Kuş gribi niye Cimbom’u bozmaz

ÖNCEKİ gün Kadıköy-Beşiktaş vapurunun kıçüstünde favori köşeme kurulmuş, çayımı söylemiş, uzun lafın kısası ‘Ah güzel İstanbul!’ pozisyonunu almış vaziyetteyken cep cihazı kımıldadı...

Arayan basketbol federasyonunda çalışan güzel arkadaşım, Cimbomlu Banuka (Adı böyle değil tabii. Adı Banu, soyadı Kılıçoğlu olduğu dönemde Banuka dendi öyle kaldı. Evlendi, soyadı Yelkovan oldu ama Banuka işte. Ay amma uzattım, pardon) ve beni basketbol maçına çağırıyor. Fakat sesi biraz limonó geliyor.

‘Ne oldu?’ dedim, ‘Aman grip gibi bir şey’ dedi.

Zorlama espri kontenjanından ‘Kuş gribi değil herhalde’ dedim. Baba espri Banuka’dan geldi: ‘Oğlum biz Cimbomluyuz; kuş gribi bizi bozmaz. Kanarya, Kartal düşünsün. Varsa Aslan Gribi, aslanlar gibi biz de ona yakalanırız...’

***

Dün öğle saatlerinde Türkiye’de ve Romanya’da izine rastlanan kuş gribiyle ilgili olarak AB’den açıklama geldi.

Haber kanalları açıklamayı canlı olarak yayınladı, uzmanlarla ve bürokratlarla bağlantılar kuruldu, hadise enine boyuna tartışıldı.

Türkiye’de rastlanan virüsün türünü vesaire AB’den öğrenmek ayrı bir enteresanlıktı ama işin o tarafına girmeyeceğim. Merakla konuşulanları takip ettim, fakat aklımı karıştırmaktan başka netice elde edemedim.

Biri çıkıp niçin net bir şekilde anlatmıyor şu meseleyi millete derken, içimden ikinci bir ses (Açıkçası ikinci sesten tırstım da biraz...) ‘Sen yaz da öğrensinler o zaman’ dedi.

İçimdeki ikinci sesle ‘Banamı düştü birader, uzman mıyım? Durup dururken karıştırmacı gazetecilik mi yapacağım?’ gibilerden polemiğe girmeye gerek görmedim ve Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesine girdim.

İngilizce bilen ve internet erişimi olanlara Dünya Sağlık Örgütü (WHO) veya CDC’nin (Centers For Disease Control and Prevention) sayfalarının daha aydınlatıcı olabileceğini söyleyebilirim.

Fakat Sağlık Bakanlığı da, ‘Kuş Gribi’ ile ilgili sorulara cevap veren bir metin yayınlamış.

***

Soru-cevap tarzında bir özet geçeyim; merak edenler www.saglik.gov.tr adresinden metnin tamamını okuyabilir. Son iki soru ve cevap tamamen bana aittir, onu da belirteyim.



Soru: Öncelikli olarak kimler risk altında?

Cevap: Enfekte hayvanların yetiştirildikleri çiftliklerde çalışanlar/üreticiler. Bu çiftlikleri ziyaret edenler veya itlaf çalışmalarına önlem almadan katılanlar. Enfekte hayvanlara ait etleri pişirmeden tüketenler.

Soru: Bugüne kadar kaç kişi öldü H5N1 yüzünden?

Cevap: 29 Eylül 2005 itibariyle Endonezya, Vietnam, Tayland ve Kamboçya’da toplam 116 vaka tespit edildi, hastalardan 60’ı öldü.

Soru: Aşısı var mı?

Cevap: Nisan 2005’ten bu yana çalışmalar hızla sürüyor. Oseltamivir ve Zanamir adlı antiviral iki ilacın etkili olduğu belirtiliyor ama yüzde yüz başarılı oldukları kanıtlanmış değil.

Soru: Türkiye’daki önlemler yeterli gözüküyor mu?

Cevap: AB ‘İlaç stoğumuz yeterli değil’ açıklamasını yaparken, aynı anda haber kanallarında alt yazı geçiyordu: ‘Sağlık Bakanlığı: Stoklarımız yeterlidir...’ Bu durum karşısında ‘Pışık!’ demekle yetineceğim.

Soru: Peki Bakan Mehdi Eker canlı yayında getirilen tavuğu yemeli miydi?

Cevap: Ben de yemezdim açıkçası; siz yer miydiniz?..
Yazarın Tüm Yazıları