Kütüphane sakinleri ve ilişki ihtimalleri

Güncelleme Tarihi:

Kütüphane sakinleri ve ilişki ihtimalleri
Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 2017 10:46

Kütüphaneler, hepimizin yakından bildiği, özellikle vize ve final döneminden bir hafta önce kamp kurduğumuz ikinci adreslerimizdir. Sınav zamanları dolup taşan, sınavlar bittikten sonra neredeyse kimsenin uğramadığı bu adreslerde sizden başka varlıkların da yaşadığını söyleseydim eğer… Tamam, tamam hemen korkmayın. Bu hafta sizlere kütüphanelerde yaşanan birkaç küçük hikâye anlatacağım.

Haberin Devamı

“Söz Uçtu, Yazı Kaldı”

İlk durağımız gerçek bir hikâye. Kitap aralarında unutulan ya da özellikle bırakılan küçük notları bilirsiniz. Hayatınızın bir döneminde, sahaflardan satın aldığınız ya da kütüphaneden ödünç aldığınız kitabın arasından sizin hayatınıza dahil olmuş olabilir. Peki bu küçük notlar sayesinde hiç tanımadığınız bir insanla yolunuz kesişti mi hiç?

On yedi yıl önce öğrenci iken ders çalıştığı kütüphanede bir mektup yazan ve ardından gelecekte bulunması için William Shakespeare’ın “Bir Yaz Dönümü” isimli kitabının arasına bıraktığı not, on yedi yıl sonra yine bir öğrencinin kütüphanede aynı kitabı okumasıyla kendisine ulaştı. Notun asıl sahibi, on yedi yıl önce yazdığı mesajla tekrar karşılaşınca şaşkınlıktan ne diyeceğini bilememiş. Notu bulan, aynı kütüphaneye ders çalışmak için giden bir öğrenci. Kitabın arasındaki notun sahibine sosyal medya hesaplarından ulaşmış. Bu karşılaşmadan sonra mektubun sahibi şu sözleri söylemiş;

Haberin Devamı

“Ben bu mektubu çok eski bir kitabın arasına koydum. Öyle ki sayfaları birbirine yapışmış bir kitaptı. Hiç on yedi sene sonra veya yirmi sene sonra bulunacağını düşünmedim. Hatta mektubu bulan kişi mesajında, “Hocam mektubu okunmayacağını düşündüğünüz için bu kitabın arasına koymuşsunuz büyük ihtimalle.” diye belirtmiş.  Fakat üzüldüğüm bir nokta var, o da kitabı 17 senede bir kişinin okumak için açmasıydı.”

Kütüphanelerden ya da sahaflardan okumak için aldığımız bir kitabın içinde acaba küçük bir not var mıdır diye öncelikle sayfalarını karıştırmak bir gelenektir aslında. Bu küçük notlar, kitabı okuyan kişinin geleceğe göndermek istediği bir mesaj olabilir, o an canı sıkıldığı için karaladığı birkaç satır ya da kitaptan önemli bir bilginin altını çizmek için kendisine aldığı ama kitabın arasında unuttuğu ufak bir not da olabilir. Sadece not mu? Kitap ne kadar eskiyse, notun mazisi de bir o kadar eski olabiliyor. Kurutulmuş çiçekler, şeker jelatinleri, kartpostallar…

 

“Sana sevdanın yolları, bana kütüphane masaları”

Haberin Devamı

Genelde kütüphanede uzun vakitler geçiren herkesin iyi bildiği bu gelenek kimi zaman kampüslerde bir aşk hikayesine de dönüşebiliyor. Tabii yaşadığımız yüzyılda bu küçük notları sosyal medya hesaplarımızdan da paylaşabiliyoruz. Kütüphaneye ders çalışmak için giden kahramanımız, kütüphanede ders çalışan bir güzel kıza vurulunca vizeydi, finaldi, dersti hepsi aklından uçup gidiyor. Kütüphaneler sessizliğin sağlanması gereken yerler olduğundan, kızla burada tanışma fırsatını yaratamıyor. İş başa düştü bir kere.  Bu durumu birilerine duyurarak, ortak arkadaşlar vasıtasıyla kendisine ulaşmayı deneyecekti. Facebook hesabının durum bölümüne, “bugün kütüphanede gördüğüm kırmızı kazaklı güzel kız” diye başlayan notu yazar. Kampüste ne kadar tanıdık varsa, bu hayırlı işe ortak olmak için notun altına yardım etmek istediklerini yazarlar. Bu hikayedeki kahramanımız da bu vesile ile tarihe notunu düşmüş olur. Kim bilir, belki not döner dolaşır bir gün sahibini ulaşır.

 

Haberin Devamı

Yıllar önce sahaftan aldığım bir kitabın arasından 1960'ların İstanbul’una ait bir kartpostal çıkmıştı. Gönderilmek için mi, yoksa hatıra olsun diye mi alınmıştı bilmiyorum. Arkasında ne bir not ne de bir isim vardı. Bir nedeni yok, hala saklarım.

 Yazan: Tuğba Badal

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!