‘Kürt kebabı’ krizi

Güncelleme Tarihi:

‘Kürt kebabı’ krizi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2005 01:48

Türksolu dergisinde Gökçe Fırat’ın ‘Kürt dizisi izlemeyin, Kürt yemeği kebabı yemeyin’ diye yazması üzerine gözler bu derginin diğer yazarlarına çevrildi.

TÜRKSOLU Dergisi’nin Türkleri kebap yememeye hatta Kürtçe konuşulan minibüse binmemeye çağıran yazıları Hürriyet yazarları Ahmet Hakan ve Hadi Uluengin’in konuyu gündeme getirmesiyle tartışılmaya başlandı. Dergi yetkilileri, konuyla ilgili açıklama yapmadı. Dergide düzenli yazıları çıkan Yekta Güngön Özden ise yazının haklı bir tepkiye dayandığını söyledi.

TÜRKLÜĞÜNÜ KORU

Dergi, içeriğindeki akıl almaz taleplerle şaşkınlık yarattı. Sayfalarında Atatürk, Deniz Gezmiş ve Nazım Hikmet fotoğraflarına yer veren derginin ağustos sayısındaki ‘Türk Oğlu Türk Kızı Türklüğünü Koru’ başlıklı yazıda, Türklerin Kürtleştirildiği iddia edilmişti. Gökçe Fırat imzalı yazıda şöyle denilmişti:

TÜRK ÜREMELİDİR

‘Türk, Kürt dizisi izlemez. Kürtçe müzik dinlemez. Kürtçe müzik çalan barlara gitmez. Kürtçe konuşulan minibüse binmez. Kürtçe kaset satan dükkandan alışveriş yapmaz. Türk’ün damak tadı, Kürt yemekleri ile yer değiştirmektedir. Türk’ü kebaba, lahmacuna mahkum eden anlayışla mücadele edilmelidir. McDonalds’lar ne kadar tehlikeli ise Kürt mutfağı da o kadar tehlikelidir. O nedenle Türk, Türk mutfağına sahip çıkmalı, başka şeyler yememelidir. Her şeyden önce Türk üremelidir. Artan her bir Türk bebesi, bizi Ergenekon’dan çıkartacak bir kurtarıcıdır.’

ÇOCUKLAR HAKLI AMA...

Yazıya tepki gösteren Hürriyet yazarları, dergide Özden, Bedri Baykam gibi kişilerin de yazmasına dikkat çekmiş, Hakan köşesinde, ‘Bu önerilerin yayınlandığı derginin yazarları arasında, meczup olmağına inanmak istediğimiz Yekta Güngör Özden gibi bir isim bulunmaktadır’ ifadelerini kullanmıştı. Özden konuya ilişkin sorumuzu ‘Çocuklar tepkilerinde haklılar ama çözüm önerileri yanlış’ diye yanıtladı. Özden şöyle dedi:

ÖNERİLER ÇOK SERT

‘Benim görüşüm şu ki çocuklar, Kürtçülerin aşırı tepkisine karşı aşırı tepki vermiştir. Tepkilerinde haklılar, çocukların yanlışları olabilir. Ayrıca gerginliği yaratan Kürtçüler. Belediye başkanlarının konuşmalarını izliyorsunuz. Çocukların tepkisi haklı, ama çözümlerinin bir kısmına katılmıyorum. Çözüm önerilerinin bir kısmı sert. Örneğin ben bazen lahmacun yerim, bazen yemem. Kürtçüler ayrımcılık yapıyor ama onların tepkileri de aşırı, bunlar genç çocuklar.’

‘Her Kürt potansiyel PKK’lıdır’

DERGİNİN eylül sayısındaki Gökçe Fırat imzalı başyazıda, yine Kürt-Türk ayrımcılığı yapıldı. ‘Kürt varsa sorun var’ başlıklı yazıda şu ifadeler yer aldı: ‘Kimileri kabul etmese bile, ben Kürdüm diyen herkes, potansiyel bir PKK’lıdır. O nedenle en iyi Kürt, ben Türküm diyen Kürttür. (...) Bozüyük’te olanlara şaşırmamak gerekir. PKK’nın sokağa indiği yerde Türk de sokağa inecektir doğal olarak. Bu işin bir Bozüyük’le kalmayacağını, iki, üç daha fazla Bozüyük olacağını öngörmek içinse müneccim olmak gerekmez. Bunun arkasında bir provokasyon arayan kafa, ipi dışarıda kafadır. (...) Susup evimizde mi oturalım?’

Tartışılan pankart da onların

TÜRKSOLU dergisi, rektörlerin ve öğrencilerin 25 Ekim 2003 tarihinde Ankara’da YÖK Yasası’nı protesto etmek için düzenlediği Cumhuriyet Yürüyüşü’nde ‘Ordu göreve’ pankartı açmıştı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!