Paylaş
Kuş Gribi çok yeni bir hastalık ve hakkında henüz yeterli bilgi de yok. Yeni yeni ortaya çıkıyor. Aslında sanıldığı gibi salgın bir hastalık olmamasına rağmen, öldürücü niteliğinden dolayı hepimizi korkutuyor.
Son olayda yine bir karmaşa yaşandı.
İlk vaka ile karşılaşıldığında “Hiç korkulacak bir durum yok. Yapılan tahlillerde Kuş Gribi çıkmadı. Zatürre’den öldüler” dendi.
Bu tip olaylarda Devlet yetkilileri sabıkalı olduğundan dolayı,bu açıklama kuşkuyla karşılanmıştı, ancak kamuoyu -özellikle medya- olayı abartmadı. Bazılarımız“acaba mı ?” sorusunu ortaya atmakla yetindi. Zira hiç kimse panik yaratmak istemiyordu.
Ancak gelin görün ki, kısa bir süre sonra ölümlerin Kuş Gribinden olduğu açıklandı.
İşte geciken bir açıklama, hepimizi daha da kuşkulandırdı.
Bundan sonra ne olacak ?
Bundan sonra, ne zaman yeni bir Kuş Gribi sözü duyulsa hepimiz ayaklanacağız. Devlet ne kadar yalanlarsa yalanlasın, bir türlü inanamayacağız. Oysa bu tip olaylarda en önemli unsur güven’dir. Devlet Yetkililerine güven duymamız gerekir. Hiçbir şey saklamadıklarına inanmamız şarttır.
Nedense Devletimiz bunu bir türlü anlayamıyor veya anlamak istemiyor.
* * *
GAZDAN KAZIK MI YİYORUZ…
Doğal gaz’a ödenen fiyat yeniden gündeme geldi. Bir süredir, sır olduğundan dolayı tam olarak anlaşılamıyordu. Ancak artık rakkamGasprom tarafından açıklandı. Metreküp başına 260 dolar imiş.
Doğal Gaz fiyatı son derece karmaşık hesaplar sonucu ortaya çıkar. Ancak sokaktaki insan da, rakama bakar. Bizde bakıyoruz ve Doğal Gaz’ı en pahalı alan ülkeler arasında bulunduğumuzu görüyoruz. Oysa hükümet, uzun pazarlıklar sonunda Gaz’ı fiyatını ucuzlattığını belirtmişti. Belki, bu açıklamayı yaptıkları gün doğruyu söylemişlerdi. Oysa bugünkü rakamlar çok farklı.
Şimdi ne olacak ?
Herhalde kamuoyu tepki gösteriyor diyerek, yeniden Rusya’nın kapısı çalınmayacak. Peki, kamuoyuna nasıl anlatılacak ?
ANAP döneminde Doğal Gaz üzerinde oyunlar döndüğü açıklanmış, hatta bakanlarımızı Yüce Divana yollamıştık. Oysa şimdi bakıyoruz ki, durum eskiye oranla daha kötüleşmiş.
Hepimizin kafası karışık.
Enerji Bakanlığının işi güç.
Bakalım kamuoyunu nasıl tatmin edecek ?
* * *
MEHMET DÜLGER’E NEDEN KIZDINIZ ?
AKP Milletvekili Mehmet Dülger, çok kimsenin kafasında olan bir görüşü seslendirdi ve Çankaya’ya türbanlı çıkılmasının gerilim yaratacağını söyledi. “Eğer Başbakan Çankaya’ya çıkmak istiyorsa, Emine hanım başını açmalı” dedi.
Kıyametler koptu.
Bu yaklaşımı paylaşan çok kimse var, ancak Dülger’in bir AKP milletvekili olması işin rengini değiştirdi.
Dikkat etmişsinizdir, AKP’ deki tepkiler birden bire patladı.
Arınç, hafif alaycı bir tonda tepki verdi. Parti içinde öfkelenenler çok oldu. Hatta haberlere bakılacak olursa, Dülger hakkında soruşturma açılacak, belki de partiden ihraç edilecek.
Benim takıldığım nokta, işte bu…
Neden kişisel görüşünü açıklayan bir Milletvekilinin hemen kafasının kesilmesine çalışılıyor?
Parti içi demokrasi nerede kaldı ?
Hele AKP gibi bir parti, bu yaklaşımı nasıl anlatabilir ?
Demek ki, bütün partilerimizde bir cezalandırma tutkusu var.
Demek ki, liderin benimsediği görüşlerin aksine düşünce açıklayanlar tüm şanslarını kaybediyorlar.
Sorun işte buradan kaynaklanıyor.
AKP, kendilerinin başka partilere benzemediğini iddia ederdi. Kendilerini farklı görürlerdi. Oysa değillermiş. Nasıl zamanında DSP, ardından CHP ve diğer partiler, muhalif sesleri susturuyorlarsa, AKP’de aynını yapıyor.
Bu kısır döngüden galiba kurtulamayacağız.
Demokrasiyi bir süs gibi kullanacağız ve iş uygulamaya gelince, başka gerekçelerle gözardı edeceğiz. Sonra da, kendimizi Demokratik olmakla kutlayacağız (!)
Mehmet Dülger, kendi açısından doğru bulduğu bir görüşü açıklamıştır. Çağdaş demokrasilerde sık görünen bir örneği tekrarlamıştır.Liderinin gözünden düşmüş olabilir, ancak AKP’den beklenen bu sese hörmet etmesi ve Dülger’i infaza kalkışmamasıdır.
İşte farkını o zaman gösterecektir.
Paylaş