Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Kuş gribi kriz yönetiminde geçer not aldık ama risk yönetiminde toptan sınıfta kaldık!

İçimiz dışımız kuş gribi oldu! Her ne kadar, "uzmanlar, planlar, kriz yönetimi, müdahale" gibi kelimeleri çok sık duyduysak da çok gariptir, bu olayda "Türkiye Acil Durum Genel Müdürlüğü"nün (TAY) adı bir kere dahi geçmedi. Hálbuki ülkemizde kuş gribi salgını bir afete dönüştü ve bu probleme de bütünleşik afet yönetim sistemi gereği yaklaşmalıydık.

Başta bankalar, seyahat ve turizm şirketleri olmak üzere dünya şirketleri "kuş gribi" acil durum planı yapıyor. Fakat "Deprem, eşittir afet!" mantığının yanlış bir şekilde yerleştiği ülkemizde kuş gribi her nedense bir afet olarak ele alınamıyor. Diğer afetlerde olduğu gibi yine kriz merkezleri, masaları vb. şeyleri kurup kaldırdık ama haftada 15 vaka ile dünyada kuş gribinin en hızlı yayıldığı ülke olmaktan kurtulamadık.

Belki bir faydası olur diye modern afet yönetim sistemi gereği yapılacaklardan bahsetmek istiyorum.

EVET BİR AFETTİR!

Önce olayın adını doğru koyalım: "Kuş gribi salgını bir afet midir?" Literatüre göre: Eğer bu durum etkisi sınırlı kalan yerel bir kurum ve kuruluşun imkánlarıyla baş edilebilen bir iki vaka olarak kalsaydı "olay" (incident) olarak adlandırılabilirdi. Yerel birkaç kurum ve kuruluş tarafından kontrol edilebilecek kadar büyük ama bölge dışından yardım istenmeden baş edilebilecek kadar küçük olsaydı "acil durum" (emergency) olarak adlandırılabilirdi. Fakat maalesef ülkemizde kuş gribi vakaları yerel ve bölgenin imkánlarıyla baş edilemez bir sağlık ve ekonomik bir durum ortaya çıkarttı. Böylece, ülke genelinde koordinasyona ve yardımlaşmaya ihtiyaç duyulduğu için de bu olay bir "afet"tir (disaster).

Ülke geneline yayılan kuş gribi bir afet olduğuna göre çözümü de afet yönetimi sisteminde aramalıyız. Afet yönetimi çalışmaları sekiz başlık altında özetlenebilir: 1. Kayıp ve Zarar Azaltma, 2. Hazırlık, 3. Tahmin ve Erken Uyarı, 4. Afetler, 5. Etki Analizi, 6. Müdahale, 7. İyileştirme, 8. Yeniden Yapılanma. Buradaki 1’den 4’e kadar sıralanan proaktif çalışmalar "koruma"ya yöneliktir ve risk yönetimi olarak adlandırılır. Yine burada 5’ten 8’e kadar olan reaktif çalışmalar ise "düzeltme"ye yöneliktir ve kriz yönetimi olarak adlandırılır.

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin problemi risk yönetimi yerine daha çok kriz yönetimine (müdahaleye) önem vermektir. Böylece ülkemizde hep kriz merkezleri, masaları, vb. kurulur ama risk merkezinin ya da risk yönetiminin adı bile yoktur. Bu nedenle 2001 yılında ülkemizde "Ulusal Kuş Gribi Müdahale Planı" oluşturulmuş ama koruyucu ve zarar azaltıcı fazla bir şey yapılamamıştır. Sonuç olarak bu gün müdahalede başarılı olmamız, ölenleri ve ekonomik kayıplarımızı geri getirememektedir.

Yıllardır değişik ülkelerde problemler yaratan kuş gribini, "can ve mal kayıplarına neden olmakla birlikte sosyo-ekonomik düzen ve etkinliklere, tabii ve kültürel kaynaklara zarar verme potansiyeli olan" bir tehlike olarak görmeliydik. Topraklarımızda hayvan ve insanlarda vaka görülmesini beklemeden bu "tehlikenin insanımızın, ekonomimizin, tabii ve kültürel kaynaklarımızın üzerine olan tahmini kötü etkisini" yani riskini belirleyip önlemlerimizi almalıydık. Çünkü "Dereye su gelinceye kadar kurbağanın gözü çatlıyor."

FİLİ TARİF EDEN KÖRLER

Ülkemizde risk yönetimi uygulansaydı, kümes tavukçuluğuna son vermek ve TV’de kuş gribinden korunmanın yollarını anlatmak gibi çalışmalar "kuş gribi mevsimi" başlamadan önce yapılırdı. Bu kapsamda yapılması gereken diğer zarar azaltma çalışmalarına örnekler şunlardır: Senaryoların üretilmesi, tehlike haritalarının ve risk profillerinin çıkartılması, zarar azaltma planlarını hazırlamak, mevcut zarar azaltma önlemlerini belirlemek, gerekli organizasyonları oluşturmak, afet öncesinde korumaya yönelik (tarama ve izleme gibi) erken uyarı çalışmaları, alınması gereken önlemler konusunda topluma doğru ve zamanında bilgi vermek, teşvik ve kaynakları belirlemek, afet takvimine uygun bir şekilde toplumu zamanında bilinçlendirmek, risk altındakileri kamulaştırma ve nakille korumak, mevcut planları güncelleştirmek ve geliştirmek, hastane vb hayati tesisleri güçlendirmek, doğal hayatı korumak ve yaşam kalitesini arttırmak...

Birleşmiş Milletler’in "kuş gribiyle mücadelede başarılısınız" demesi bizi yanıltmasın. Çünkü örneğin Dünya Sağlık Örgütü sadece kısa ve orta vadeli müdahale ve iyileştirme çalışmalarına bakıyor. Bizim dünyada çoktan terk edilmiş olan, sadece "kriz yönetimi" (yıkım-yara sarma) mantığıyla hareket edip sadece veya daha çok olaya "müdahale"yle meşgul olmamız doğru değil. Ayrıca, AB ve BM yetkililerinin şikáyet ettiği "Türkiye’de kuş gribinin yayılmasındaki ihmalkár davranış"ın arkasında da kriz yönetimi mantığı var...

Yukarıda özetlenen risk yönetimi çalışmaları, önümüzdeki sene kuş gribi mevsimine hazırlık için şimdiden tüm ilgili kurumlarca yapılmalı. Bu nedenle öncelikle, Türkiye Acil Durum Yönetimi (TAY) Genel Müdürlüğü bir an önce günün gereklerine uygun bir şekilde yapılanıp kurumsallaşmalı. Çünkü ülkemizde afet yönetimi konusunda üst düzeydeki çok başlılığı ortadan kaldırmak ve risk yönetimine yönelik çalışmaları belli bir afet yönetimi sistemi ve koordinasyonu içinde kısa, orta ve uzun vadeye yayarak yapmak zorundayız!

Maalesef ülke ve zihniyet olarak risk yönetimine geçemiyoruz. Çünkü ülkemizde fili tarif eden körler gibi her kurum ve meslek disiplini olayları sadece kendi penceresinden görüyor. Bu nedenle, ülkemizde acele resmin bütününü afet yönetimi sistemi içinde görebilecek, kurum ve meslek mutaassıplığını aşabilecek bir lider kuruma ve yönetime ihtiyacımız var.
Yazarın Tüm Yazıları