Kuskus devrimi

Güncelleme Tarihi:

Kuskus devrimi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2007 00:00

Time Dergisi geçenlerde, artık Balzac, Hugo gibi yazarlar, Truffaut, Godard gibi yönetmenler çıkaramayan, ürettiği sanat eserleri ülke sınırları içinde kalan Fransız kültürünün can çekiştiğini yazdı.

Şimdi ise göçmenlerle Kuzey Afrika’dan ülkeye gelen, lüks otellerin mönülerine bile giren kuskusu konu alan Tunuslu bir yönetmenin filmi sayesinde Fransa’da kültürel bir diriliş yaşanıyor.

KRALİÇE Marie Antoinette, Fransa’da yaşanan kuskus devrimine tanık olsa o meşhur sözünü acaba nasıl söylerdi? ’Pasta bulamıyorlarsa kuskus yesinler’ diye buyururlar mıydı bilinmez ama Mağrip yiyeceğinin ülkeyi istila etmesini hayretle karşılayacağı kesindir. Çünkü Tunus ve Cezayirli göçmenler sayesinde Fransa’ya taşınan ve lüks otellerin mönüsüne bile giren kuskus, Fransa’nın milli yemeği haline geldi. Öyle ki, göçmen karşıtı görüşleriyle bilinen Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy bile ülkeyi ziyaret eden Libya lideri Muammer Kaddafi’ye kuskus ikram etti.

Ansiklopedilerde irmik ve undan yapılma bir çeşit makarna olarak tarif edilen kuskusun Fransızlarla tanışması aslında Fas ve Cezayir’in sömürge olduğu 20’nci yüzyılın başlarına kadar geri gidiyor. Önce K.Afrika’yı ziyaret eden seyyahlar, sonra göç eden Mağribiler sayesinde bu Akdeniz yemeği Fransa topraklarına ulaştı. Günümüzde ise kuskus, sokak başlarındaki büfelerde satılan ayaküstü atıştırmalıktan çıkıp lüks mönülerde bile yerini aldı. İşte kuskus istilası da tam "Fransız kültürü can mı çekişiyor" tartışmalarına denk geldi.

FRANSIZ KÜLTÜRÜ ÖLDÜ TARTIŞMASI

Time Dergisi fazla beklemeye gerek duymamış, 21 Kasım tarihli sayısında Fransız kültürünü "mefta" ilan etmişti. Çünkü empresyonizm, sürrealizm gibi akımların anavatanı olan Fransa, artık dünya çapında kabul gören bir Honore de Balzac, bir Victor Hugo çıkarmıyordu. 1960’larda sinemanın alfabesini yeniden yazan François Truffaut ve Jean-Luc Godard gibi yönetmenler bulunmaz olmuştu. Fransız pop star deyince yine akıllara ilk gelen isim 64’lük Johnny Hallyday’di. Bu yıl büyük sükse yapan "aşçı bir farenin" yaşadıklarını anlatan Ratatouille bile Amerikan Pixar şirketinin ürünüydü.

Fransız entelektüeller, bu makale yüzünden yerin dibine batmak üzereydi ki, imdatlarına Tunuslu bir ailenin oğlu olan Abdellatif Kechiche’nin (47) filmi yetişti. Tıpkı Almanya’da Fatih Akın’ın Türk göçmenlerle ilgili filmleri gibi Kechiche de eserlerinde Kuzey Afrikalı göçmenleri konu alıyordu.

FransIz kültürüne dopİng

Filmin adı "La Graine et le Mulet". "Buğday’ın sırrı", ama aslında kuskusun sırrı. Filmde 61 yaşındaki Süleyman ve kalabalık ailesinin, kuskus restoranı açmak için verdikleri mücadeleyi, mutfak ve yemek hikayelerini konu alıyor. Venedik Film Festivali’nde ayakta alkışlanan üç ödülle ülkesine dönen film ödüle doymak bilmiyor. Türkiye’de de Uluslararası Avrasya Film Festivali’nde yönetmen ödülü alan film, Fransa’da Louis Delluc ödülüne layık görüldü. Fransız kültürünün kara kitabı sayılan Les Inrockuptibles, yönetmen Abdellatif Kechiche’yi ünlü yönetmen Truffaut bile karşılaştırdı. Liberation Gazetesi, "İşte özlediğimiz siyasi film bu. Hem nefes kesiyor, hem de daha rahat nefes almanızı sağlıyor" dedi. İngiliz basını ise "can çekişen Fransız kültürü, kuskus sayesinde ayağa kalkabilir" neticesine vardı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!