Kurtulmuş'tan 'Varlık Fonu' açıklaması: Türkiye'nin kendisini garantiye alması için ortaya konulmuş bir fondur

Güncelleme Tarihi:

Kurtulmuştan Varlık Fonu açıklaması: Türkiyenin kendisini garantiye alması için ortaya konulmuş bir fondur
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2017 16:29

Kurtulmuş'tan 'Varlık Fonu' açıklaması: Türkiye'nin kendisini garantiye alması için ortaya konulmuş bir fondur

Haberin Devamı

 Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA) - BAŞBAKAN Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, bazı kamu kuruluşlarının Varlık Fonu'na devredilmesiyle ilgili "Türkiye ekonomisinin kendi ayakları üstünde durabilecek, olası birtakım ekonomik salvolara karşı kendisini koruyabilecek, daha dinamik bir yapıya kavuşması öngörülmektedir. Varlık fonu, Türkiye'nin ekonomik olarak güçlü bir fona sahip olması ve ekonomide bazı birtakım Türkiye ekonomisi üzerindeki yapılabilecek operasyonlara karşı Türkiye'nin kendisini bir yerde garantiye alması için ortaya konulmuş olan bir fondur" diye konuştu.

Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, ayrıca CHP'li Faik Öztrak'ın Varlık Fonu ile ilgili 'Düyun-u Umumiye' benzetmesini eleştirerek, "Düyun-u Umumiye, ekonominin gayri milli olmasını sağlayacak bir amaçla atılmış adımdır. Yanlış, yersiz ve alakasız bir benzetmedir" dedi.

Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'ndeki Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Çanakkale'nin Ayvacık İlçesi'nde, depreme maruz kalan vatandaşlara geçmiş olsun dileğinde bulunan Kurtulmuş, "Vatandaşlarımızın her türlü zarar ve ziyanının tazmin edilmesiyle ilgili başta valiliğin koordinasyonunda olmak üzere ilgili birimlerimiz çalışmaya devam etmektedir. Vatandaşlarımızın gerekli bütün yardım malzemeleri ulaştırılmıştır. Çadırlar, konteynerler ilgili bölgeye nakledilmiştir. Geçmiş olsun diyoruz. Allah ülkemizi daha büyük felaketlerden korusun temennisinde bulunuyorum" diye konuştu.

VERGİSİNİ EKSİKSİZ ÖDEYENE YÜZDE 5 İNDİRİM

Vergisini zamanında ödeyen vatandaşlara yönelik vergi indirimi uygulamasıyla ilgili bilgileri paylaşan Kurtulmuş, "Vergisini geçmiş dönemlerde, eksiksiz ve vaktinde ödeyen mükellefler için kurumlar vergisi ve gelirler vergisinde yüzde 5'e kadar indirim yapabilecek bir uygulama konusunda, Bakanlar Kurulu'na yetki verilmesi öngörülmüştür. Vakti zamanında vergisini ödeyen, eksiksiz olarak vergisini ödeyen insanlarımız, girişimcilerimiz, şirketlerimiz özellikle Türkiye sanayisinin, Türkiye ekonomisinin bel kemiğini oluşturan KOBİ'lerimiz bu vergi indirimlerinden yaralanmış olacaklar" dedi.

'VARLIK FONU' AÇIKLAMASI: DEVLETİN ELİNDE ÇOK KUVVETLİ KAYNAK OLUŞMASI SAĞLANMAKTADIR

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, açıklamalarının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Bazı kamu kuruluşlarının, Varlık Fonu'na devredilmesiyle hükümetin ne amaçladığı sorulan Kurtulmuş, "Büyük kamu şirketlerinin daha etkin bir şekilde yönetilmesiyle ilgili bir niyet söz konusudur. Ayrıca devletin elinde çok kuvvetli bir kaynak oluşması sağlanmaktadır. Böylece Türkiye ekonomisinin kendi ayakları üstünde durabilecek, olası birtakım ekonomik salvolara karşı kendisini koruyabilecek daha dinamik bir yapıya kavuşması öngörülmektedir. Bu, Türkiye ekonomisinin kaynaklarının verimli kullanılması için önemli bir adım olacaktır. Bu niyetle, bu adım atılmıştır" diye yanıt verdi.

"MÜHİM OLAN KAMUNUN ELİNDE KUVVETLİ BİR VARLIK FONUNUN OLUŞTURULMASI"

Savunma Sanayii Destekleme Fonu'ndan, 3 milyar liranın Varlık Fonu'na 3 aylığına devredilmesiyle ilgili bir soruyu Kurtulmuş, şöyle yanıtladı: "Mühim olan kamunun elinde kuvvetli bir varlık yapısının, fonunun oluşturulmasıdır. Bu, Türkiye ekonomisinin gücünü göstermek ve Türkiye ekonomisinin birtakım dışarıdan müdahalelere karşı kuvvetlenmesini sağlamak için tabiri caizse garanti mahiyetinde olan bir fondur. Savunma sanayiinden ilgili kaynağın buraya aktarılmasının amacı, aynı şekilde kullanımın aynı kaynakta toplanılarak, daha etkin kullanımını sağlayabilecek bir adımın atılmasıdır"

'REFERANDUM' AÇIKLAMASI: DEMOKRATİK BİR YARIŞ OLACAĞINDAN KİMSE ENDİŞE ETMESİN

Anayasa değişikliği referandumu üzerinden, Başbakan Binali Yıldırım ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın 'Hayır' kampanyası yürütülenlerle ilgili açıklamalarıyla bir imamın 'Hayır, diyenler haindir' açıklaması hakkında görüşleri sorulan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Eğer bugün Türkiye, bir Suriye, Irak, Libya, Yemen olmadıysa bunun en temel sebeplerinin başında gelenlerinden birisi Türkiye'de sandığın ortada olmasıdır. Bu referandum sandığının ortada olması bile Türkiye'nin demokrasisinin gücünü gösteren önemli bir göstergedir. Kimisi evet kimisi hayır diyecek. Kampanya açık, şeffaf, demokratik şekilde ortaya konulacak. Herkes bu süreç içerisinde kendi perspektifinden niye evet ya da hayır dediğini ortaya koyacak. Bu bir parti seçimi değildir. Burada farklı partiler 'evet' etrafında kanaatlerini belirtiyor. Hatta başka partilere oy verenler arasında da evet, verecek olan insanlar vardır. Herkes evet ya da hayır, ne diyecekse onu da kampanya sırasında açık şekilde ortaya koyacaktır. Kimse demokratik bir yarış olacağından endişe etmesin. Bu yarış, açık, şeffaf, demokratik bir yarıştır. Sonunda millet ne derse başımızın gözümüzün üstünedir"

"OLGUNLUK İÇERİSİNDE KAMPANYA YÜRÜTÜLECEK"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Olgunluk içerisinde kampanya yürütülecek. Biz pozitif bir kampanya yürütüyoruz. Kampanyamızın sloganı 'Kararımız 'Evet'tir'. Biz kampanya boyunca bu 'evet'i anlatacağız meydanlarda. Halkımızın büyük çoğunluğunun destek vereceğini şimdiden görüyoruz. Nihayetinde söz de karar da milletindir. Millet ne derse başımızın üstünedir"

"ASTANA DİPLOMATİK BAKIMDAN BAŞARILI SONUÇLA NİHAYETLENMİŞTİR"

Astana ve Cenevre süreçleriyle ilgili bir soruyu yanıtlayan Kurtulmuş, "Astana'nın en önemli sonucu 6 yıldır devam eden iç savaş sonrasında, rejim güçleriyle muhalif unsurların aynı masa etrafında bir araya gelmesidir. Astana diplomatik bakımdan başarılı bir sonuçla nihayetlenmiştir. Astana süreci, Cenevre sürecinin alternatifi ya da rakibi değildir. Biz Türkiye olarak Cenevre sürecine de destek veriyoruz. Bizim amacımız bir an evvel, Astana ya da Cenevre nerede olduğu fark etmez, barış görüşmelerinin tamamlanması ve Suriye halkının istediği adil ve kalıcı bir barışın ortaya konulmasıdır. Bununla ilgili Türkiye diplomatik bütün gücünü ortaya koyuyor. Bizim derdimiz Suriye halkının huzura, barışa ermesidir" diye konuştu.

'TORNADO' AÇIKLAMASI: İSTEDİĞİMİZ DESTEĞİ VERMEDİKLERİNİ İFADE ETMEK İSTERİM

İncirlik Üssü'nden kalkan Almanlara ait Tornado tipi keşif uçaklarının ele geçirdiği bilgilerin, Türkiye ile paylaşılmadığı yönündeki haberlerin sorulması üzerine Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Koalisyon ülkelerinin El Bab ve Fırat Kalkanı operasyonları çerçevesinde istediğimiz desteği vermediklerini bir kere daha ifade etmek isterim. Almanların keşif uçuşları sırasında elde ettiği bilgilerin önemli bir kısmını bizimle paylaştıklarını biliyoruz. Ancak isteriz ki bu koalisyon güçleri ellerindeki bütün bilgileri bizimle paylaşsın, biz de onlarla paylaşalım. Bizim dostlarımızdan, müttefiklerimizden beklediğimiz sadece DEAŞ'a karşı birtakım bilgilerin, bulguların ya da istihbaratın paylaşılması değil; aynı şekilde PYD ve PKK unsurlarının Türkiye'ye karşı hareketlenmeleri konusunda Türkiye'yi bilgilendirmeleridir. Dostluk, müttefiklik bunu gerektirir. Son zamanlarda bilgi ve istihbarat paylaşımında olumlu gelişmeler vardır. Ama bütün bilgiler paylaşıldığı bir istihbarat paylaşımını beklediğimizi ifade etmek isterim"

"BİR KİŞİNİN İTİRAFÇI OLMASI MAHKEMEDE AKLANDIĞI ANLAMINA GELMEZ"

FETÖ ile mücadele kapsamında gözaltına alınan pilotlardan 180'inin itirafçı olduğu ve tekrar görevlerine döndüğü yönünde basında yer alan haberlerin doğru olup olmadığı sorulan Kurtulmuş, "Devam eden hukuki bir süreç var. Bir kişinin itirafçı olması demek, o kişinin mahkemede aklandığı anlamına gelmez. Mahkeme süreçlerinin ilgili TSK personeli bakımından sonuçlanması beklenecektir. Ondan sonra mahkeme sonucunda olumlu bir sonuç çıkarsa gerekli adımlar atılır" dedi.

DEAŞ OPERASYONLARIYLA İLGİLİ AÇIKLAMA: ENİNDE SONUNDA DİZ ÇÖKTÜRECEĞİZ

Hafta sonu terör örgütü DEAŞ'a yönelik gerçekleştirilen kapsamlı operasyonun detayları ve devamının gelip gelmeyeceği sorulan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Türkiye uzunca bir süredir terör örgütlerinin tamamıyla canhıraş bir mücadele veriyor. FETÖ ile bir ölüm kalım mücadelesi veriyor. Bu terör örgütlerinin mutlaka diz çöktürülmesi, yapmakta oldukları bu hainane işleri yapamaz hale getirilmesi Türkiye'nin bekası için zorunludur. Eninde sonunda bütün terör örgütlerine diz çöktüreceğiz. Başka çaresi yok. Türkiye, terörle böylesine iç içe yaşayamaz. Halkımıza biz böylesine büyük acıları yaşatamayız. Terör örgütlerine karşı bütün operasyonlar yapılacak. Hem Türkiye'nin dışından Türkiye'ye gelen tehditleri önleyecek tedbirlerimizi alacağız hem de Türkiye içerisinde bu örgütlere destek veren unsurların tamamını bulup, bunları yargı önüne çıkaracağız. Son DEAŞ operasyonu da bu kapsamda yapılmış bir çalışmadır. DEAŞ'ın Türkiye içerisindeki olası insan kaynaklarının toparlanması, bunların örgütle temasının kesilmesi ve bunların Türkiye'ye zarar veremez noktaya getirilmesi için gayretle yapılan bir mücadeledir. Bundan da sonuç alacağız"

"HER İSTİHBARAT CİDDİYETLE DEĞERLENDİRİLİYOR"

DEAŞ'ın kendi dergisinde, Türkiye'yi ve din adamlarını tehdit ettiği ve bu tehditlerle ilgili olarak herhangi bir önlem alınıp alınmadığı sorulan Kurtulmuş, "Dergilerde, şurada, burada, internet sitesi üzerinden ya da başka yollardan çok sayıda tehditler alınıyor. Bu tehditlere karşı da istihbaratlara karşı da ilave tedbirler alınıyor. Dolayısıyla bu istihbaratların her biri detaylı şekilde değerlendiriliyor. Bununla ilgili olarak tedbirler alınıyor. Her gelen istihbaratın ciddiyetle değerlendirildiğini bilmenizi isterim" diye yanıt verdi.

AHMET TÜRK'ÜN AÇIKLAMALARINA YANIT: MAALESEF ÇOK GEÇ OLMUŞTUR

Cezaevinden sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilen Mardin Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Ahmet Türk'ün 'Hükümet çözüm yönünde bir adım atarsa biz, buna karşılık vermeye hazırız' açıklamasını nasıl değerlendirdiği ve hükümetin bu konuda bir hazırlığının olup olmadığı sorulan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Biz Sayın Türk'ün açıklamalarının çok daha yüksek sesle söylenmesinin faydalı olacağı kanaatindeyiz; ama maalesef çok geç olmuştur. Bundan sonra biz, Türkiye'ye karşı, bölgedeki halkımıza karşı acımasızca bu şekilde terör faaliyetlerini sürdüren örgütün diz çöküp, terör faaliyetlerini yapamaz noktaya gelmesinden başka hiçbir imkan artık elimizde kalmamıştır. Önce bu terör örgütünün bertaraf edilmesi, bu ülkede yaşayan 80 milyonun vazifesidir. Türkiye'deki bütün akil siyasetçilerin bu terör örgütünün bertaraf edilmesine katkıda bulunması gerekir diye düşünüyorum"

"CUMHURBAŞKANI'MIZIN KENDİ İRADESİDİR"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Değişiklik Kanunu'ndaki bazı maddeleri iade edebileceği yönündeki iddialar sorulan Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, "Cumhurbaşkanı'mızın kendi iradesidir. Cumhurbaşkanı'mız kanaatimize göre, bu 18 maddelik anayasa değişiklik paketinin tamamını onaylayacak ve referandum tarihi böylece belirlenmiş olacaktır" dedi.

'DÜYUN-U UMUMİYE' BENZETMESİNE YANIT: YANLIŞ, YERSİZ VE ALAKASIZ BİR BENZETME

Bazı kurumların Varlık Fonu'na devredilmesiyle ilgili CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak'ın 'Düyun-u Umumiye' benzetmesi hakkında görüşleri sorulan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Varlık fonu, Türkiye'nin ekonomik olarak güçlü bir fona sahip olması ve ekonomide bazı birtakım Türkiye ekonomisi üzerindeki yapılabilecek operasyonlara karşı Türkiye'nin kendisini bir yerde garantiye alması için ortaya konulmuş olan bir fondur. Daha etkin şekilde bu kuruluşların yönetimi sağlanacak. Öyle Düyun-u Umumiye gibi sözlerin son derece yanlış ve yersiz olduğunu ifade etmek isterim. Varlık Fonu milli bir oluşumdur. Milli ekonomiyi güçlendirmek için atılmış bir adımdır. Düyun-u Umumiye ise ekonominin gayri milli olmasını sağlayacak bir amaçla atılmış adımdır. Yanlış, yersiz ve alakasız bir benzetmedir"

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!