Kurthan Fişek: Susmayı neden bilmezler acaba?

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

UZUNCA süredir gündem dışı kalan, bu aralarda, ya resmini yapacağı canlı model, ya yaptığı suluboyalara müşteri bulamayan ‘‘7-8 Hasan Paşamız’’ sabah sabah tüylerimi diken diken etti.

‘‘Beşimizden birine veya hepimize sûikast yapılacağı istihbaratı geliyordu. Emir verdim. Birimize bile sûikast yapılırsa, yapan örgütün cezaevindeki mensuplarının hepsini öldürün netekim...’’

İlginç bir mantalitedir bu...

‘‘Yerinde infaz’’ zihniyetidir.

Aslına bakılırsa, pek öyle orijinal de değildir.

* * *

İhtilaller evlátlarını yer elbette...

11 Eylül 1916'da, ‘‘başıbozuk paşası Talat’’, sahici asker ‘‘Enver-Cemal’’ ikilisine by-pass yapıp Yakub Cemil'i kurşuna dizdirdiydi.

O tarihi hafızanıza kaydedin...

Düyûn-u Umûmiye (şimdiki IMF) idaresine olan borçlarımız gırtlağa, dost ve müttefiklerimizin bıçakları kemiğe dayanmıştı.

İttihat-Terakki'nin perde arkasındaki tek kuvvetli adamı olan Talat Paşa mı söyledi, yoksa Ahmet Kenan Evren mi, tam hatırlamıyorum...

‘‘Asmayıp da besleyelim mi yani?’’

İkisi de demiş olabilir.

Seksen dört sene önce, bu vakitler, Yakub Cemil'le birlikte, İttihat-Terakki davasına gönül veren 49 kişi kurşuna dizilmişti.

Tesadüfe bakın hele!

12 Eylül'ün üçüncü yıldönümüne kadar, aynı sayıda kişi ipe gönderildi.

Mermi pahalı, ip ucuzdur.

Aynı ipi tekrar-tekrar kullanabilirsin... Mermiyse tek kere sıkılır.

Çağ atladık, ‘‘tasarruf tedbirleri’’ uyguladık.

‘‘Yerinde infaz’’ zihniyeti baki kaldı.

* * *

Dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve maliye bakanı Hasan Polatkan, 16 Eylül 1961'de İmralı'da idam edildi.

Başbakan Adnan Menderes de bir gün sonra...

İçişleri bakanı Namık Gedik tek katlı bir binanın bodrum katından aşağıya atlayarak, Celal Bayar da intihara teşebbüs etmiş, ama, 27 Mayısçı gardiyanlarının zamanlı ve dirayetli müdahalesiyle son anda kurtarılmıştı.

‘‘Asmayalım da besleyelim mi?’’

MBK'da bölünmeler vardı bu konuda...

‘‘Asalımcılar’’ bir tarafta...

‘‘Besleyelimciler’’ beri tarafta...

13 Kasım 1960 günü, Milli Birlik Komitesi'nin yayınladığı bildiriyle, ‘‘14'ler’’ olarak bilinen on dört ihtilalci subay emekliye sevk edildi.

Açık isimleri aşağıdadır.

Alparslan Türkeş, Fazıl Akkoyunlu, Orhan Kabibay, Mustafa Kaplan, Orhan Erkanlı, Muzaffer Karan, Şefik Soyuyüce, Dündar Taşer, Münir Köseoğlu, Rıfat Baykal, Ahmet Er, Numan Esin, Muzaffer Özdağ ve İrfan Solmazer...

Ama, kavga bitmiyordu. Geride kalanlar da bölünmüştü.

16-17 Eylül 1961'de idam cezaları infaz edildi.

* * *

Az ve öz konuşmak, yerinde ve zamanında susmayı bilmek erdemdir.

Sünnetlerde kirvelik, nikáhlarda şahitlik, vakıf açılışlarında dansözlere kavalyelik yapmak, boş zamanda resim yapmaya benzemez...

12 Eylül'ün yirminci yıldönümünde, geriye dönük bir bilanço çıkarttım.

1 650 bin kişi gözaltına alındı. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.

2Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.

37 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi. 49 kişi idam edildi. İdamı istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi.

471 bin kişi TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelerinden, 98 bin 404 kişi de örgüt üyesi olmaktan yargılandı.

* * *

Láfa bak, hizaya gel! ‘‘Vur emrini ben verdim!’’

Hep söylemişimdir: ‘‘İdam cezasına değil, cellatlara karşıyım...’’

Önümüzde daha ‘‘26 Eylül 1999’’ (Ulucanlar Cezaevi) var.

Ağız ishallileri bari o gün sussunlar...

Yazarın Tüm Yazıları