belgesiyle kanıtladık.

* * *

Sıra geldi, aracın arka koltuklarında bulunan iki adet MP-5 marka 9x19 çaplı yarı makineli tabancalara...

Dün, DGM iddianamesine dayanarak, İnterpol aracılığıyla bu silahlara ilişkin soruşturmadan sonuç çıkmadığını yazdık. Ve yanıldık.

Çünkü gözüken o ki, İnterpol yazışmaları DGM iddianamesine yetişmemekle birlikte, şubat ayı başında tamamlandı.

İngiliz İnterpolü 5 Şubat 1997 günü Ankara'ya bir mesaj yolladı:

‘‘C49952 seri numaralı ateşli silah 1985 yılında Kuveyt içinde bir müşteriye parti mal olarak satıldı. (Daha fazla detay mümkün değil) 21995 seri numaralı ateşli silah 1980 yılında Yugoslavya içinde bir müşteriye parti mal olarak satıldı. (Daha fazla detay bilinmiyor.)

Yardımımızın devam edeceğinden emin olmanız dileğiyle.

En derin saygılarla, DC Paul Andrews.''

* * *

Emniyet Genel Müdürlüğü, bu bilgi üzerine Kuveyt İnterpolü'ne resmen başvurdu, ancak sonuç çıkmadı. Diplomatik kanallar devreye sokuldu.

Birleşmiş Milletler kararı uyarınca Yugoslavya İnterpolü'nün üyeliği askıya alındığı için yazışmaların Dışişleri Bakanlığı kanalıyla yürütülmesi zorunlu hale geldi. Sonuçta, Yugoslavya'ya satılan silahın izini sürmekten umut kesildi. Kuveyt'e satılmış olanın peşine düşüldü.

* * *

Susurluk'taki kazaya kurban giden polis şefi, milletvekili ve katliam sanığının başsağlığı ziyaretinden geri döndükleri iddia edildi. Yakın koruma görevindeki polis memurları (Ömer Lütfü Topal cinayeti sanıkları), göz yaşartıcı kahramanlık öyküleri anlatıp, basit bir kazanın abartıldığından yakındılar...

Ama kimse bu cephaneliğin hesabını veremedi.

Oysa bu silahların nereden geldiği de önemli, kimin tarafından ve kime karşı kullanılacağı da...

Yazarın Tüm Yazıları