Kürtlere tavsiyem

KUZEY Iraklı Kürtlerin yerinde olsam, bugünlerde bol bol Vietnam’la ilgili filmleri seyrederdim.

Özellikle Amerikan yönetiminin Vietnam’dan çekildiği günleri anlatan filmleri.

Bir tanesini çok iyi hatırlıyorum.

Amerikan elçiliğinin kapılarını zorlayan Vietnamlıları anlatıyordu.

Amerikalılarla işbirliği yapan Vietnamlılar, ailelerini kurtarmak için elçiliğin kapılarını zorluyorlardı.

İçerideki "Marine"ler ise dipçikle onları geri itiyordu.

Bence Vietnam Savaşı’nın en acıklı insanları onlardır.

Savaşı kaybeden Amerika’nın geride bıraktığı işbirlikçiler.

* * *

Bu filmleri çok iyi seyretmek lazım.

Çünkü Amerikalı sinema yönetmenleri çok daha gerçekçidir.

Savaş kaybeden bir süper gücün geride bıraktığı enkazı onlar çok daha iyi anlatır.

Kuzey Irak’ta bütün hesaplar, bu bölgede hayatın hep böyle gideceği varsayımı üzerine yapılıyor.

Güney Vietnamlılar da böyle yapıyordu.

Hesap tutmadı.

Olan, hayatın hep böyle devam edeceğini sanan işbirlikçilere oldu.

Amerikan yönetim anlayışının bir başka geleneği daha vardır.

Savaşı kaybetse de, gerçekçiliğini kaybetmez.

Bu gerçekçilik bazen, ona bütün hayatını bağlamış işbirlikçileri ihanete uğramış duygusuyla baş başa bırakır.

Güney Vietnamlıları sefaret kapılarından geri iten Amerika, 20 yıl geçmeden yeni Vietnam’ın iyi bir ekonomik ortağı olmuştur.

* * *

Sınırın bu tarafında ve öteki tarafında, Türkiye ile ABD arasındaki gerginlikten medet uman Kürtlere tavsiye ederim.

Vietnam filmlerini seyretsinler.

Türkiye büyük devlettir.

İran büyük devlettir.

Suriye büyük devlettir.

Ve Kürtler henüz bir devlet değildir.

Buralarda hayat hep böyle gitmeyecek.

Bir gün Amerika buralardan çekilecek ve baş başa kalacağız.

Ne yazık ki, bu kavgadan kárlı çıkan tek taraf, dün, bugün, yarın kapağı Amerika’ya atabilecek bir avuç işbirlikçi Kürt olacaktır.

Birinci Körfez Savaşı’ndan beri sırtlarını çevirdikleri Iraklı Araplarla karşı karşıya geldikleri zaman artık sığınabilecekleri müşfik, gönlü yüce bir Türkiye bulurlar mı bilemeyiz.

* * *

Çünkü, birkaç bin PKK katili yüzünden, Türkiye’de söndürdükleri o kadar ocak, kırdıkları o kadar çok gönül var ki...

Bu acı hatıra ne yazık ki aradan hiç çekilmeyecek.

Ben aklı başında bir Kürt olsaydım, bugünlerde bol bol tarih kitabı okurdum.

O topraklarda cetvelle çizilen haritaların, pergelle nasıl bozulduğunu; bozulan coğrafyalarda insanların başına neler geldiğini anlamaya çalışırdım.

Bir çift sözüm de Amerikalılara.

Bu bölgede, eskiden dostunuz olan çok ülkenin kalbini kırdınız.

Kendinize çok düşman yarattınız.

Emin olunuz bunun bedeli ağır olacaktır.

Bu çağda artık sadece ekonomik ve askeri güce dayanarak büyük devlet olunamıyor.

Küreselleşmenin garip bir tecellisi var.

En çaresiz halklara, en güçlü devletler karşısında bile savunma imkánı veriyor.

Amerikan gerçekçiliğinin kısa sürede, Kuzey Irak’ta kukla rejimlerle, Ermeni soykırımı tasarısı gibi tarihin arı kovanına çomak sokmalarla bir yere gidemeyeceğini anlayacağını umut ediyorum.

* * *

Umudum onların, "Dün dündür, bugün bugün" gerçekçiliğindedir.

Üzüntüm ise bu manevra kabiliyetine sahip olmayan zavallı Kürtlerin çekeceği sıkıntıya tanık olma ihtimalinin yüksek oluşundandır.

Çok iyi biliyorum ki, biz Türklerin bugün millet olarak çektiği üzüntü, duyduğu infial, onların çekeceği acıların, yaşayacakları trajedilerin yanında mütevazı kalacaktır.

O yüzden Kürtlere tavsiye ediyorum.

Biraz tarih okuyun, Amerikan filmi seyredin.
Yazarın Tüm Yazıları