Kürsüdekiler

Bu adrenalin denen meret, sadece sporcularda mı yükselir? Kürsüde kendini kaybeden konuşmacılar yok mu?

Haberin Devamı

Eğer siyasette de sarı kart-kırmızı kart olsaydı, şimdi miting meydanlarında tek konuşmacı kalmaz, hepsi ihraç edilirdi.

- Avrupalı Türkiye.

- Muasır medeniyet.

Nereden belli?

Önce insanların hitap biçimine bakacaksınız. Liderler birbirlerine öyle hakaret ediyorlar ki, eski çağlarda bunu ancak düello temizlerdi. Şimdi mahkemeler

bile âciz kalıyor.

Ne biçim bir siyasi kampanya bu?

Bu nasıl bir üslup yarabbi?

***

İnanın ki Türk Siyaseti, her geçen yıl terbiyesini biraz daha kaybediyor.

70’li yıllardaki atışmalar, 80’li yılların yanında vallahi hafif kaldı... 90’lı yıllar daha da tüy dikti ama şimdiki üsluba bakarsanız 90’lı yıllar bile veciz sayılır.

Ne bir espri var, ne bir zerafet. Hakaretten başka hiçbir şey yok.

Bu kadarını mahalle çocukları da yapar.

***

Haberin Devamı

İşin en hazin tarafı, bu tür konuşmaların prim toplamasıdır.

Kürsüde hakaretin dozu arttıkça, meydandaki kalabalıklar çılgın gibi alkışlıyor.

Biz televizyonlardan şikayet ediyorduk, değil mi?

Halk’ın seviyesini daha da aşağı çekiyorlar diye yakınıyorduk.

Siyasetçiler daha da baskın çıktılar. Artık kimi kime şikayet edeceğiz?

Hey Avrupa, duy sesimizi, bu gelen Türk’ün ayak sesleri.

***

Sâkinleşmek için, bağımsız adayları dinliyorum. Hiç değilse yumuşak bir ses tonuyla sosyoloji konuşuyorlar. Enteresan ekonomik öneriler üretiyorlar. “Demokrasinin vazgeçilmez unsuru” denilen partilerden daha somut projeleri var.

En mühimi de bağımsızlar yalan söylemiyorlar. Kuvvetleri ne kadarsa vaatleri de o kadar.

Partiler öyle mi?

At atabildiğini.

Sırtında küfe yok. Seçimden sonra çıkar der ki:

- Ne yapayım? Tek başına iktidar yapmadınız beni.

Zavallı halk da linçten dönen insanların ruh hâleti içerisinde boynunu büküp oturur.

 

Yazarın Tüm Yazıları